Kayıtlar

Olalım etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Allah'ü Teâlâ’nın Emir ve Nehiylerine Hürmetkâr Olalım

Allah'ü Teâlâ’nın Emir ve Nehiylerine Hürmetkâr Olalım Yazar:  Seyda Muhammed Konyevi Allah-u Zülcelâl hiçbir kulunun amelini zayi etmez. İnsan ne yaparsa Allah-u Zülcelâl kıyamet gününde onun mükâfatını ona verecektir. Bu konuda Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Muhakkak ki iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilsin ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zâyi etmeyiz.” (Kehf, 30) Allah-u Zülcelâl zerre kadar insanın amelini zayi etmez. Ne yaptıysa muhakkak önüne gelecektir. Öyleyse bize düşen, hem fiili olarak hem kavli olarak Allah-u Zülcelâl’in istediği şekilde davranmaktır. İnsan kıyamet gününde neyle ferahlanırsa bu dünyada onu yapması lazımdır, neyle mahzun olacaksa onu da yapmaması lazımdır. Mümin olarak hepimize Allah-u Zülcelâl akıl vermiştir. O aklı kullanarak ferahlanacağımız şeyi yapmak lazımdır, bize zarar verecek, sıkıntı verecek şeyleri de yapmamız lazımdır. Her şeyin bir özü, cevheri vardır. İnsanın cevheri de ak

Gaddar Değil Cesur Olalım

Gaddar Değil Cesur Olalım Bir yaz günü çocuklar dere kenarında oynuyorlardı. İçlerinde Gazanfer adında biri vardı. Hayvanlara yaptığı işkenceler yüzünden çocuklar ona Gaddar lakabını takmışlardı. Gazanfer daha yeni ve canlı bir oyun oynanmasını istiyor fakat teklif edilen oyunların hiç birini beğenmiyordu. Kendisi gibi düşünen iki üç arkadaşını bir köşeye çekti. Onlarla baş başa vererek konuştuktan sonra, eğlenceli bir oyun bulduklarını söyledi. Diğer çocuklar bu yeni oyunu merak ediyorlardı. Yeni ve kötü oyun: Gazanfer ve arkadaşları kasabaya yeni taşındıkları için henüz yüzmeyi bilmeyen Ali‘nin yanına sinsice yaklaştılar. Sonra zavallıyı kolundan, bacağından yakalayarak dereye fırlattılar. Büyük bir paniğe kapılan Ali, kulaç atmak için bir iki defa çırpındı fakat yüzemedi. Suya batıp çıkmaya başladı. 0 imdat diye bağırıp çırpındıkça Gazanfer ve arkadaşları kahkahalarla gülüyorlardı. Cesur çocuk İsmail Çocuklardan biri çabucak soyunmaya başladı. Bu İsmail idi. Cesu

Gelin Tanış Olalım

Gelin Tanış Olalım Gelin tanış olalım, İşi kolay kılalım. Sevelim, sevilelim, Dünya kimseye kalmaz. Ben gelmedim dâvi için, Benim işim sevi için. Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim. Bir kez gönül yıktın ise, Bu kıldığın namaz değil. Yetmiş iki millet dâhi, Elin, yüzün yumaz değil. Söz ola, kese savaşı, Söz ola kestire başı. Söz ola, ağulu aşı, Yağ ile bal ede bir söz. İlim, ilim bilmektir, İlim, kendin bilmektir. Sen kendini bilmesin, Ya nice okumaktır. Okumaktan mânâ ne? Kişi Hakk’ı  bilmektir. Çün okudun bilmezsin, Ha bir kuru emektir. Mal sahibi, mülk sahibi, Hani bunun ilk sahibi? Mal da yalan, mülk de yalan, Var biraz da sen oyalan. Yunus EMRE Kuddise Sirrûh (Güldeste: Seçme Kıt’alar) Dâvi: Düşmanlık, kavga Sevi: Sevgi, sevmek Gönül yapmak: Sevindirmek, üzmemek Gönül yıkmak: Başkalarını üzmek, incitmek Yumaz değil: Yıkamaz değil Ağulu: Zehirli Kendini bilmek: 1. Kendin