Kayıtlar

Mayıs 25, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın mı???

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın mı??? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti, dikkat edin çanlar çalıyor... Çok eski yıllarda krallıkla idare edilen bir ülke varmış. Ama bu ülkede, hukuk ve hâkimler de varmış. Törelere göre, bir vatandaş öldüğünde, şehir merkezindeki dev çan bir defa çalınırmış. Uzun uzun da yankılanırmış. Eşraftan birisi ölürse çan iki defa, büyük bir devlet adamı ölürse üç defa çalınırmış. Ya kral? O öldüğünde, çan dört defa çalınırmış. Gel zaman git zaman… Şehirde bir olay olur, iş mahkemeye intikal eder… Davanın sanığı olarak mahkeme huzuruna çıkarılan kişinin masumiyetini ise bütün vatandaşlar bilmektedir. Bir formalite olarak görülmesi ve beraat beklenen, davadan sürpriz bir karar çıkar. Sanık para cezasına mahkûm olmuştur. Hâkim sorar: "- Bir diyeceğin var mı?" Sanığın cevabı: "- Hayır!" Mahkeme biter. Dinleyiciler dağılır. Kafalarda bir kaygı! Kısa bir süre so

Yarabbi Ümmetim Ümmetim!

Yarabbi Ümmetim Ümmetim! Hayatı boyunca "Ümmetî! Ümmetî!" diyen, sıkıntı, keder ve ıstıraplarını herkesten derince vicdanında duyan Allah Resûlü Sallallahü Aleyhi Vesellem, ümmetinin dünya ve ahirette takılıp yollarda kalmaması; en önemlisi de cehennem azabına düşmemesi için çırpınıp durmuş, dua edip Allah’a yalvarmıştır. Ümmetinin ebedi helake götürecek yollara makas gibi kollarını gererek çıkmaz sokak diyen Allah Resûlü, her fırsatta Yüce Mevla’dan ümmetinin affını, ahiret saadetini istemişti. İşte bir gece sabaha kadar, Hazreti İbrahim'in duası olan,   “Ya Rabbî! Doğrusu onlar (putlar) insanların çoğunu saptırdılar. Artık bundan sonra kim bana tâbi olursa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, o da Senin merhametine kalmıştır, şüphesiz Sen Gafûrsun, Rahîmsin.” (İbrahim, 14/36) mealindeki ayet ile Hazreti İsa'nın duası olan, “Ya Rabbî! Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, Aziz ü Hakîm (üstün kudret,

Ahir Zaman Ümmeti Olmak

Ahir Zaman Ümmeti Olmak Ahir zaman ümmetleri olarak ne kadar değerli olduğumuzun farkında mıyız acaba? Öyle zor bir zamanda dünyaya gelmişiz ki bu zamanda imanını koruyabilmek elinde kor ateşi tutmak kadar zormuş. Günahların sel gibi aktığı bu zamanda temiz kalmayı başarabilmek ne güzel. Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Ben faniyim, benden sonra iki şeye sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Kuran-ı Kerim ve sünnetlerim.” İçinde yaşadığımız bu buhranlı çağda başka kurtuluş reçetemiz var mı? Peygamber efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün uzaklara dalmış düşünceli bir haldedir. Ashabı Kiram sorarlar: “- Ya Sallallahü Aleyhi Vesellem bir derdiniz mi var?” Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem: “- Ben dostlarımı özlüyorum ve onlara kavuşmayı canı gönülden arzuluyorum.” Ashabı Kiram: “- Bizler senin dostların değil miyiz?” Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem cevap verir: “- Evet, sizler de benim arkadaşlarımsınız. Ama beni