Kayıtlar

hizmet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hizmet Edenler Daha Çok Sevap Kazandı

              Enes bin Mâlik Radiyallahü Anh rivayet etti: Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ile beraber bir sefere çıkmıştık. İçimizden bazıları oruçlu, bazıları da değildi. Havanın çok sıcak olduğu bir günde bir yerde konakladık. Güneşin sıcağından korunmak için birçoğumuz elbisesini gölgelik yapıyor, bazılarımız da eliyle korunmaya çalışıyordu. Oruç tutanlar açlıktan ve yorgunluktan takatsiz düştüler. Tutmayanlar kalkıp çadırları kurdular, hayvanları sulayıp yemlediler. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Bugün oruç tutmayanlar daha çok sevap kazandı.” buyurdular.

İnsanlığa Hizmet Nasıl Olur?

  İnsanlığa Hizmet Nasıl Olur?   Sual: Kimi kumarhane açıyor. Bunu bir hizmet olarak gösteriyor. Hatta dini yıkıcı faaliyetlerine "insanlığa hizmet" diyorlar. İnsanlığa hizmet nasıl olur? Cevap Herkes, insanlığa hizmet etmenin en şerefli vazife olduğunu ve bunun için çalıştığını söyler. Kendi keyfi, zevki için ve para kazanmak için olan çalışmalarını, didinmelerini, bu hizmet maskesi ile örtenler pek çoktur. İnsanlara hizmet, onları dünyada ve ahirette, huzura kavuşturmak demektir. Bunun da tek yolu, tek başarıcısı, insanları yaratan, yetiştiren, merhameti ve ihsanı sonsuz bol olan Allahü Teâlâ’nın gösterdiği saadet yolu, yani İslamiyet’tir. O halde, insanlığa hizmet, İslam’a hizmet ile olur. İslam’a hizmet, insanlığa hizmettir. İnsanlığa düşman olanlar, İslamiyet’i yok etmeye çalışmıştır. Saldırmalarının en tesirlisi, Müslümanlar’ı aldatmak, içerden yıkmak olmuştur. Onları bölmüşler, birbirine düşman etmişler, dinsizlerin pençesine düşmelerine sebep olmuşlardı

Nafile ibadet mi Yoksa Ana Babaya Hizmet mi? Daha Önemli?

  Nafile ibadet mi Yoksa Ana Babaya Hizmet mi? Daha Önemli?   Ebü’l-Hasan-ı Harkânî hazretleri şöyle anlatır: “- İki kardeş vardı. Her gece sırayla annelerinin hizmetiyle uğraşır, diğeri Allah’ü Teâlâ’ya ibadet ederdi!”. Bir akşam, Allah’ü Teâlâ’ya ibadet eden kardeş, yaptığı ibadet, duyduğu hazdan dolayı çok memnun oldu. Bu sebepten ertesi gün kardeşine: “- Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibadet edeyim.” dedi. Kardeşi kabûl etti. İbâdet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüya gördü. Rüyasında bir ses ona: “- Kardeşini affettik, seni de onun hatırı için bağışladık.” Deyince: Genç: “- Ben, Allah’ü Teâlâ’ya ibadet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni, onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz!” dedi. Ses ona: “- Evet, senin yaptığın ibadetlere bizim hiç ihtiyacımız yok. Fakat kardeşinin annene yaptığı hizmetlere, annenin ihtiyacı vardı.” dedi.

Uyanın ve Hizmete Koşun…

  Uyanın ve Hizmete Koşun…   İslâm'a hizmet her Müslümanın görevidir; sadece hocaların, müftülerin, vaizlerin, hafızların değil... Her mü'min, kendi meslek alanında ve kendi eğitim birikim, imkân ve müktesebatı miktarınca, elinden geldiği kadar İslâm'a ve Müslümanlara faydalı işler yapmağa çalışmalıdır, bu ağır yükün bir kısmını üzerine almalıdır ki, İslâm payidar olsun, gelişsin, yayılsın, güçlensin. Bunun şerefi, sevabı, mükâfatı çok büyüktür. Rabbim cümlenize bu mazhariyeti nasip eylesin!   Dünya üzerindeki bazı çok büyük teşkilatlar ve devletler, İslâm ve Müslümanlarla amansız, kesintisiz, korkunç, sinsi bir savaş içindedirler. Müslümanlar bunu iyi görmelidir, bu savaşın perde arkasını, asıl müsebbiplerini, maşaları, aracıları, ajanları iyi teşhis ve tespit etmelidir; televizyonları, radyoları, gazeteleri, kitapları, iç ve dış siyaseti ibret ve dehşetle, irfan ve basiretle izlemelidir, döndürülen dolapları desiseleri, hileleri, oyunları tam anlayabilmelidir; çün

