Kayıtlar

Cariye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

En Güzel Cariyeye Rastlayınca

En Güzel Cariyeye Rastlayınca Bir zat sokakta yürürken, yolda bir cariyeye rastlar. Cariye padişahların cariyesi gibi bütün şanı şerefiyle, hizmetçileriyle beraber gidiyordu. Bu zat onu görünce seslenerek: “– Ey cariye senin sahibin seni satıyor mu?” der. Cariye de bu sözden hoşlanır ve: “– Bir daha söyle” der. O bir daha söyler. Cariye alay ederek: “– Eğer o beni satarsa senin gibi bir fakir beni nasıl alabilir?” der. O zat: “– Evet senden daha iyi birisini alabilirim.” Der, cariye bu söze güler ve hizmetçilerine emir verir onu yakalatıp beraberinde efendisine gülüp eğlenmek için götürürler. Efendisi olanları duyunca merak eder adamı yanına getirmelerini emreder. O zat gelince: “– Sen ne istiyorsun” der. Zat “– Cariyeni bana sat” der. Efendi ise “– Onun değerini verebilir misin?” dedikten sonra O zat: “– Benim yanımda onun değeri iki hurma çekirdeğidir.” der. Bunu duyan herkes güler. Efendi “– Sen bunun değerini neye göre biçtin.” Diye sorunca zat anlatma...

Cariyenin Rüyası Ve Halife

Cariyenin Rüyası Ve Halife Emevî halifelerinden Ömer bin Abdülaziz, son derece mütteki bir hükümdardı. Çok mütevazi bir hayat yaşar, hatta değiştirmek için bile iki takımdan fazla elbise bulundurmazdı. Milletine gayet adaletle hükmeden Ömer bin Abdülaziz'in cariyelerinden birisi, bir gün bir rüya görmüştü. Halifenin huzuruna çıkıp anlatmak istedi. Halife, cariyesine rüyasını anlatmasını söylediğinde, cariye şöyle anlattı: — Ey Emîrel - mü'minin rüyamda kıyamet kopmuş, insanlara Sırat Köprüsünden geçmeleri için emrediliyor, bazıları geçiyor, bazıları geçemiyor. Bu arada sıra sizden evvel geçen halifelere geldi. Evvel Abdülmelik Ibni Mervan'a “Geç!” dediler. Dikkat ettim gecemeyip düştü. Ondan sonra sıra ile diğer halifelere “Geç!” Diye emrolundu. Bunların bazıları geçti bazıları geçemedi. Nihayet sıra size gelmişti, Diye anlatırken, cariye daha sözünü tamamlamadan, Ömer bin Abdülaziz “Allah!” Diye bağırmaya başladı. Rüyayı anlatan cariye, ne yapacağını şaşı...

Zulüm Ve Azgınlık

Zulüm Ve Azgınlık Rivayet olunur ki padişahlardan biri bir gün ava çıkar. Av esnasında çok güzel bir bahçeye rastlar. Oraya doğru gider kapıyı çaldığında Kapıyı genç yaşta bir cariye açar. Gelen misafiri gördüğü için ona bir bardak nar suyu ikram etmek için içeri girer ve az sonra elinde bir tas dolusu nar suyu getirir. Padişah Nar suyunu içer ve kendisindeki susuzluk bir anda gider. Nar suyunun lezzetine hayran olan padişah, cariyeye bu içecek için kaç nar sıktığını sorar; cariyede sadece bir tek nar sıktığını söyler. Daha sonra padişah bahçeye doğru gözlerini diker, Oranın manzarasından ve içerisindeki kuşlardan ve çiçeklerin güzelliğinden çok etkilenir ve cariyeye sorar: “Burası için ne kadar vergi veriyorsunuz?” Cariyede soruyu soran kişinin padişah olduğunu bilmeksizin vermiş oldukları vergiyi söyler. Padişah içinden buranın vergisinin artırılması gerektiğini düşünür ve bu konuda kafasını meşgul ederken tekrar susadığını fark eder ve cariyeden aynı şekilde bir nar suyu da...