Kayıtlar

Uhdûd etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ashabu'l-Uhdûd

Ashabu'l-Uhdûd Hz. Süheyb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden öncekiler arasında bir kral vardı. Onun bir de sihirbazı vardı. Sihirbaz yaşlanınca Kral'a: "Ben artık yaşlandım. Bana bir oğlan çocuğu gönder de sihir yapmayı öğreteyim!" dedi. Kral da öğretmesi için ona bir oğlan gönderdi. Oğlanın geçtiği yolda bir râhip yaşıyordu. Bir gün giderken rahibe uğrayıp onu dinledi, konuşması hoşuna gitti. Artık sihirbaza gittikçe, râhibe uğruyor, yanında bir müddet oturup onu dinliyordu. Bir gün delikanlıya sihirbaz, yanına gelince dövdü. Oğlan da durumu râhibe şikâyet etti. Rahip ona: "Eğer sihirbazdan dövecek diye korkarsan: "Ailem beni oyaladı!" de; ailenden korkacak olursan, "beni sihirbaz oyaladı" de!" diye tenbihte bulundu. O bu halde devam eder iken, insanlara mani olmuş bulunan büyük bir canavara rastladı. Kendi kendine: "Bugün bileceğim; sihirbaz mı e

Uhdûd Ashabı (Ashâbü’l-uhdûd)

Uhdûd Ashabı (Ashâbü’l-uhdûd) Buruc Suresi’nde sözü edilen “Ashâbü’l-uhdûd”, İslâmiyet’ten önceki bir devirde mü­minleri dinlerinden döndürmek için ateş dolu hendeklere atarak işkence eden kim­seleri ifade eder. Âyetlerde semâya, kıyamet gününe, tanıklık edene ve edilene ye­minle “Ashâbü’l-uhdûd”un lanetlendiği bildirilmektedir. Uhdûd “uzun ve derin hendek” demektir. Kendilerinden “Ashâbü’l- uhdûd” diye söz edilen kimselerle onların İşkence ettiği müminler ve bu olayın geçtiği zaman ve bölge hakkında Kur’ân-ı Kerîm bilgi vermemiştir. Tefsirlerde bunların kimlikleri hakkında çok değişik ve birbiriyle çelişen açıklamalar bulunmaktadır. Kur’an-ı Mecîd ve Tefsirli Meâl’i Âlîsi’nde; Buruc Suresinin mealinde aşağıdaki hadis zikredilmiştir. Suheyb (Radıyallâhu anh)`dan rivayet edilen bir hadis-i şerîfte beyan edildiğine göre; geçmiş ümmette bir hükümdar, büyücüsünün yaşlandığını görünce, ondan sihir sanatını öğrenmesi için bir çocuğu yanına gönderdi. Çocuk ona gidip gelirken yolda