Kayıtlar

İhlâs etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Önemli Olan İhlâstır

  Önemli Olan İhlâstır   Önemli olan süper kabiliyet, süper zekâ değildir, süper ihlâstır.   Beş şey vardır, kalb katılaştığı zaman onun ilâcı olur: 1) Salih Müslümanlar’la görüşmek ve onların meclisinde bulunmak. 2) Kur’an-ı kerimi okumak. 3) Karnını doyurmayıp helalden az bir şey yemekle yetinmek. Zira helal yemek kalbi aydınlatır. 4) Allah’ü Teâlâ’nın kâfir ve günahkâr için hazırladığı acı azabı ve tehdidini düşünmek. 5) Kendisini Allah’ü Teâlâ’ya kulluk vazifesini yapmakta aciz ve noksan görmek, bununla beraber Allah’ü Teâlâ’nın lütuf ve ihsanını düşünmektir. Bu tefekkür olup, bundan hayâ meydana gelir.   Boş oturanları Allah’ü Teâlâ sevmez. Bir kimse boş oturursa ona şeytan musallat olur.   Sevap kazanmak çok iyi. Kazanılan sevapları kaybetmemek ondan daha iyi. Fitneye sebep olmak, adam öldürmekten büyük günahtır.   Emr-i maruf ve nehy-i münker, imanın en kıymetli cüz'üdür. Ehl-i sünnet itikadını yayanlara çok müjdeler var.   İslamiyet’in hü

İlim, Amel, İhlâs, Niyet

İlim, Amel, İhlâs, Niyet   Abdülaziz b. Ebî Revâd Rahmetullahi Aleyh der ki:   “Benim ulaştığım salih kişiler, hayırlı amelleri işlemek için büyük bir gayret gösterirlerdi. Ameli işledikten sonra da, amelin kabul edilip edilmediğini düşünerek korkarlardı!”Mâlik b. Dînâr Rahmetullahi Aleyh şöyle der:   “Amelin kabul edilip edilmediği yönündeki endişe ve korku, o ameli işlemekten daha zordur. ”İbnu Aclân Rahmetullahi Aleyh şöyle der: “Bir amel ancak şu üç şey ile geçerli olup salih amel niteliği kazanır: 1- Allah için takva sahibi olmak, 2- İyi niyet taşımak, 3- Ve onu doğru olarak yapmak.”   “O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için ölümü vehayatı yaratmıştır!” ayet-i kerimesini Fudayl b. Iyâz Rahmetullahi Aleyh şöyle açıklar:   “Yani kimin daha ihlâslı ve kimin dosdoğru yaptığını sınamak için…” Bunun nasıl olacağını kendisine soranlara şöyle der:   “Bir amelde ihlâs bulunur fakat amel ilme göre doğru olmaz ise kabul

Ne Zaman İhlâslı Sayılırız?

  Ne Zaman İhlâslı Sayılırız?   Maneviyat dünyasının büyük sultanlarından Yahya bin Muaz Rahmetullahi Aleyh Hazretleri, günün birinde etrafında toplanan insanlarla sohbet ediyor, onların gönüllerini ferahlatıyordu. Bir ara mecliste bulunanlardan biri: “- Kul ne vakit ihlâslı sayılır?” diye sordu. Yahya bin Muaz Rahmetullahi Aleyh Hazretleri, şu düşündürücü cevabı verdi: “- Kendisini öven insanla, tenkid eden insanı bir gördüğü vakit!”

İhlâs

İhlâs Cüneyd-i Bağdadi Kuddise Sirrûh’dan: İhlâs, kul ile Allâh’ü Teâlâ arasında bir sırdır. Onu melek bilemez ki yazsın, şeytan bilemez ki bozsun. İhlâslı kişinin hali, kendisi için ihlaslı olunan zat (Mevlâ) katında malûmdur. Bir zat anlatıyor: Bir Cuma namazından önce Sehl bin Abdullah Tüsteri’nin yanına gittim. Evde bir yılan gördüm. İçeriye girmekte tereddüt ettim. Sehl bana dedi ki: “- İçeri gir, kişi yeryüzündeki yılandan bu kadar korkarsa ahiretteki yılanlardan daha çok korkması lazım değil mi?” Sonra bana şöyle dedi: “- Cuma namazı hususunda bir ihtiyacın var mı?” Ben: “- Cami ile aramızda bir gün bir gecelik mesafe var!” dedim. Elimden tuttu. Az bir zaman geçti ki kendimi camide buldum. İçeri girdik, namaz kıldık. Sonra çıktık. Camiden çıkanlara baktı ve şöyle buyurdu: “- La İlâhe illallah diyen çoktur, ama ihlas sahipleri gayet azdır! Zahitler ve abidler riya ehli olursa diğer insanlar kime uyacak?”

