Kayıtlar

günahlar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Günahlarımızı Affettiren Şeyler

  Günahlarımızı Affettiren Şeyler   Bütün insanlar topraktan yaratılmıştır, tekrar toprağa döneceğiz. Bize tahsis edilen ömrümüzü yaşadıktan, bize sayılı olarak verilen nefeslerimizin sonuncusunu verdikten sonra artık dünya ile alâkamız kalmaz, aslımıza rücu edeceğiz.   Dünyaya gelirken günahsızdık, o zamanlar mükellef değildik, bize herhangi bir emir de verilmemişti. Toprağa girerken de günahsız girmeye gayret etmeliyiz. Denebilir ki; biz masum değiliz. Günah işlemeyen yalnız Peygamberlerdir, hepimiz bilerek veya bilmeyerek yüzlerce hata yapıyor ve günah işliyoruz. Doğrusu, önemli olan hata ve günahlarımızı affettirmek ve günahlardan arınmış olarak ölüm döşeğine uzanmaktır. Rabbimiz, bizi çok sevdiği için günahlarımızı affetmek için bazı imkânlar yaratmıştır. Bunları değerlendirirsek hiç günah işlememiş oluruz.   01-            Bunların birincisi: Tövbe etmektir. Tövbe etmek için birine müracaat etmek, birilerinden yardım beklemek gerekmez. Kul yaptığı kusurları itiraf

On Dokuzuncu Tavsiye: Günahları Bırakıp, Allah'a İtaat Edip O'nu Zikretmeye Sarılmak

On Dokuzuncu Tavsiye: Günahları Bırakıp, Allah'a İtaat Edip O'nu Zikretmeye Sarılmak Ümmü Enes Radiyallahü Anh'ın şöyle buyurduği rivayet edilmiştir: “- Ya Rasulallah bana tavsiyede bulun!” Rasulullah şöyle buyurmuştur: “- Günahlardan hicret et! (terk et), zira bu hicretin en faziletlisidir. Farzlara devem et, zira bu cihadın en faziletlisidir. Allah’ü Teâlâ’yı zikri de çok yap! Çünkü sen Allah’ü Teâlâ’ya çok zikirden daha sevimli bir şey getiremezsin!” (Taberani) Ebu Hureyre Radiyallahü Anh Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “- Allah’ü Teâlâ şöyle buyurur: "Ben kulumun Bana olan zannının yanındayım ve Beni zikrettiğinde onun yanında olurum! Eğer Beni kendi içinde anarsa; Ben de onu kendi içimde anarım Eğer Beni bir toplulukta anarsa Ben de onu ondan daha hayırlı bir toplulukta anarım! Eğer Bana bir karış yaklaşırsa; Ben ona bir kulaç yaklaşırım! Eğer Bana bir kulaç yaklaşırsa; Ben ona iki kulaç yaklaşırım! Eğer B

Büyük Günahlar Ve Bu Günahları Doğuran Altı Günah

Büyük Günahlar Ve Bu Günahları Doğuran Altı Günah 01-   Allah'ü Teâlâ'ya baba demek, 02-   Allah'ü Teâlâ'ya şirk koşmak, 03-   Allah'ü Teâlâ'nın rahmetinden ümit kesmek, 04-   Ana ve baba hakkına tecavüz etmek, 05-   Besmelesiz kesilen hayvanın etini yemek ve kan içmek, 06-   Domuz eti yemek, 07-   Faiz yemek, 08-   Haksız yere öldürmek, intihar etmek, 09-   Harem-i Şerifte günah işlemek, 10-   Hırsızlık yapmak, 11-   İçki içmek, 12-   İftira etmek, 13-   Kumar oynamak, 14-   Livata yapmak (arkadan ilişkide bulunmak), 15-   Namuslu kadına zina isnat etmek, 16-   Rüşvet almak ve vermek, 17-   Savaştan kaçmak, 18-   Sihir, büyü yapmak, 19-   Söz gezdirmek, çekiştirmek, 20-   Yalan yere şahitlikte bulunmak, 21-   Yalan yere yemin etmek, 22-   Yetim malı yemek, 23-   Yol kesmek, 24-   Zina etmek… Büyük Günahları Doğuran Altı Günah Bu günahlardan sakınmakla hemen hemen bütün günahlardan kurtulmak Allah'ü T

