Kayıtlar

takip etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dua Ederken Nasıl Bir Sıralama Takip Etmemiz Lazım

  Dua Ederken Nasıl Bir Sıralama Takip Etmemiz Lazım   إِذَا تَمَنَّى أَحَدُكُم فَلْيُكثِر، فَإِنَّمَا يَسأَلُ رَبَّهُ عَزَّ وَجَلَّ Hazret-i Âişe Radıyallahü Anha anlatıyor. Resulullah sallallahü aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz Allah’tan ne dilerse, çok istesin. Çünkü o ancak Aziz ve Celil olan Rabbinden istiyor. (Onun hazinesi tükenmez).” (İbni Hibban, hadis no:2403)

Aynı Yolu Takip Eden Üç Kişi

Aynı Yolu Takip Eden Üç Kişi Hz. Ömer Radiyallahü Anh, devlet başkanı seçildiğinde, Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh‘a tayin edilen maaş kadar ücret alıyordu. Bu şekilde bir müddet devam edildi. Daha sonra, Hz. Ömer Radiyallahü Anh, geçim sıkıntısına düştü. Bu durumu gören, Ashabın büyüklerinden bazıları toplanıp, bu durumu görüştüler. Zübeyr bin Avvam Radiyallahü Anh, kendisine söyleyerek maaşını artırma teklifinde bulundu. Hz. Ali Radiyallahü Anh: ‘Bu teklifi kabul edeceğini zannetmiyorum. İnşallah kabul eder. Gidip teklifi bildirelim‘ dedi. Bu arada, Hz. Osman Radiyallahü Anh söz alıp buyurdu ki: ‘Ömer‘in hak ve adalette ne kadar tavizsiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu teklifimizi bizzat kendimiz değil, kendisini kıramayacağı birine söyletelim. Bunu, kızı Hafsa teklif etsin!‘ Hz. Hafsa Radiyallahü Anha, babasının yanına varıp teklifi bildirince, çok hiddetlendi. Sonra kızı Hz. Hafsa‘ya sordu: ‘Sen Resûlullah‘ın evinde iken, Allahın Resulünün giydiği en kıymetli elbise ney

Peşinden takip etti

Peşinden takip etti Bişr-i Hafi hazretleri “rahmetullahi aleyh” zamanında bir adam bu zatın büyüklüğünü bilmiyordu. Bir gün Cuma namazını kılıp camiden çıkınca gördü bu büyük Veli’yi. Hızlı adımlarla bir yere gidiyordu mübarek zat. O da takıldı peşine. Kendi kendine; “Bu zat için Evliya diyorlar. Bakayım doğru mu?” diye düşünüyor, bir yanlışını bulmaya çalışıyordu. Fırından ekmek aldı mübarek zat. Bir kebapçıdan da kebap ve helva. Adam bunları görünce; “Meğer nefsini ne de çok seviyormuş” diye geçirdi içinden. Nihayet bir köye vardılar. Bişr-i Hafi hazretleri, bir camiye girip, oradaki yatalak bir hastaya yedirdi aldığı kebapla helvayı, Sonra çıkıp gitti. Ona Bişr-i Hafi derler Bu defa bu adam girip sordu hastaya: - O giden kimdi? - Ona, Bişr-i Hafi derler. Cuma günleri ziyaretime gelir ve getirdiği yiyecekleri eliyle yedirir bana. - Senin kimsen yok mu? - Hayır, maalesef. - Peki, burası Bağdat’a uzak mıdır? - Bir günlük yoldur. - Nasıl olur, yarım saat kadar yürüyüp bu köye geldi

Geçmişini Unutmayan İnsan

Geçmişini Unutmayan İnsan Bir gün zengin bir tacir, kendine, tanıdığı yoksul bir aileden evlât edinmek için bir çocuk alır. Zaman içinde çocuğa çok alışır. Çocuk her gece bir yere gidip gelmektedir. Çocuktan şüphelenen yardımcı işçiler çocuğu takibe çıkar. Görürler ki çocuk her gün bir depoya gider. Yardımcılar bunu tacire bildirir ve tacir çok sinirlenir, Oğlunu yanına çağırır ve sinirli bir şekilde oğluna sorar; -“Sen o depoda ne saklıyordun?” Oğlu ise, -“Benim geçmişim çok sefil geçmişti, ama şimdi çok zenginim buna rağmen ben geçmişimi hiç bir zaman unutmam. O depoda çarıklarım var. [1] Her gece o çarıkları giyiyorum.” Ve kendime; -“Sakın eski fakir halini hiç unutup da kibirlenme! Allah’ü Teâlâ seni tekrar fakir yapabilir!” diyorum! Dedi. Bunu duyan tacir çok şaşırdı ve evlâtlığına; -“Bana geçmişimi unutmamamı hatırlattın bu yüzden sana çok teşekkür ederim. Seni yanlış anladık. Hakkını helâl et! ” Dedi. [1] Çarık: Eskiden ayakkabı yaygın değildi. Fakirlerde