Haydi Hizmete

Haydi Hizmete Kavuşmak isteyen büyük himmete, Hakka inananlar haydi hizmete. Kolay bulunmayan böyle nimete, Bismillah diyerek haydi hizmete. Ter dökelim Ehlisünnet yoluna, Canımız fedadır Hakkın uğruna, Sünni kitapları basıp bağrına, Emri maruf için haydi hizmete. Öğren düşmanların bütün fendini, Tuzağına düşme koru kendini, İlimle yıkmalı küfrün bendini, İlmi yaymak için haydi hizmete. Hani deryaların kaptanı bizdik, Bütün düşmanları sıraya dizdik, Gururlu kralları nasıl da ezdik, Ecdadın torunları haydi hizmete. Hep Hak için hakka koşmalı mümin, Hizmet aşkı ile coşmalı mümin, Bütün engelleri aşmalı mümin, Şanlı zafer için haydi hizmete. (Alıntı)

Hizmetin Mükâfatı

Hizmetin Mükâfatı Utbe b. Amir Radiyallahü Anh anlatıyor: On iki kişilik bir grup halinde Rasülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'e gelmiştik. Arkadaşlarım bana: - Develerimizi kim otlatacak? Birisi develerimize baksın ki, biz de Resülullah ile konuşalım. Ondan bazı şeyler öğrenelim. Rasülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem'in yanından ayrıldığımız zaman, onun yanına gelir, öğrendiklerimizi anlatırız, dediler. Böylece bir kaç gün onların develerini otlattım. Bir gün kendi kendime: - Galiba aldandım! Arkadaşlarım Rasülullah'tan benim duymadıklarımı işitiyorlar, öğrenmediklerimi öğreniyorlar, dedim. Bir gün şehre inmiştim. Adamın birisi: - Rasülullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, "Kim güzelce abdest alırsa, günahından temizlenerek, annesinden yeni doğmuş gibi olur!”, buyurdu! Diyordu. Hayret etmiştim. Ömer b. Hattab Radıyallahu Anh ise: - O da bir şey mi? Hele sen ondan önceki sözünü dinlemeliydin, dedi. - Kurbanın olayım, onu da sen söyle, de

Asr-ı Saadet Gençliği ve İslam’a Hizmetleri

Asr-ı Saadet Gençliği ve İslam’a Hizmetleri Gençlik çağı kişinin en dinamik olduğu, enerji dolu ve hareketli bir çağıdır. Bu dönemde kişi, hayatı tozpembe görür, karşılaştığı olayları hisleriyle değerlendirir, sahip olduğu enerjiyi harcayabilmek için daha çok harekete ihtiyaç duyar. Bu enerji itibariyle genç insan, birçok meseleyi çözebilecek hareket ve beceriye de sahiptir. Kendisine fırsat verildiğinde çok önemli başarılara imza atabilecek yeteneğe sahip bulunmaktadır. Çok ciddi görevleri yerine getirebilecek kabiliyet, genç insanda daima mevcuttur. Esas olan, gençteki bu kabiliyeti keşfedip; onu geliştirmek, bunun içinde ona görevler vererek sorumluluk bilinci kazandırmaktır. İslâmî anlayışa göre, gençlik yaşına gelmiş kişi, artık çocuk kabul edilmemektedir. Böyle bir kişi, hayatın her türlü sorumluluğuna muhataptır ve mükelleftir. Akıllı olup buluğ çağına ulaşmış ve İslâm anlayışına göre genç kabul edilmiş kimse, tam bir eda ehliyetine sahiptir. Böyle bir genç, hiç kimsen

