Kayıtlar

Avusturyalı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Niçin Müslüman oldum? (11) Dr. ÖMER ROLF FREİHERR VON EHRENFELS (Avusturyalı)

Niçin Müslüman oldum? (11) Dr. ÖMER ROLF FREİHERR VON EHRENFELS (Avusturyalı) (Rolf Freiherr (baron) von Ehrenfels, bütün dünyada (Gestalt = kuruluş) fizyolojisi ilminin kurucusu olarak kabûl edilen Prof. Dr. Baron Christian Ehrenfelsin tek oğludur. Meşhûr bir âileye mensûbdur. Daha küçük çocukken şarka karşı büyük merak duymaya ve islâm dînini tedkîk etmeye başlamıştır. Kız kardeşi İmma von Bodmesrhof, Lahorda 1953 de neşrolunan bir eserinde kardeşinin bu hevesini uzun uzadıya anlatmaktadır. Rolf, genç yaşında Türkiye, Arnavutluk, Yunanistan ve Yugoslavyayı dolaşmış ve müslümanlarla temâs etmiş, hıristiyan olmasına rağmen, câmilerde ibâdete katılmıştır. Nihâyet islâm dînine karşı olan bu yakınlığı, onun 1927 senesinde müslümanlığı kabûl etmesine sebep olmuş ve kendisine Ömer ismini seçmiştir. 1932 senesinde Hindistânı da ziyâret etmiş ve (İslâmda kadının yeri) ismli bir kitap neşretmiştir. Almanlar İkinci Cihan Harbi esnâsında Avusturyayı işgâl edince, Rolf, Hindistâna kaçmıştır

Niçin Müslüman oldum? (10) MUHAMMED ESAD LEOPOLD WEİSS (Avusturyalı)

Niçin Müslüman oldum? (10) MUHAMMED ESAD LEOPOLD WEİSS (Avusturyalı)             (Avusturyada Lwow [şimdi Polonyada] şehrinde 1318 [m. 1900] de doğmuş olan Weiss, 22 yaşında iken, bir gazete muhâbiri olarak Arab memleketlerini ziyâret etmiş, İslâm dînine hayrân olarak, onu kabûl ettiğini söylemiş ve sonra, bütün islâm devletlerini, bu arada Hindistânı ve Afganistânı da ziyâret ederek, intibâlarını dünyanın en büyük gazetelerinden biri olan (Frankfurter Zeitung)da neşretmiştir. Bir müddet Frankfurter Zeitung'un neşriyat müdîrliğini yapan Weiss, Pâkistânın istiklâle kavuşmasından sonra, bu hükûmet tarafından dînî tedrîsâtın kurulmasında yardımcı olarak, Pâkistâna gitmiş ve ondan sonra Pâkistânı temsîl için Birleşmiş Milletler merkezine gönderilmiştir. Kendisinin (İslâm yol kavşağında), (Mekkeye giden yol) adlı iki eseri vardır. Son zamanlarda Kur'an-ı kerimin İngilizce yeni bir tercümesini yapmıştır. İslâm ilimlerinden haberi olmıyan bu kimsenin tefsîr yapmaya kalkışmasında

Niçin Müslüman oldum? (9) Bayan CECILLA CANNOLY [REŞÎDE] (Avusturyalı)

Niçin Müslüman oldum? (9) Bayan CECILLA CANNOLY [REŞÎDE] (Avusturyalı) Size çok samîmî olarak söyleyebilirim ki, ben farkına varmadan müslüman olmuştum. Çünkü daha genç yaşta iken bağlı olduğum hıristiyan dînine karşı, zerre kadar itimadım kalmamış, hıristiyanlıktan soğumaya başlamıştım. Ben, dinde birçok şeyleri bilmek ve anlamak istiyordum. Bana öğretilmeye çalışılan îtikatları, körü körüne kabûl etmek taraftârı değildim. Neden üç tanrımız vardı? Neden dünyaya hepimiz günahkâr olarak gelmiştik ve kefaret vermeye mecbûrduk? Neden ancak râhib vâsıtası ile Allahü teâlâya yalvarıyorduk? Sonra bize gösterilen türlü türlü işaretlerin, anlatılan türlü türlü mucizelerin ne mânası vardı? Ben bunları ders veren râhiblere sorduğum zaman, onlar kızıyor, (Kilisenin sana öğrettiği şeylerin aslını sen soramazsın. Bunlar gizlidir. Sen yalnız inanmakla mükellefsin) diyorlardı, ama buna da benim aklım ermiyordu. İnsan, anlamadığı, aslını bilmediği bir şeye nasıl inanır? Fakat o zamanlar ben düşü

Niçin Müslüman oldum? (8) DEVIS WARRINGTON (Avusturyalı)

Niçin Müslüman oldum? (8) DEVIS WARRINGTON (Avusturyalı) Korkunç bir kıştan sonra, ilkbehârın tatlı ve ılık eli, soğuk toprak tabakasına nasıl te'sîr ederse, islâmiyet de bana öyle te'sîr etti. Kalbimi ısıttı ve bana yeni ve güzel bir ilim elbisesi giydirdi. İslâmiyetin öğrettiği şeyler, ne kadar güzel, ne kadar doğru ve mantıkîdir! (Allahü teâlâ birdir ve Muhammed aleyhisselâm Onun resûlüdür) sözü ne kadar açık, ne kadar doğru ve güzeldir! Hıristiyanların inanılması mümkün olmayan, anlaşılmaz (Baba, Oğul ve Ruh-ul-kuds) inancına benzer mi?Hıristiyanların insanı ürküten, onu korkutan, fakat hiçbir zaman onu tatmîn etmeyen akîdeleri yanında, bu sâde ve mantıkî îman, insanı kendisine cezb ediyor. İslâmiyet, hiç değişmemiş ilâhî bir dindir. Aradan asırlar geçmesine rağmen, bugün için de, yarın için de, insanın maddî ve mânevi bütün ihtiyaçlarını karşılar. Meselâ, insanların eşit olduğunu, Allahü teâlâ indinde aralarında bir rütbe veya mevki' farkı bulunmadığını, islâmiyet