Nefislerini İlâh Edinenler
Alemlerin Rabbi Allah’ü Teâlâ Buyuruyor ki: Bismillâhirrahmanirrâhîm! اَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلٰهَهُ هَوٰيهُۜ اَفَاَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَك۪يلًاۙ Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın? (Furkân Sûresi 43) Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Buyuruyor ki: “Allâh’a göre gök kubbe altında ibadet edilen sahte ilâhlar arasında, peşine düşülen hevâdan (nefsânî arzulardan) daha ağırı ve daha kötüsü yoktur.” (Heysemî, I, 188) “(Esas) mücâhid, nefsine karşı cihâd eden kimsedir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 2/1621; Ahmed, VI, 20) Abdülkâdir Geylânî Kuddise Sirrûh buyurur: “İsyanınız nefsinize, itaatiniz Rabbinize olsun.” Yâ Rabbi biz aciz ve fakir kullarını hevâi nefsini tezkiye eden; kontrol altında tutan, bahtiyar kullarından eyle!