Kayıtlar

iyilik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sana gelen iyilik Allah’ü Teâlâ’dandır...

  Sana gelen iyilik Allah’ü Teâlâ’dandır...   Âlemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor ki: مَٓا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ ؗ  وَمَٓا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَؕ وَاَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاًؕ وَكَفٰى بِاللّٰهِ شَهٖيداً ﴿٧٩﴾ Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter. (Nisa 79) Ya Rabbi! Bizleri nefsini tezkiye (temizleyen); kalbini tasfiye eden (arındıran) bahtiyar kullarından eyle!

Küçük Hasenattan Ebedi Mutluluğa

Küçük Hasenattan Ebedi Mutluluğa Yazıma başlamadan önce Size hatırlatmak istediğim Kur’an-ı Kerim’den ayetler var. Rabbimiz Kelamından Zilzal Suresi 7-9. Ayetlerinde şöyle buyuruyor.   “Zerre ağırlığında hayır yapan onun mükâfatını alır. Zerre kadar da şer işleyen d e onun cezasını görür.” Size bahsedeceğim konuyla ilgili hadiseleri de bu ayet çerçevesinden değerlendirmenizi, birleştirmenizi ve bu oluşum algısı içinde görmenizi dileceğim. İnsan kendine bahşedilen nimetlerin karşılığını eda ederken verilen bu nimetlerin büyüklüğüne ve verilen imkânların durumuna göre amel yolunda hasenatları büyük görünebilir. Veya tersi olarak küçük bir hasenat olarak görünebilir. Fakat kul bu hasenatların Allah katında ne derece kazandığı bilemez. İnsanın yapmış olduğu hasenatlar, ameller, davranışlar, hasenatlar ve sevaplar insanın kurtuluşuna sebep olabilir. Bir önceki paragrafta ifade ettiğim gibi hangi durumdan, amelden rahatlığa, felaha, cennete nail olduğunu bilemez. Bu durumu daha

Sıla-ı Rahim

Sıla-ı Rahim “Kim ki rızkının bereketlenmesi, bakıyye-i ömrünün uzaması kendisini sevindirirse, o kimse sıla-ı rahm etsin.” (Buhari) Abdullah İbn-i Mesûd Radiyallahü Anh’den “— Bir kere ben hangi amel ve ibadet hayırlıdır “ diye sordum. Resülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “— Vaktinde kılınan namaz.” buyurdular. Sonra hangi ibadet hayırlıdır diye sordum. Resülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “— Ana babaya iyilik…” buyurdu. Tekrar sordum, Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem “— Allah Celle Celâlüh yolunda cihad etmek.” diye cevab verdi. Câmiü’s-Sagîr Hadislerinden “Valideyne ihsan ömrü tezyîd eder. Yalan söylemek rızkı tenkis, duâ-yı hayr da kazayı red eder.” buyrulmuştur. “Müslim kimsenin sadakası, ömürü ziyadeleştirmeye sebep olduğu gibi, kötü ölümden de mu­hafaza eder.” “Sakınmak kaderi def edemez. Lâkin sulehânın duası nüzul etmiş ve edecek olan bela musibetleri def ve kaldırmaya sebep olur. Öyle olunca ey Allah Celle Celâlüh’ın ku

Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez!

Resim
Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez! Bir adam atıyla bir yolculuğa çıkmış. Epey yol aldıktan sonra bir çölde yorgun argın adım atamayacak halde derviş kılıklı birine rastlamış. Selâm vermiş. Adamın konuşması onu çok etkilemiş. İyi kalpli yolcu, derviş kılıklı adama; “Kardeş ben hep at sırtındayım. Atıma biraz da sen bin! İleride de ben binerim. Hem yârenlik ederiz hem yorulmadan gideriz!” demiş. Derviş kılıklı adam ata biner binmez; atı mahmuzlayarak dörtnala oradan uzaklaşmış. Atın sahibi, adamın arkasından; haykırmaya başlamış… “Ne olur, bir dakika dur! Senden bir şey isteyeceğim! Dinle de nereye gidersen git!” Derviş kılıklı hırsız adam, merak edip durmuş; “İsteyeceğin ne olabilir ki… Ne kadar yalvarsan da atını geri vermeyeceğim! “Hayır, atımı istemiyorum. İstesem de vermeyeceğini biliyorum. Sen içimdeki iyi adamı öldürdün! Sakın bu olayı kimseye anlatma! Onu demek istiyorum!” “Anlatsam ne olacak ki?” demiş derviş kılıklı adam hayâsızca…

Gerçek Gün Yüzüne Çıkınca

Gerçek Gün Yüzüne Çıkınca   Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken ordusuna; “- Ayağınıza takılan şeyleri toplayın!” diye emir verir. Ordu bu emri duyunca; İçlerinden bir grup: “- Çok yürüdük, çok yorgunuz. Gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. Hiçbir şey toplamayalım!” diyerek hiçbir şey toplamıyorlar. İkinci grup ise; “- Madem Komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. Zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir.” diyerek az bir şey topluyorlar. Üçüncü grup ise; “- Komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bildiği bir şey vardır. Bir hikmete mebnidir!” diyerek bütün abalarını ağzına kadar doldururlar.  Sabah olduğunda bir de bakıyorlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar. Bunu anlayınca: Hiç almayan birinci grup; “- Ah niçin almadık! Nasıl dinlemedik komutanımızın sözünü. Keşke alsaydık! Bir tane bari alsaydık!” diyerek piş

Sende Varsa Mutlusun!

Sende Varsa Mutlusun! Allah’a inanarak, hayatın güçlüklerine katlanabilecek kadar;  İNANÇ… Geleceğin daha iyi olacağına inanacak kadar;  ÜMİT... Doğru bildiklerin için mücadele edebilecek kadar;  CESARET... Topluma, ailene, İslam'a faydalı olabilecek kadar;  SAĞLIK... İhtiyaçlarına yetebilecek, zekâtını verebilecek kadar;  PARA... Başkalarının daima iyi yönlerini görebilecek;  GÖZ... Çevrendeki insanlara yardım eli uzatabilecek kadar;  CÖMERTLİK... İnsanlardan karşılık beklemeden yapabileceğin;  İYİLİK... Hayatın zorluklarına karşı hayatı ve insanları kuşatacak;  SEVGİ... Kuş tüyü kadar yumuşak ve rahat bir;  VİCDAN... Dilini, belini, kalbini, keseni ve gözünü haramdan saklayabilecek;  İRADE... Gördüklerinin, duyduklarının düzelmesini bekleyebilecek kadar;  SABIR... Günahlarını, noksanlarını itiraf edebilecek kadar;  FAZİLET… En kötü halinde bile Allah’tan razı olabilecek kadar;  ŞÜKÜR… Allah’ü Tealanın seni her an görd