Kayıtlar

Ağustos, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kadere Razı Olmak, Kadere Rıza Göstermek

Kadere Razı Olmak, Kadere Rıza Göstermek   Abdülkâdir Geylâni Kuddise Sirruh buyurur:   Ey oğul! Kadere rıza göstermek, kavgalar, çekişmeler ve didişmeler sonunda dünyalığa nail olmaktan daha güzeldir. Kadere rıza göstermenin sıddıkların kalplerinde husule getirdiği tatlılık, nefsani arzularla zevklere nailiyetin verdiği tattan çok daha büyüktür. Allah dostlarının nazarında, kadere razı olmak, dünyadan ve bütün dünyadakilerden çok daha tatlıdır. Zira Allah'ın takdirine razı olmak, her halükarda hayatı güzelleştirir, tatlılaştırır, huzurlu kılar..." (Fethur Rabbani 51. meclis) Gene buyuruyor: - Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri peygamberlerine indirmiş olduğu kitaplarından birinde şöyle buyurur: Ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Kim benim hükmüme teslimiyet gösterir, vereceğim belalara sabreder ve nimetlerime şükrederse onu katımda sıddıklar topluluğundan yaparım. Kim de benim hükmüme teslimiyet göstermez, belâlarıma sabretmez ve nimetlerime de şükr

Sevginin İsbatı

Sevginin İsbatı   İmam Rabbani Kuddise Sirruh gene buyuruyorlar: -Allahü Teâlâ'dan gelen her şeyi gülerek, sevinerek karşılamak lâzımdır. Ondan gelenlerin hepsi tatlı gelmelidir. Sevgilinin sert davranması, aşağılaması, ikram, ihsan ve yükseltmek gibi olmalıdır. Hatta kendi nefsinin isteklerinden daha tatlı gelmelidir. Seven böyle olmazsa sevgisi tam olmaz. Hatta seviyorum demek yalancılık olur. Allahü Teâlâ'ya dua ederken her şeyin hayırlısını istemeliyiz. Abdülkadir Geylânî Kuddise Sirruh buyurur: - Kim ki kadere boyun eğerse, râzı olursa Allahü Teâlâ hazretleri onu yükseltir. Tevazu ve edeple kendisine yaklaştırır. Kibir ve edeb noksanlığı ise seni Allah'dan uzaklaştırır. Tâat ve ibâdet seni ıslâh eder ve Allah'a yaklaştırır. Mâsiyet, günah ise seni ifsâd eder, Allah'dan uzaklaştırır. Bir gün Ali bin Ebû Talib radıyallahu anh'a kaza ve kaderi sordular. Şöyle anlattı: - Karanlık bir gecede, derin umman ve Allahü Teâlâ'nın en büyük sırrı. Bu

Zâlimler İçin En Hayırlı Dua

Zâlimler İçin En Hayırlı Dua   Zâlimliği ve gaddarlığı ile meşhûr olan Haccâc-ı Zâlim zamânında, Bağdad'da duâsı makbûl bir dervîş varmış. Bu dervîş, kim için duâ etse kabûl olurmuş. Dervîşin şöhreti yayılınca Haccâc'ın adamları da ondan haberdâr olmuşlar ve hemen Haccâc'a tavsiye etmişler. Haccâc, dervîşi huzûruna çağırtmış ve ona: "- Senin duân hep makbûl imiş, haydi bana da hayırlı bir duâ yap bakayım!" demiş. Dervîş: "- Yâ Rabbi! Haccâc'ın cânını al!" diye duâ edince: Haccâc fenâ halde bozulmuş ve: "- Dervîş! Bu nasıl duâ? Ben sana hayırlı bir duâ yap diyorum sen benim ölmem için beddua ediyorsun!" deyince: Dervîş Haccâc-ı Zâlim'e şu unutulmaz cevâbı vermiş: "- Niye kızıyorsun ki! Ben hem senin için hem de halk için an hayırlı duâyı yaptım. Sen ölürsen halk senin zulmünden kurtulur. Bu onlar için hayırlı olur, ölüm senin için de çok hayırlıdır çünkü senin ölümün daha fazla zulüm etmene ve daha çok mazlûmun â

Affeyle Allah’ım Kapına Geldim...

