Kayıtlar

siyah etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hz. İsa Aleyhisselâm ve Siyah Yılan

  Hz. İsa Aleyhisselâm ve Siyah Yılan   İsa Aleyhisselâm bir gün köye uğrar. Köyde bir elbise boyacısı vardır ki bütün köylüler kendisinden şikâyetçidirler. Çünkü boyacı elbiseleri boyamak için bir yandan sularını kesmekte, bir yandan da boyalarla suyu kirletmektedir. Köylüler toplanarak hep birden boyacıyı İsa Aleyhisselâm’a şikâyet ederler ve: “- Ey İsa Aleyhisselâm!” derler. “- Bu adama öyle bir beddua edin ki gidişi olsun, fakat bir daha dönüşü olmasın.” Bunun üzerine İsa Peygamber de şöyle dua eder: “- Allah’ım! O adama öyle siyah bir yılan musallat et ki, onu sokup öldürsün. Bir daha da gelmek nasip olmasın.” Boyacı her zamanki gibi yine yanına üç ekmek alarak suyun kenarına gider ve elbiseleri boyamaya koyulur. Tam bu sırada yanında bir abid (kendisini Allah’a ibadete adayan bir kimse) beliriverir. Abid oradaki dağlardan birinde ibadetle meşgul olmaktadır. Boyacıya selam vererek ona: “- Yanında yiyecek içecek bir şeyin var mı? Şu kadar zamandır ağzım...

Kelimeler Yetersiz...

Kelimeler Yetersiz... Sudanlı aç bir çocuğun incecik siyah teni, narin kemikleri ve güneşten pişmiş öne eğik başı. Küçük kızın açlıktan bir adım daha atacak gücü kalmamış. Yere kapaklanmış, emekleyerek bir kaç kilometre ilerideki yardım kampına gitmeye çalışıyor. Biraz arkasında ise bir akbaba sabırla bekliyor. Ölse de yesem diye. Ve küçük kız için inanılmaz bir fırsat doğuyor: Küçük kızı kurtarabilecek bir insan olayı görüyor ve yanına yaklaşıyor. Ve işte zamanın durduğu an: Kızın bu halini gören gazeteci Kevin Carter… Fotoğraf makinesi ile bu anı donduruyor ve çektiği bu fotoğrafla hayalindeki Pulitzer ödülünü 1994 yılında alıyor. 1994 yılında Sudan da çekilen bu fotoğraf Afrika’da ki açlığın simgesi oldu ve belki de birçok insan bu fotoğraf sayesinde açlıktan kurtuldu. Ancak insanlar olayı sadece bir fotoğraf karesi olarak görmüyorlardı, Kevin Carter e olayın devamını yani küçük kıza ne olduğunu sordular. Cevap en az fotoğraftaki manzara kadar içler acısıydı: Carter, ...