Kayıtlar

Eylül 2, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gözyaşı Değen Yere Cehennem Ateşi Değmez

Gözyaşı Değen Yere Cehennem Ateşi Değmez Anlatıldığına göre Muhammed İbni Munzir rahimehullahialeyh ağladığı zaman gözyaşları ile yüzünü, sakalını ovar «Duyduğuma göre gözyaşı değen yere cehennem ateşi değmez» derdi. Mümin Allah'ın gazabından korkmalı ve kendini nefsin azgın arzularına uymaktan sakındırmalıdır. Nitekim Allah Celle Celâlüh şöyle buyuruyor: Nefsinin azgın arzularına uyan ve dünya hayatını (Ahirete) tercih edenlerin varacağı yer cehennemdir. Rabb'inın makamından ve nefsini azgın arzulardan alıkoyanların varacağı yer ise cennettir». Allah'ın gazabından kurtularak sevab ve rahmetine nail olmak iste-yenler, dünyanın sıkıntılarına sabırla katlanmalı, Allah'ın buyruklarına uymakta ısrar etmeli ve günahlardan sakınmalıdırlar. Rivayete göre Peygamber'imiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyuruyor ki: — Cennetlikler cennete girdikleri zaman melekler onları türlü türlü hayır ve nimetlerle karşılarlar, onlar için sedirler kurularak döşenir.

Allah’ü Teâlâ’dan Korkan Çoban

Allah’ü Teâlâ’dan Korkan Çoban Abdullah b. Ömer bir gün arkadaşıyla Medine’nin dışına çıkar. Uygun bir yerde oturup sofra kurarlar. O sırada sürüsünü oradan geçiren bir çoban kendilerine selam verir. Abdullah çobanı sofraya davet eder. Çoban oruçlu olduğunu söyleyince, şiddetli sıcak bir günde oruç tutan bu gencin ne derece samimi olduğunu sınamak ister ve şöyle der: ‘’Bu sürüden bir koyunu bize satar mısın? Sana parasını veririz, etinden de veririz, böylece akşam iftar edersin.’’ Çoban, ‘’koyun benim değil efendim!’’ Karşılığını verir. Abdullah, ‘’Koyunu kurt yedi desen efendin bunu nereden bilecek?’’ diye sorar. Çoban arkasını dönüp giderken parmağını semaya kaldırarak şöyle der: ‘’(İyi ama) Allah nerede?’’ Çobanın güvenilirliği ve ıssız bir yerde emanete ihanet etmekten kaçınması varlıklı bir sahabî olan Abdullah’ı oldukça etkiler. Medine’ye dönünce sürünün sahibinden sürüyü çobanla beraber satın alır, çobanı azat edip sürüyü de ona bağışlar. (Beyhakî, Şu

Allah'ın Teâlâ’nın Rahmeti Nereden Gelir Bilinmez:..

Allah'ın Teâlâ’nın Rahmeti Nereden Gelir Bilinmez... Ma'rûf-ı Kerhî hazretleri, ramazan ayından başka bir ayda, nafile oruç tutarken Badat çarşısından geçiyordu. İkindi vakti bir su dağıtıcısı; "Benim suyumdan içene Allah’ü Teâlâ rahmet etsin" diye bağırıyordu. Hazret-i Ma'rûf, sucunun elindeki bardağı alıp içti. Talebeleri dedi ki: "Efendim siz oruçlu değil miydiniz?" "Evet, oruçlu idim. Fakat bu su dağıtıcısının duası üzerine nafile orucu bozdum." buyurdu. Ma'rûf-ı Kerhî vefat edince, kendisini rüyada gördüler; "Allah’ü Teâlâ, sana nasıl muamele eyledi?" dediler, "O su dağıtıcısının duası ile daha fazla ihsana kavuştum." dedi.