Kayıtlar

İstersen etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bilmek İstersen Seni

  Bilmek İstersen Seni   Bilmek istersen seni, Cân içre ara cânı. Geç cânından bul ânı, Sen seni bil, sen seni.   Kim bildi ef´âlini, Ol bildi sıfâtını, Anda gördü zâtını, Sen seni bil, sen seni.   Görünen sıfatındır, Anı gören zatındır, Gayri ne hacetindir, Sen seni bil, sen seni.   Kim ki hayrete vardı, Nura müstağrak oldu. Tevhid-i zatı buldu, Sen seni bil sen seni.   Bayram sözünü bildi, Bileni anda buldu. Bulan ol kendi oldu, Sen seni bil sen seni…   Hacı Bayram Veli Kuddise Sirrûh

Saadete Kavuşmak İstersen

Saadete Kavuşmak İstersen 1- Saadete kavuşmak istersen, edeple ilim öğren, 2- Edeple ilim öğrenen onunla iyi amel eder. 3- İyi amel eden, hikmet sahibi olur. 4- Hikmet elde edilince, insan zühd sahibi olur. 5- Zühd sahibi olunca, kalbinde, insanı Allah’ü Teâlâ’dan uzaklaştıran şeylerin sevgisi kaybolur. 6- Bu sevgi kaybolunca, insan ahirete rağbet eder. 7- Hep ahireti düşünen ve ona hazırlanmakla uğraşan kimse, Allah’ü Teâlâ’nın rızasına kavuşmuş demektir.

Dua Ederken

Dua Ederken Abdülehad Serhendî hazretleri buyuruyor ki: يَٓا الله جَلَّ جَلآلُهُ٬ يَٓا رَحْمَنُ جَلَّ جَلآلُهُ، يَٓا رَحِيمُ جَلَّ جَلآلُهُ٬ يَٓا قَوِيُّ جَلَّ جَلآلُهُ٬ يَٓا قَادِرُ جَلآلُهُ 70 defa, "Yâ Allah Celle Celâlüh! Yâ Rahman Celle Celâlüh! Yâ Rahîm Celle Celâlüh! Yâ Kaviyyü Celle Celâlüh! Yâ Kadîr Celle Celâlüh!" Okuyup da duâ eden, ne isterse istesin, Cenâb-ı Hak duâsını kabul eder ve ne muradı varsa verir. Cuma günü İkindiden sonra, seccade üzerinde elinden geldiği kadar; "Yâ Allah! Yâ Rahman! Yâ Rahîm! Yâ Kaviyyü! Yâ Kadîr!" deyip, sonra duâ etmelidir. Bunları sırf Allah rızası için okumalı. Bir seferde 70 defa okumalı, 71 olsa olmaz, yanına başka isim konsa olmaz, bu bir şifredir. İsm-i a'zam, ism-i Celal, Esma-ül Hüsna'dır. Her namazdan sonra okuyana ne mutlu! Hiç olmazsa günde bir defa okumalı. Dilek için 40 gün kadar okumalıdır. İslâm Ahlâkı

Helal Rızık Kazanmayı İstersen

Helal Rızık Kazanmayı İstersen Helal rızık kazanmayı istersen Karıncayı örnek al yeter sana Ahireti kazanmayı istersen Ol yüce Kur'an-ı örnek al yeter. Yıkmayı değil yapmak istersen Yoksulun elinden tutmak istersen Kini değil affetmeyi istersen Kâinat güneşin örnek al yeter. Çevrende sevilen olmak istersen Halkına faydalı olmak istersen Mevla’nın ismini anmak istersen Hazreti Eyübu örnek al yeter. İnancına bağlı yaşam istersen Hazreti Bilal’i örnek al yeter Kur'an hukukunu bilmek istersen Ömer bin Hattabı örnek al yeter. Orhan der kalbimi kazanmak için Hor görmek değil hoş görmek yeter Saygıda kusursuz olmak istersen Veysel Karani’yi örnek al yeter. Orhan Acar

Ya Rabbi, Ben Sana Secde Etmek İstiyorum!