Günahları Affettiren Ameller

Günahları Affettiren Ameller   Horasan melik ve kahramanlarından Amr bin Leys’in hâli, buna güzel bir misâldir. Vefâtından sonra onu sâlih bir zât rüyâsında görmüştü. Aralarında şu konuşma geçti:   “– Allah sana nasıl muâmele etti?”   “– Allah beni affetti.”   “– Hangi amelin sebebiyle affetti?”   “– Bir gün bir dağın zirvesine çıkmıştım. Yüksekten askerlerime bakınca, sayılarının çokluğu hoşuma gitti ve:   “Keşke Resûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem zamanında yaşasaydım da O’na yardım edip destek olsaydım, (O’nun yolunda fedâyı cân eyleseydim)…” diye duygulandım. İşte bu niyet ve iştiyâkıma karşılık, Yüce Allah’ü Teâlâ beni af ve mağfiretine mazhar eyledi.” (Kadı Iyâz, Şifâ, II, 28-29)   Nitekim bir hadîs-i şerîfte:   “Mü’minin niyeti, amelinden hayırlıdır.” buyrulmaktadır. (Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 194)   Beden için ruh ne ise, amel için hâlis niyet de o mevkîdedir. Buna mukâbil, ibadet ve sâlih amellerde samimiyetsizlik, riyâ ve gösterişe kaçma

Abdest Suyu İle Birlikte Günahlar Dökülür

Abdest Suyu İle Birlikte Günahlar Dökülür Bahsi Halife, bir gün camide vaazında abdest almanın faziletlerini anlatırken, alınan abdest suyu ile günahların döküldüğünü söylemişti. Cemaat arasında bulunanlardan birinin kalbine, “Bu nasıl olur?” Diye bir düşünce geldi. O zaman Bahsi Halife, kollarını sıvayarak dirseklerine kadar havaya kaldırdı. Ve: "Böyle olur!" dedi. Cemaat, Bahsi Halifenin kollarından nur fışkırdığını gördüler. Bu hadiseden sonra, ona, "Akbilek" lâkabı verildi. (Alıntı)

Biz İnsanların Günahlarını Ve Kusurlarını Görmeyiz

Biz İnsanların Günahlarını Ve Kusurlarını Görmeyiz Bir adamın yolu, günün birinde bir dergâha düşer. Bir Mevlevi ile bir Bektaşi’nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Mevlevi’nin giydiği kıyafetin kolunun geniş ve uzun olduğunu, hatta ellerini bile örttüğünü fark eder. Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır; kolları kısa ve daracıktır; bilekleri dahi açıktadır. Sebebini öğrenmek ister. Önce Mevlevi’ye sorar: - Neden kıyafetinizin kolları bu kadar uzun? - Özel bir sebebi var elbette. Biz, insanların günahlarını, ayıp ve kusurlarını örteriz. Giyim kuşamımıza da bu anlayışımızı yansıtıyoruz. Adam Bektaşi’ye döner ve merakını gidermesini ister: - Peki, sizin elbisenizin kolları neden bu kadar dar ve kısa? Siz insanların günahlarını ve ayıplarını örtmez misiniz? - Biz mi… Biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz. Hadis-i Şerif’te buyruldu ki:   “Başkasının ayıplarını söyleyeceğin zaman kendi ayıplarını hatırla.” (Hadîs-i Şe