Gençliğinde Bir Büyük Zata Hizmet Ettin mi

Gençliğinde Bir Büyük Zata Hizmet Ettin mi Bâyezîd-i Bistâmî "kuddise sirruh" hazretleri, Hacca giderken bir köyde konakladı. Fakat kimse onu tanımıyordu. Orada bir yemek daveti vardı. Onu da, bir garip yolcu diyerek davet ettiler. Yemek yenildikten sonra namaz için, orada bulunanlar abdest alıyordu. Bu esnada bir ihtiyarın, kendi başına bir köşede elindeki ibrikle abdest almaya çalıştığını gördü. Hiç kimsenin kalkıp da bu ihtiyara yardım etmemesi, Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin dikkatini çekti ve ihtiyarın yanına geldi. Usulcacık ibriği tutarak, ona su döktü. O zât da, pek memnun oldu. Ayaklarına da suyu döküp, ihtiyarın potinlerini giydirdiği sırada, yavaşça kulağına eğilen Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri; "- Amcacığım, sen gençliğinde bir büyük zata hiç hizmet etmedin mi ki, şu insanların hiçbiri sana hizmet etmiyor. Bu nasıl bir iş merak ettim!"  dedi. İhtiyar amca uzun uzun tebessüm etti, o da Hazret-i Şeyh'in kulağına eğilerek; "- Ah güzel evlâ

Hizmet Gördürmeyi Sevmem

Hizmet Gördürmeyi Sevmem Arkadaşlarından Rabia oğlu Amir'le beraber mescide gitmektedir. Ayakkabısının bağı çözülür. Amir hemen atılıp, bağlamak ister. Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem engel olur, kendi bağlar. Bir yandan da Amir'e hitap eder: “Bu, başkasına hizmet gördürmektir. Ben ise başkasına hizmet gördürmeyi sevmem.” (Alıntı)

Anaya Hizmet Cennet Kazandırır

Anaya Hizmet Cennet Kazandırır İki kardeş vardı. Yatalak annelerine bir gece biri, diğer gece öteki bakacaktı. Öyle anlaşmışlardı. Abid olan nafile ibadete çok düşkündü, sabaha kadar ibadet ederdi. Bunun için, kardeşine, (Bugün de anneme sen hizmete devam et, ben de yine ibadet edeyim) derdi. Annesine bakma sırası hiç ona gelmezdi. Kardeşi, onun da sevap kazanması için Abid olan kardeşine, bazen (Bugün sıra sende) derdi. Bu Abid genç, rica eder, sabaha kadar ibadetle meşgul olurdu. Yine bir gece sabaha kadar yaptığı ibadetten duyduğu hazdan dolayı kardeşine, her zaman olduğu gibi sırayı bozarak, (Bu gece de bana izin ver ibadet edeyim) dedi. Kardeşi kabul edip annesine hizmete gidince, bu ibadet etmeye koyuldu. Bir ara uyuya kaldı ve bir rüya gördü. Rüyasında nurani yüzlü bir zat buna dedi ki: -Kardeşin affedildi. Genç merakla sordu: -Ben niye affedilmedim? -Sen de affedildin ama kardeşinin yüzünden affedildin. -Ben Allah’ü Teâlâ’ya ibadet ediyorum. Kardeşim i

Hizmeti Nimet Bilmeli

Hizmeti Nimet Bilmeli Sual: İnsanlara da hizmet etmek sevap mıdır? Sevapsa, bazı kâfirlerin hizmetleri pek çoktur. Onların da Cennete gitmesi gerekmez mi? Cevap: İmanı olmayanın hiçbir amelinin kıymeti yoktur. İbadetler ve bütün iyi işler kıymetli ise de, bunları yapmak, imanın yanında ikinci derecede kalır. İman temel, iyi işleri yapmak, fürû’âttır, yani ikinci derecededir, imandan sonra gelir. İmanın ve iman ile birlikte olan iyi işlerin dünyada da, ahirette de faydaları vardır. İnsanı saadete ulaştırırlar. İmansız olan iyi işler, insanı, dünyada saadete kavuşturabilir. Ahirette faydası olamaz. İyi işlere, ibadetlere sevap verilebilmesi için düzgün iman sahibi olmak gerekir. Bir kâfirin yaptığı hiçbir iyiliğin Allah katında kıymeti yoktur. Hatta cami, çeşme yaptırsa, namaz kılsa, oruç tutsa hiç kıymeti olmaz. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (İmansızların yaptıkları faydalı işler, fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu kül gibidir. Ahirette o işlerin hiçbir fa