Resim
Ya Rabbi, Ben Sana Secde Etmek İstiyorum ! “Avukat Bekir Berk Ağabey1989 yılında çok ağır bir hastalığa yakalanmıştı. 95 kilodan 52 kiloya düşmüştü. Namazlarını güçlükle kılıyordu. O kadar ki, bazen abdest alırken ve namaz kılarken defalarca bayılıyordu. Ayıldığı zaman ilk sözü, ‘Namaz vakti geçti mi?’ veya ‘Namaza kaç dakika var?’ sorusu idi. Londra’da tedavi gördüğü yıl şöyle bir hadise yaşamıştı. Namaza durmuş ve iki rekâtını güçlükle kılmış. Üçüncü rekâtın secdesine giderken, ne kadar uğraştıysa başaramamış, takati kesilmiş. Bu duruma çok üzülerek:  ‘Yâ Rabbi, ben Sana secde etmek istiyorum, ama yapamıyorum. Yoksa beni huzuruna kabul etmiyor musun?’ diye içinden geçirmiş. Bunun üzerine Allah’ın inâyetiyle, alnının Kâbe’deki soğuk mermerlere değdiğini, oraya secde ettiğini görmüş. Bu şekilde namazın iki rekâtını Londra’da, iki rekâtını Mekke’de edâ etmiş. Bu hâtırasını namazdan sonra tahdis-i nimet olarak anlatmıştı.” İhsan Atasoy – Hayatını Davasına

Adalet

Adalet İstanbul'un fethinden sonra Hazreti Fatih bütün mahkûmları serbest bırakmıştı. Fakat bu mahkûmların içinden iki papaz zindandan çıkmak istemediklerini söyleyerek dışarı çıkmadılar. Papazlar Bizans imparatorunun halka yaptığı zülüm ve işkence karşısında ona adalet tavsiye ettikleri için hapse atılmışlardı. Onlar da bir daha hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdi. Durum Hazreti Fatih'e bildirildi. O, asker göndererek, papazları huzuruna davet etti. Papazlar hapisten niçin çıkmak istemediklerini Hazreti Fatih'e de anlattılar. Fatih o dünyaya kahreden iki papaza şöyle hitap etti - Sizlere şöyle bir teklifim var Sizler İslam adaletinin tatbik edildiği memleketimi geziniz, Müslüman hâkimlerin ve Müslüman halkımın davalarını dinleyiniz. Bizde de sizdeki gibi adaletsizlik ve zulüm görürseniz, hemen gelip bana bildiriniz ve sizler de evvelki kararınız gereğince uzlete çekilerek hâlâ küsmekte haklı olduğunu ispat ediniz. Hazreti Fatih'in bu teklifi papazlar için çok

Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez!

Resim
Yolda Kalana, Darda Kalana Kimse İyilik Etmez! Bir adam atıyla bir yolculuğa çıkmış. Epey yol aldıktan sonra bir çölde yorgun argın adım atamayacak halde derviş kılıklı birine rastlamış. Selâm vermiş. Adamın konuşması onu çok etkilemiş. İyi kalpli yolcu, derviş kılıklı adama; “Kardeş ben hep at sırtındayım. Atıma biraz da sen bin! İleride de ben binerim. Hem yârenlik ederiz hem yorulmadan gideriz!” demiş. Derviş kılıklı adam ata biner binmez; atı mahmuzlayarak dörtnala oradan uzaklaşmış. Atın sahibi, adamın arkasından; haykırmaya başlamış… “Ne olur, bir dakika dur! Senden bir şey isteyeceğim! Dinle de nereye gidersen git!” Derviş kılıklı hırsız adam, merak edip durmuş; “İsteyeceğin ne olabilir ki… Ne kadar yalvarsan da atını geri vermeyeceğim! “Hayır, atımı istemiyorum. İstesem de vermeyeceğini biliyorum. Sen içimdeki iyi adamı öldürdün! Sakın bu olayı kimseye anlatma! Onu demek istiyorum!” “Anlatsam ne olacak ki?” demiş derviş kılıklı adam hayâsızca…