Kul Affetmeden Allah’ü Teâlâ’nın Affetmeyeceği Günahlar

Kul Affetmeden Allah’ü Teâlâ’nın Affetmeyeceği Günahlar Kul hakları, affı ve cezalandırılması tamamen hak sahibi kula bırakılmış günahlardır. Bu hakların unutulması, kaybolması, geçiştirilmesi mümkün değildir. Zerre kadar bile olsa, hak, haksızdan alınıp hak sahibine verilecektir. Allah kul haklarını çiğneyenleri, çiğnedikleri hakları sahiplerine ödetmeden terk etmez, serbest bırakmaz, affına mazhar kılmaz. Hz. Enes’ten gelen bir hadis-i şerifte, Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdu ki: “İnsanın işlediği üç çeşittir: Bir zulüm vardır ki, onu Cenab-ı Hak asla bağışlamaz. Bir zulüm vardır ki, Allah Teâlâ onu dilerse affedebilir. Bir zulüm vardır ki, Allah Teâlâ affetmediği gibi, onu terk de buyurmaz. Allah Teâlâ’nın affetmeyeceği zulüm, şirktir (Allah’a ortak koşmaktır). Allah, ‘Şirk, en büyük zulümdür’ buyurmuştur. Hak Teâlâ’nın dilerse affedeceği zulüm, kulların kendileriyle Rableri arasındaki hususlarda, kendi nefislerine yaptıkları zulümdür. Allah

Dokuz Büyük Günah

Dokuz Büyük Günah   Büyük günahlar İbn-i Ömer’den (radıyallahü anh) rivâyet edildiği üzere dokuz tanedir. 1- Allah’ü Teâlâ’ya şirk (ortak) koşmak. 2- Haksız yere adam öldürmek. 3- Nâmuslu ve iffet sahibi kadına zinâ isnâd etmek. 4- Zinâ yapmak. 5- Cihâddan, cephedeki düşman karşısından firar etmek. 6- Sihir yapmak. 7- Yetim malı yemek. 8- Müslüman olan anne ve babasının haklarına riâyet etmemek. 9- İlhad. Allahü teâlânın haram kıldığı hususlarda dinin emrinden çıkmak...

Günahları Temizleyen On Şey

Günahları Temizleyen On Şey Bir Mümin işlediği günahtan on şey ile kurtulur: 1- Tevbe yahut istiğfar ile 2- Allah’ü Tealayı zikir etmek ile 3- İşlediği hayırlı ameller ile  4- Dünyada başına gelen belâ ve musibetlerle, 5- Kabir suali ve azabı ile 6- Mümin kardeşinin ona dua ve istiğfar etmesi 7- Mümin kardeşinin amellerinin sevabından ona hediye etmesiyle. 8- Kıyamet günü Arasat’ın korkulu halleri ile 9- Rabbinin rahmeti ile 10- Resûlullâh Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem’in şefâati ile. (İmam Suyûtî, Tulûu’s-Süreyyâ) (Fazilet Takvimi)

Günahların Etkileri ve Çareleri

Günahların Etkileri ve Çareleri Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat itikadına göre günah işlemek günahı helal ve iyi olarak görmedikçe insanı küfre sokmaz yani dinden çıkarmaz. Ama günahın insanlara zarar vermediğini de söyleyemeyiz. Allah’ü Teâlâ Hazretleri Celle Celaluhu mealen şöyle buyuruyor: “Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur.”  (Talak, 1) 1. Her Günahın İçinde Küfre Gidecek Bir Yol Vardır Rasulullah aleyhissalatu vesselam şöyle buyuruyorlar: “Bir kul günah işlediği zaman kalbinde siyah bir leke meydana gelir. Eğer o kul günahı terk edip bağışlanmayı dilerse, bu leke kaybolur. Şayet tövbe etmez ve günah işlemeye devam ederse, o zaman bu siyah nokta büyüyerek onun bütün kalbini kaplar. İşte Allah Taâlâ’nın,‘Doğrusu şudur ki, yapıp ettikleri kalplerini kaplayıp karartmıştır.’ (meâlindeki) âyetinde ifade ettiği kararma ve pas tutma budur.”  (Müslim, “İmân”, 231; Tirmizî, “Tefsîr”, 75). Bediüzzaman Hazretleri ku

