Kayıtlar

Mayıs 10, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rabbin Seni Çağırıyor!

Rabbin Seni Çağırıyor! Ey mutmain olmamış kalp… Her gün yeni bir mutluluk sebebi arayan, bulduğu mutlulukların süresi kısa olan, yeni arayışlar, yeni formüller, yeni keşifler peşinde ömrünü tüketen insan… Bir sabah giydiği elbiseyle mutlu olup diğer gün duyduğu güzel bir sözle, bazen biraz daha uzun süreli mutluluklar; aldığı bir ev, gittiği bir tatil, başarılı bir ticaret. Sebepler, seçenekler hep aynı döngü içinde. Bu döngü içerisinde kaybolmuş ruhlar, bedenler, yorgun yüzler… Mutluluklarınız geçici nedenlere bağlı ise ömür boyu mutluluğun, huzurun peşinde koşup yorulacaksınız demektir. Sonu ve başı olan şeyler, ölümlü olan, bitip tükenen, azalan, hedefi belli olan, dünyanın sınırlarına sıkışmış her şey geçici ve yalancı mutluluklar sağlar. Ve kalpler asla bunlarla doymaz, sakinleşmez, huzura ermez. Tıpkı açlıktan ağlayan bir bebeğin ağzına tutuşturulmuş naylon bir emzik gibi… O emzik bebeği doyurmaz, sadece geçici bir sessizlik sağlar. Doymayan bebek artık daha fazla ağlamaya b

Zorluklara Daldınsa, Daralıp Kaldınsa…

Zorluklara Daldınsa, Daralıp Kaldınsa…   “- Senin Allah’ın adil mi?” diye sordu kadın, Hazreti Davut Aleyhisselâm'a ... “- Ne diyorsun sen kadın! Rabbimiz asla zulüm etmez!” dedi, Hz Davut Aleyhisselâm “- Ne oldu ki?” diye sordu kadına. Kadın: “- Üç tane küçük kızı olan ve kocası ölmüş birisiyim. Üç gün önce bir tane ceylan yavrusu vardı elimizde onu büyük bir deriye sararak satıp pazardan evlatlarıma yiyecek alacaktım ki yolda büyük bir kuş gelip onu alıp gitti. Şimdi ben ne yapacağım. Çocuklarım aç. Hem ceylan hem de o büyük deri elimden gitti.” Onlar konuşurken kapı çaldı ve içeriye on tane tüccar girerek 1000 dinar verip: “- Al bunu hak eden birisine ver!”, dediler. “- Hayrola diye sorunca ?” “- Denizde bir kayıkla yolculuk yapıyorduk ki ansızın fırtınaya tutulduk ve kayığımız hasar gördü. Günlerce aç ve çaresiz gezerken şöyle dedik:” “- Eğer Allah’ü Teâlâ bizi kurtarırsa adam başı 100 dinar bir fakire yardım edelim. Bu sırada bir kuş tepeden denize bir şe

Sabah Olunca, Karşına İlk Çıkanı Ye!

Sabah Olunca, Karşına İlk Çıkanı Ye! Allah’ü Teâlâ’nın sevgili kullarından biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir: -Sabah olunca, karşına ilk çıkanı ye, ikinci çıkanı sakla, üçüncü çıkanın dileğini kabul et, dördüncü geleni üzme, beşinciden de kaç! Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi: Rabbim bana bunu yememi emretti. Sonra şöyle dedi: Rabbim bana gücümün yetmeyeceği bir şeyi emretmez. Onu yemeye karar verdi. Dağa doğru yürüdü. Yaklaştıkça dağ küçüldü. Tam yaklaştığı zaman koca dağ bir lokmaya dönüşmüştü. Onu tutup yedi, baldan tatlı buldu. Allah’ü Teâlâ’ya hamdetti, yürüyüp gitti. Karşısına altından bir leğen çıktı. Şöyle dedi: Rabbim, bunu da saklamamı emretti. Bir çukur kazdı, onu gömdü. Yürüdü, az gittikten sonra dönüp baktı. Leğen toprak yüzüne çıkmıştı. Geri döndü, tekrar gömdü. Biraz gitti; baktı ki, yine çıkmış bir daha gömdü, yine toprak üstüne