Affeyle Allah’ım Kapına Geldim...   Bu dünya boşmuş çok geç anladım, Affeyle Allah’ım kapına geldim... Uyandım rüyadan iş işten geçti. Affeyle Allah’ım kapına geldim...   Hayat tatlı sanıp, bitmez sanmıştım. Dünya sonsuz sanıp hep aldanmıştım. Geçici zevklere tam gaz dalmıştım. Affeyle Allah’ım kapına geldim...   Acılar, elemler geçer demiştim, Sefahate dalıp sarhoş olmuştum. Nerede eğlence hemen koşmuştum. Affeyle Allah’ım kapına geldim...   Mal can emanetmiş, hayat rüyaymış, Gafil ancak son nefeste anlarmış. Ömrü boşa harcar, sonra ararmış. Affeyle Allah’ım kapına geldim...   Bu dünyadan hiçbir vefa bulmadım, Nice gençler öldü, ibret almadım, İhtiyarlık çöktü hiç uslanmadım, Affeyle Allah’ım kapına geldim...   Ahmak nefsim kudurdukça kudurdu, Zaman fırtınası esti savurdu, Her saniye hayat bir damga vurdu, Affeyle Allah’ım kapına geldim...   Helâl haram demeden, para kazandım, Yaratanı unutup benimdir sandım, Nefis, ş

Ey Dualara Cevap Veren!

  Ey Dualara Cevap Veren!   Yâ Seyyide’s-sâdat! Şu âlem-i kâinatta, deverân ediyorken bunca hadisat, Seni haykırıyordu. Her tezyin… Her nakış… Bilcümle hakikat.   Yâ Mucîbe’d-daâvat! Bir duamız olsun, şöyle; mizanda ağır basacak. Kalpten ahzânı, nemli gözlerden aberâtı alacak.   Yâ Veliyye’l-hasenat! Aciz kullarından, yükseldi feryad-ı beyânat… Zâyi ettik yâ Rab! Kalmadı… Ne vakit, ne hasılat…   Yâ Rafia’d-derecât! Lütfeyle... Katından bir ameliyat-ı cerahat. Nitekim gözlerimiz yaşlı, kalplerimiz harâbat.   Yâ Azîme’l-berekât! Sayısız nimetin karşısında, insan zalim… İnsan hoyrat... Şükürdeki naksımız, pek derin bir ifşaat.   Yâ Ğâfira’l-hatîat! İnsandık!..   Şu âlemde, bir garibe-i hilkat. Aslında tertemizdi bize bahşettiğin fıtrat.   Yâ Dafia’l-beliyyat! Âfâtın her zerresi, bir günaha istinad. Asırlardır, ahlâbını gösterip duruyor fitne-i fesad.   Yâ Samia’l-esvat! Nedametle kapındayız, lütfeyle dergâhından yine bir miat.

Sakın Üzülme!

  Sakın Üzülme!   •      Acın için; “Kur'an-ı Kerim” var. •      İsteklerin için; “Dua” var. •      Umudun için; “Sabır” var. •      Hüznün için; “Namaz” var. •      Günahın için; “İstiğfâr” var. •      Geceler için; “Sabahlar” var. •      Zorluklar için; “Kolaylıklar” var. •      Bütün dertlerin için; “Rabbin” var.   (Alıntı)

