Kayıtlar

Aralık 3, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nasuh Tövbe Nedir?

                                                                     Nasuh Tövbe Nedir?   Kaynaklarımızda içten yapılan tövbenin Allah’ü Teâlâ tarafından kabul edileceği söylenir. Allah’ü Teâlâ: “Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” (Tahrim Sûresi, 8)             Buyurarak, yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder. Ayeti Kerime’de geçen nasuh tövbe ise şu şekildedir: Allah’ü Teâlâ’ya karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allah’ü Teâlâ’ya sığınmak ve pişman olmak. Bu suçu işlediği için üzülmek, Yaratıcıya karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak. Bir daha böyle bir suça dönmeyeceğine dair kesin bir karar içerisinde olmak. Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla helalleşmek. Bir rivayette de “Nasuh Tövbe” şöyle tarif edilmiştir: 1- Günahlara pişmanlık. 2- Farz ibadetleri yapmak. 3- Zulüm ve düşmanlık yapmamak. 4- Kırgın ve kü

Dil İle Dua Etmek Yeterli mi?

                                                        Dil İle Dua Etmek Yeterli mi?   Musa Aleyhisselâm, Allâhü Teâlâ hazretlerine dua eden, çok yalvaran ve tazarru eden bir kişiye rastladı.             Musa Aleyhisselâm, (o kişinin hâline bakarak acıdı ve kendi kendisine); “- Eğer bu adamın haceti benim elimde olmuş olsaydı; elbette onu yerine getirir ve ihtiyacını giderirdim!” dedi. Musa Aleyhisselâm’ın böyle şeyleri kalbinden geçirmesi üzerine Allâhü Teâlâ hazretleri Musa Aleyhisselâm’a vahyetti: “- Ey Musa! Ben ona karşı elbette senden daha çok merhametliyim! Lâkin o bana dua ediyor; ama onun bir koyunu var ve onun kalbi hep koyunundadır. Hâlbuki ben, diliyle bana dua edip, kalbi benden başkasında olan kişinin duasını kabul etmem!” buyurdu. Musa Aleyhisselâm, adama bunu hatırlattı. Ve bu konuda ona öğüt verdi. Adam da bütün kalbiyle Allâhü Teâlâ hazretlerine yöneldi. Ve . Haceti yerine getirildi. (Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:8 S:619)

İsmâil Hakkı Bursevî’den Rahmetullahi Aleyh Nasîhatler

  İsmâil Hakkı Bursevî’den Rahmetullahi Aleyh Nasîhatler   ·      Kişi, rızkını dînin helâl gördüğü ve insanlara faydalı yollardan kazanmalı, eline geçen rızkın da Allah’tan geldiğini bilmelidir. Çalışmaktan niyet sâdece ticâret yapıp kâr ve dünyâlık elde etmek için olmamalıdır. ·      Ekmeğin bazı yerlerini yiyip bazı yerlerini bırakmamalıdır. Dünyâda ekmek, amellerdeki niyet gibi en temel gıdadır. Onun için hadîs-i şerîfte “Ekrimü’l-hubze (Ekmeğe hürmet ediniz)” buyurulmuştur. Ekmeği ve kırıntısını hor görmek ve ayakaltına bırakıp zelil etmek Mushaf-ı Şerîf’e hürmetsizlik etmek gibidir. Sofrada kalan ufağını yemek ise ona hürmettendir. ·      Eğer zenginlik istersen gece ev süpürme, ·      Soğan sarımsak kabuğunu ateşe atma, ·      Kendinden yaşlı ve âlim olanların önünden yürüme, ·      Her çöp ile dişlerini karıştırma. ·      Mescidden herkesten evvel çıkıp gitme, duâyı bekle. ·      Kap-kacağı yıkamadan koyma, içinde yemek veya su olan kabın üzerini bir şey ile ö

Hızır Aleyhisselâm Niye Köle Oldu?

                                                 Hızır Aleyhisselâm Niye Köle Oldu?   Hızır Aleyhisselam sık sık insanların arasından ayrılır halvet eder kendi nefsi ile mücahade eder. Bir gün beni İsrail sokaklarında dolaşırken bir köle yaklaşıp ondan: “- Allah’ü Teâlâ için bir sadaka ver!” dedi. Hızır Aleyhisselam verecek bir malı olmadığından: “- Benim sana verecek hiçbir şeyim yok ki…” dedi. Ama köle ısrarla: “- Bana Allah’ü Teâlâ için ver, zira sen nurlu ve merhametli bir insansın!” deyince: Daha fazla dayanamaz peki öyleyse mademki; “- Allah’ü Teâlâ aşkına dedin. Beni yanında pazarda götür bir köle gibi sat parası senin olsun!” der.” Adam, Hızır Aleyhisselam’ı pazarda 400 dirheme satar. Hızır Aleyhisselam köle olarak alan adam ona fazla bir iş vermek istemese de, O: “- Ben yaşlıyım ama bir genç gibi çalışır size hizmet ederim!” der. Hızır Aleyhisselam satın alan adam inançsız bir kimse olmasına rağmen merhametli birisidir. Nitekim adamın büyük bir hurm

İlâhî Ente Maksûdî Ve Rıdâke Matlûbî

  İlâhî Ente Maksûdî Ve Rıdâke Matlûbî   إلَهِيِ اَنْتَ مَقْصُودِي وَرِضَاكَ مَطْلوُبِي Okunuşu: ilâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî Anlamı: “Yâ Rabbi, benim hedefim, muradım, maksûdum sensin!; benim bütün taleb ettiğim, istediğim şey, senin rızana ermek; sen benden razı ol diye, onu istiyorum!”   Birincisi:  (İlâhî ente maksûdî) Ma’rifetullaha işaret ediyor, “Ben ma’rifetullaha sahib olmak istiyorum, Allah’ü Teâlâ’nın arif kulu olmak istiyorum!” İkincisi:  (ve rıdâke matlûbî)  “Allah’ü Teâlâ’nın rızasına, rızâ-i ilâhiye ermek istiyorum!” demektir.