Kayıtlar

Güneşin Kızları etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Yeşil Elbise

Yeşil Elbise  Yolda karşılaştığımızda ezan okunuyordu. -"Gel seni camiye götüreyim" dedim. "Bugün cuma biliyorsun. " -"Sende benim camiye gitmediğimi biliyorsun. "dedi. -"Biliyorum ama sebebini gerçekten merak ediyorum. " -"Ne bileyim, olmuyor işte. Hem pantolonumun ütüsü bozulup, dizleri çıkar diye endişe ediyorum. "dedi. Gayri ihtiyari gülmeye başladım. -"Herhalde şaka yapıyorsun. Bunun için cami terk edilir mi? -"Ciddi söylüyorum. Giyimime ve özellikle yeşile düşkün olduğumu bilirsin. "dedi.  Gerçekten de öyleydi. Giydiği birbirinden güzel elbiseleri; mutlaka yeşilin bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı. -"Peki" dedim. "Hayatında hiç camiye gitmedin mi?" -"Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim. Hem o yaşlarda dizlerimin aşınacak diye herhalde endişe etmiyordum. Fakat artık camiye gidebileceğimi zannetmiyorum. "  Söyledikleri beni son derece şaşırt

Eden Bulur!

Eden Bulur! Eski zamanlarda, astığı astık kestiği kestik, karşı tarafın sözünü dinlemeden, araştırmadan karar veren bir hükümdar vardı. Bu hükümdar, bir gün hanımı ile sarayının geniş bahçesinde dolaşıyordu. Sarayın bahçıvanı da, bahçenin bakımını yapıyordu. Bahçıvan, hükümdarın hanımı ile beraber kendi tarafına doğru geldiğini uzaktan görünce, onu hanımının yanında rahatsız etmemek için ortadan kaybolmak, görünmemek istedi. Fakat nereye giderse gitsin, hükümdar kendisini görecekti. Nasıl ortadan kaybolayım diye düşünürken, altında bulunan ağacın üstüne çıkmak aklına geldi. Hemen bir hamlede ağaca tırmandı. Yapraklarının arasına saklandı. Olacak ya hükümdar da hanımıyla beraber o ağacın altına oturmaz mı? Hükümdarın hanımı ortalıkta kimse olmadığı için kocasıyla rahat konuşuyordu. Bir ara hanımı istirahat için sırt üstü yere uzandı. Bu esnada, yukarı doğru bakınca yaprakların arasındaki bahçıvanı fark etti. Derhal toparlanıp hiddetle bağırdı: “Seninle baş başa hiç konuşamıyacak

Çadırı Başına Yıkılan Sadrazam

Çadırı Başına Yıkılan Sadrazam Osmanlı imparatorları bir sefer sırasında hareketlerinden memnun olmadıkları sadrazamı çadırını başına yıktırmak suretiyle azlederlerdi. Bu çeşit azli ilk defa uygulayan Fatih Sultan Mehmet’tir. Fatih, Karaman seferi sırasında Sadrazam Mahmut Paşa’yı (İstanbul’da bu adla anılan cami, hamam ve çarşıyı yaptıran Mahmut Paşa budur) çadırını başına yıktırarak azlettirmiştir. Bazı kaynaklar bu gözden düşmeye, Mahmut Paşa aleyhine çevrilen entrikaların sebep olduğunu kaydeder. Çadırı başına yıkılarak azledilen bir başka sadrazam da Hersekzade Ahmed Paşa’dır. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran dönüşünde, Amasya civarında, halkın yeniçerilerin yağmacılığından şikâyeti üzerine gazaba gelen padişah, Sadrazam Hersekzade ile Vezir Dukakinoğlu Ahmed Paşa’yı, çadırlarını başlarına yıktırarak azletmiştir. Ahmet Paşa bu olaydan altı ay kadar sonra idam edilmiştir. Çadırın direklerini söktürerek yıktırmanın iktidardan düşme alameti olması, İslam’dan önceki zamanla

Halley Kuyrukluyıldızı Ve Fatih Sultan Mehmet

Halley Kuyrukluyıldızı Ve Fatih Sultan Mehmet Fatih Sultan Mehmet Fatih Sultan Mehmet tahta çıktığı zaman bir kuyrukluyıldız görülmüştü ve Papa o zaman yıldızı “Türk ve Müslüman dostu zındık yıldız” olarak aforoz etmişti. Sonradan, bu kuyrukluyıldızın Halley kuyrukluyıldızı olduğu öğrenildi. Balkan Harbi’nde (1912) Bulgarlar Çatalca’ya kadar ilerlerken Halley kuyrukluyıldızı yine görülmüştü. O zaman kilise adamları: “Türklerin uğur yıldızı göründü, Bulgarlar yine mağlup olacaklar!” demişti ve gerçekten de öyle oldu. Çatalca Muharebesi’ni kazandık, Balkanlı müttefikler arasına nifak girdi ve Edirne’yi Bulgarlar’dan geri aldık. Dikkat Edelim! İslamiyet’te uğur veya uğursuzluk yoktur. Sadece yüce Allah’ın rızası için çalışmak vardır. Eğer istediğimiz bizim için hayırlıysa Rabbimiz verir. Eğer istediğimiz bizim için hayırsızsa rabbimiz vermez. Ama biz onun hakkımızda hayırlı olup olmadığını bilemeyiz.

Dünyanın En Kısa Anayasası

Dünyanın En Kısa Anayasası Bir zamanlar üç bilge bir araya gelip dünyanın en kısa anayasasını yazmaya koyuldular. İnsanın hareketlerine ve davranışlarına hükmeden kanunu gösterebilen kişi, dünyanın en bilge kişisi seçilecekti “Allah suçluları cezalandırır.” diye teklif etti bilgelerden birisi. Tek cümleydi; kısa ve özdü. Fakat diğerleri bunun bir kanun değil bir tehdit olduğunu söyleyerek itiraz ettiler. Birinci bilgenin bu teklifi kabul edilmedi. “Allah sevgidir.” Dedi ikinci bilge. Ama bu teklif de kabul görmedi, çünkü insanın görevlerini tam anlamıyla açıklamıyordu. Sonra üçüncü bilge tane tane şu teklifte bulundu:             “Kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyi, başkalarına yapmayın.” Ve ilave etti: “Kanun budur; gerisi sadece yoruma kalmıştır.” Diğer bilgeler de bu teklifi kabul ettiler. O bilge de zamanın en bilge kişisi seçildi.