Anlaşılır Şekilde Konuşmak

Anlaşılır Şekilde Konuşmak   Enes Radıyallahu Anh’in belirttiğine göre: Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem sözünün iyi anlaşılması için konuşmasını üç defa tekrarlardı. Bir topluluğun yanına varıp onları selâmlayacağı zaman üç defa selâm verirdi. Buhârî, İlim 30, İsti’zân 13. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 28   Âişe Radıyallahu Anhâ şöyle dedi: Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in konuşması, herkesin anlayacağı şekilde açık seçikti. Ebû Dâvûd, Edeb 18   Cerîr İbni Abdullah Radıyallahu Anh’dan: Vedâ haccında Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bana: “Halkı sustur da dinlesinler” dedikten sonra şöyle buyurdu: “Benden sonra, birbirinin boynunu vuran kâfirlere benzemeyin” (Buhârî, İlim 43, Megâzî 77, Diyât 2, Edâhî 5; Müslim, Îmân 118–120, Kasâme 29. Ayrıca bk. Buhârî, Hac, 132, Hudûd 9, Tevhîd 24; Ebû Dâvûd, Sünnet 15; Tirmizî, Fiten 28) Ebû Vâil Şakîk İbni Seleme şöyle dedi: İbni Mes`ûd Radıyallahu Anh bize perşembe günleri vaaz ederdi. Adamın biri ona:

Koca Hakkı

Koca Hakkı   Erkeğin de hanımı üzerinde hakkı çoktur. Kadın kocası ile iyi geçinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir.” (Taberani) Bir kadın, kocasını güzel karşılar, güzel sözler söyleyerek hoşnutluğunu kazanmaya çalışırdı. Peygamber efendimiz aleyhisselam, kadının bu hareketinden dolayı kocasına buyurdu ki: “Hanımına selam söyle, yarı şehit sevabına kavuştuğunu haber ver!” (Şir’a) Kadınların Cennete girmeleri erkeklere göre daha kolaydır. Bir hadis-i şerif meali: “Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına muti olursa, Cennete girer.” (İbni Hibban) Erkeğini razı eden kadın için korku yoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir: “Kocası razı olduğu halde ölen kadın Cennete girer.” (Tirmizi) “Kocasına muhabbet gösteren, çocuk doğuran, öfkelendiği an veya kocası kendine kızdığı zaman, kocasını razı edinceye kadar uyumayan kadın Cennetliktir.” (Taberani) Kadına ziynet eşyası mubahtı

Profesör ve Öğrenci

Profesör ve Öğrenci   Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. Profesör kaşlarını çatarak: “- Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz!” Öğrenci: “- O zaman ben uçuyorum...” Profesör cevaba çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavını başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış. Yalnız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış. Profesör öğrenciye: “- Sana son bir soru soracağım!”, demiş. “- Yolda yürürken iki torba bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın?” Öğrenci: “- Para olan çuvalı seçerdim...” Profesör: “- Ben akıl olan çuvalı seçerdim...” Öğrenci: “- Normal! Kimde ne eksikse onu seçer...” Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin not defterini alıp içine "öküz" yazmış. Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış. Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış: “- Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, f

Kudûmün Rahmet ü Zevk ü Safâdır Yâ Resûlallah

  Kudûmün Rahmet ü Zevk ü Safâdır Yâ Resûlallah   Kudûmün rahmet ü zevk ü safâdır yâ Resûlallah, Zuhûrun derd-i uşşâka devâdır yâ Resûlallah…   Nebî idin dahi Âdem dururken mâ' vü tîn içre, İmâm-ı enbiyâ olsan revâdır yâ Resûlallah…   Kemâli zümre-i kümmel senin nûrunla bulmuşdur, Vücûdun mazhar-ı tâmm-ı Hudâ'dır yâ Resûlallah…   Seninle erdiler zâta dahi envâ'-ı lezzâta, İşin erbâb-ı hâcâta 'atâdır yâ Resûlallah…   Hüdâyî'ye şefâ'at kıl eğer zâhir eğer bâtın Kapuna intisâb etmiş gedâdır yâ Resûlallah…   Azîz Mahmûd Hüdâyî Kuddise Sirrûh