“Böyle Korkunç Rüya” Görülmedi

“Böyle Korkunç Rüya” Görülmedi Murat iyi kalpli dürüst birisi idi. Çok dindar değildi ama çoğu zaman namazlarını kılar, Cuma namazlarını kaçırmazdı. Fakir babasının aşırı gayretleri sayesinde öğretmen olmuştu. Hayalindeki mesleğe kavuşan Murat; Anadolu’nun bir köyünde göreve başlamış, köylüler onu çok sevmiş, o da köylüleri çok sevmişti. Atandığı ilk yıl aşkla çalışmaya başladı. İkinci yıl sanki biraz gevşemişti. Çevre köy öğretmenleriyle tanışan Murat onların haftalık köy pazarlarında okulu tatil ettiğini gördü. Her Çarşamba beş altı köyün merkezi bir köyde “Yöresel Pazar” kuruluyordu. Köylüler o gün hayvanlarını ve ürünlerini satıyordu. Yöre Pazarını bilen yakın şehirlerdeki esnaflardan da gelenler oluyor herkes ihtiyacını karşılıyordu. O gün Yöresel pazarın kahveleri dolup taşıyor boşta gezer insanlar hatta öğretmenlerin çoğu iskambil, okey oynuyordu. Murat oyun oynamazdı. Fakat arkadaşlarının yanına gide gele o da alışmıştı. Çayına kahvesine derken iş büyümüş Murat’ta d

Kimin Yanındayız?

Kimin Yanındayız? “–Ey Rabbim! Ben bu günahları işlemedim. Hem benim mevkiim, makamım, durumum böyle günahları işlemeye müsait değildi.” İlâhî cevap çok mânidar:  “–Ey kulum, senin dediğin doğrudur. Sen bu günahları işlemedin. Ama senin yanında oldukların, tarafında oldukların bu günahları işlediler. Sen de o günahları işleyenleri sevdin ve râzı oldun. Dolayısıyla sen de onlara ortak olmuş oldun.’’ Bu tefekkürle idrake yansıyan hususlar gösteriyor ki; aklımızı ve duygularımızı iyi kullanıp, nerede, hangi safta ve kimin yanında olduğumuzun farkında olmalıyız. Hak dostlarından İmâm-ı Şiblî Hazretleri de ne güzel söylemiş:  “–Allah Teâlâ bize mahşerde soracak: «Ey kulum! Dünyada Ben seninleydim, ya sen kiminleydin?»’’ Evet kiminleyiz? Allah ile beraberliğin şuurunda mıyız? Bu şuurla O’nun dostlarıyla birlikte bir kul olabiliyor muyuz? Âyet-i kerîmedeki; “Ey îman edenler! Allah’tan korkun da sâdıklarla beraber olun.” (et-Tevbe, 119) fermanına riâyet edebiliyor muyuz?

MÜJDE YİĞİDİM

Müjde Yiğidim Hak yolu rehber edip, batıla tapmadıysan; Sünnetleri yaparak, bidate sapmadıysan; Şeytan, nefse uymayıp; günahlar yapmadıysan; Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin! Zamanlara sığmayıp, tüm çağları aştıysan; Engelleri atlayıp, uzaylardan uçtuysan; Aşkullah’a dalarak, hizmetlere koştuysan; Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin! Haramlardan kaçarak tüm farzları tuttuysan, Kötülüğü terk edip, iyilikler yaptıysan, Günahlara acilen, nasuh tövbe yaptıysan, Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin. Her nefes Allah deyip, Rabb’ini zikrettiysen, Her anı fırsat bilip, eserler ürettiysen, Gafletten uzaklaşıp, hizmetlere gittiysen, Müjde yiğidim müjde, en güzel cennet senin. Hak için düşman olup, hak namına sevdiysen, Darda kalan mümine, yardımlar sağladıysan, Boşa geçen ömrüne, dövünüp üzüldüysen, Müjde yiğidim müjde en güzel cennet senin! Kâfir-zalim zulmünü, cihadla önlediysen, Mazlumların yaşını, hep severek