Kayıtlar

Sizin etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Asıl Değişen Sizin Kalbiniz

Resim
Asıl Değişen Sizin Kalbiniz Bir padişah, bir iki vezirini ve diğer erkândan birkaçını yanına alarak payitahta (başkente) yakın yerleşim merkezlerinde bir gezintiye çıkmıştı. Payitahttan ayrılıp bir kaç saatlik bir yol kat ettikten sonra yolları üzerindeki bir nar bahçesinin kıyısında dinlenme molası verdiler. Olgunlaşmış, tam kıvamını bulmuş olan narlar insanın iştahını kabartıyordu. Padişah bahçe içinde çalışmakta olan yaşlı bir adamı yanına çağırdı sordu: - Bu güzel nar bahçesi kimin? - Bu nar bahçesi benimdir efendim, babamdan miras kaldı. - Oğlun, uşağın var mı? - Allah bize oğul uşak vermedi efendim, bir karı kocadan ibaret iki kişilik bir aileyiz. - Peki, ben de bu ülkenin hükümdarıyım, şuradan bir nar şerbeti sıksan da içsek! İhtiyar; "Baş üstüne!" dedi ve hemen gidip bahçe içindeki kulübeden kalaylı, tertemiz bir tas getirdi. En yakındaki ağaçtan iki nar kopardı ve sıktı. İki nar tam bir tası doldurdu. Padişah içti ve çok beğend

Sizin Yanlışınızı Düzeltecek Adam Anasından Doğmamış mı?

Sizin Yanlışınızı Düzeltecek Adam Anasından Doğmamış mı?     Bir gece Medine sokaklarında Halife Hazreti Ömer ve Abdurrahman bin Avf hazretleri gezerken bir evin içinden karışık seslerin geldiğini duyarlar. Biraz yaklaşınca sorar Halife:     - Ey Abdurrahman, bu evin kime ait olduğunu biliyor musun?     Abdurrahman bin Avf, "Bilmiyorum" der. Şöyle açıklama yapar.     - Burası Rebi'a bin Ümeyye'nin evidir. İçindekiler de sarhoşlar, içmişler bağırıp çağırışıyorlar. Ne dersin, bunlara ne türlü bir ceza uygulayalım? Gecenin bu saatinde  bu haldeler...     Abdurrahman bin Avf der ki:     - Bana kalırsa ceza uygulanacaklar onlar değil, biziz!     İrkilir Halife.     - Neden? Diye sorar. Şöyle izah eder büyük sahabe:     - Allahü Azimüşşan 'İnsanların gizli ayıplarını araştırmayınız' buyuruyor. Biz ise gecenin bu saatinde evinin içindeki ayıplarını araştırıp meydana çıkarmakla meşgulüz. Aslında cezalık işi biz yapıyoruz demektir!     Bunun üze

Bir Dakikada Neler Yapılır?

Bir Dakikada Neler Yapılır? 01-  1 dakikada 5 defa  “Fatiha suresini seri bir şekilde okuyabilirsin”.  Fatiha suresini bir defa okumak 1400 sevaptır. 5 defa okununca bir dakikada 7000 sevap elde edebilirsin. 02-  1 dakikada on defa  “İhlâs suresini okuyabilirsin”.  10 defa ihlâs suresi 3 Kur’anı Kerim hatmine bedel sevap kazandırır. Her gün bir dakikanı ihlâs suresine ayarsan ayda 300 defa senede 3600 defa ihlâs okumuş olursun. Bu da 1200 hatme bedel olur. 03-  1 dakikada  “Allah’ü Teâlâ’nın kitabı Kur’an-ı Kerim’den bir sahife”  okuyabilirsin. 04-  1 dakikada  “Kısa bir hadis, kısa bir ayet”  ezberleyebilirsin. 05-  1 dakikada 30 defa  “Kelime-i tevhid   “Lâ ilâhle illallah Mumahmmeden Rasülallah”  söyleyebilirsin. 06-  1 dakikada 100 defa  “Sübhanallahi ve bihamdihi”  dersin. Denizlerin köpüğü kadar günah da olsa bağışlanır. 07-  1 dakikada 40 defa  “La havle velâ kuvvete illâ billâh”  dersin cennet hazinelerinden 40 hazine elde etmiş olursun. 08-  1

Sizin Omzunuz Çok mu Kuvvetli?

Sizin Omzunuz Çok mu Kuvvetli? Eski Endülüs Hükümdarlarından biri fakir bir kadının arsasına yeni bir saray yapılmasını emretti. Arsa hükümdarın sarayına alındı ve hükümdar arsanın bedelini de ödemiyordu. Müşkül durumda kalan kadın, çareyi, hükümdarı, kadıya şikâyet etmekle buldu. Zamanın Şeyhü’l İslâmı, kadını dinleyip haklı olduğuna hükmettikten sonra, hükümdara hiç bir şey söylemeden bir çuval ve bir de kazma kürek alıp kadının arsasından toprak doldurmaya başladı. Padişah sarayından Şeyhü’l îslâmı seyrediyor kendi kendine: -Herhalde Şeyhü’l İslâm aklını oynatmış olsa gerek, diyordu. Şeyhü’l İslâm çuvala bir miktar toprak doldurdu ve sırtına alıp götürmek istedi. Fakat ihtiyar olduğundan ve toprak da ağır olduğundan kaldıramamıştı. Biraz daha toprak koyup çuvalı ağzına kadar doldurdu. Tekrar kaldırmak istediğinde tabi ki, kaldıramaz! Şeyhü’l İslâmın bu acaip halini seyreden hükümdar daha fazla sabredemeyip huzuruna çağırdı ve: -Hocam, sen bu zayıf halinle bu çuvalı nasıl

Sizin Hiç Böyle Bir Dostunuz Oldu mu?

Sizin Hiç Böyle Bir Dostunuz Oldu mu? ·       Çok konuşmazdı, ·       Susması konuşmasından uzun sürerdi, ·       Daima düşünceliydi, ·       Boş şeylerle uğraşmazdı, ·       Kötü söz söylemezdi, ·       Kimseyle çekişmezdi, ·       Her zaman ağırbaşlıydı, ·       Dünya işleri için hiç kızmazdı, ·       Umanı umutsuzluğa düşürmezdi, ·       Kimsenin kusurunu araştırmazdı, ·       Affediciliği tabii idi intikam almazdı, ·       Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı, ·       Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi, ·       Yemek seçmez, önüne ne konulursa yerdi, ·       Sade kıyafet giyer; gösterişten hoşlanmazdı, ·       Sıkıntılı hallerde kabalaşmaz, bağırmazdı, ·       Konuşurken etrafındakileri adeta kuşatırdı, ·       Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi, ·       Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı, ·       Kapısına yardım için gelen kimseyi asla geri çevirmezdi, ·       Kelimeleri parıldayan inci dişleri gibi tatlı ve