Kendimi Mirac’da Bulurum

Kendimi Mirac’da Bulurum Namaz kılmaya karar verince önce herhangi bir sıkışıklığım varsa giderir, bedenimi rahatlatırım. Allah’ü Teâlâ kalbimi biliyor. Bütün azalarımın sükûnet bulmasını beklerim. Ezan-ı Muhammediye okunmaya başlayınca, İsrâfîl Aleyhisselâm “Sûr’u üfürüyor!” , abdeste kalkarken “Kabrimden kalkıyorum!” diye düşünürüm. Temiz bir kalple niyet ederek, uzuvlarımı yıkar, ağır ağır tam bir abdest alır kalben de tövbe eder, namaz kılacağım yere gelirim. Bir müddet oracıkta oturur dinlenirim. Bu sırada zihnimi toplar, endişemi yatıştırır, dağdağaları dağıtır, ondan sonra edep ve tevazu ile doğrulurum. Camiye giderken, “mahşer yerine gidiyorum” diye, müezzin kamet getirince, cemaat saf saf olurlarken, “Bu insanlar mahşer yerinde yüz yirmi saf olup, seksen safı, bizim Peygamberimizin ve kırk safı, diğer Peygamberlerin ümmetleri olsa gerektir!” derim. “Bundan başka bir namaz kılmaya erişemeyeceğim!” diye düşünerek korku ve ümit arasında heyecanlı bir durum

İlim, Amel, İhlâs

İlim, Amel, İhlâs Bir kere Abdülkadir Geylani hazretleri çölde giderken, gaipten şöyle bir ses işitti: "Ey Abdülkadir! Ben senin Rabbinim! Sana haramları mubah, serbest kıldım.” Bunun üzerine Abdülkadir Geylani Euzü çekti. "Kovulmuş şeytandan Allahü teâlâya sığınırım. Sus ey melun!" diye bağırdı. Bunun üzerine aynı ses; "Ey Abdülkadir! Rabbinin izni ile çeşitli yerlerde bana aldanmayarak, şerrimden, kötülüğümden kurtuldun. Halbuki ben bu yolda yetmiş kişiyi yoldan çıkardım" dedi. Onun şeytan olduğunu nasıl anladığını sorduklarında; "Sana haramları helal ettim, sözünden anladım. Çünkü Allahü Teâlâ böyle şeyleri emretmez" buyurdu. İlimsiz amel sapıklıktır, amelsiz ilmin de vebali büyüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “İlmi ile amel etmeyen âlim, kıyamette en şiddetli azaba düçar olur.” (Beyheki) “Âlimler hariç, insanlar helak olmuştur. İlmiyle amel edenler hariç, âlimler de helak olmuştur. İhlas sahipleri hariç, ilmiyle amel e

İlimsiz Bir Yere Varılmaz!

İlimsiz Bir Yere Varılmaz! Bir kimse, Peygamber efendimiz aleyhisselama en hayırlı amelin ne olduğunu sual edip, (İlim) cevabını alınca tekrar sordu: “- Ya Resulallah, ben amelden sual ediyorum. Siz ilimden bahsediyorsunuz.” Efendimiz Aleyhisselâm buyurdular: “- Allah’ü Teâlâ, hiç ilimsiz ameli kabul eder mi?” (B. Arifin) Yine Peygamber efendimiz buyurdu ki: “- Bir müddet ilim mütalaa etmek, bütün geceyi ibadet ve namazlı geçirmekten efdaldir.” [Beyheki] Şeytan, ihlas ve ibadeti çok olan bir âbidi kandırmak için insan kılığında, Âbidin evine gelerek dedi ki: “- Senin Cennetlik olduğunu öğrendim. İbadet ve ihlasın yedi bucağa yayılmıştır. Senden istifade edebilmek için bir müddet misafirin olmak istiyorum.” Âbid, [çok ibadet eden], şeytana bir oda verdi. Şeytan bir odaya çekilip yiyip içmeden ve uyumadan beş-on gün ibadet eder göründü. Âbid, hayret içinde dedi ki: “- Ey yabancı, aç, susuz ve uykusuz uzun müddet böyle nasıl ibadet edebiliyorsun?” “- Çok g

İlim, Amel, İhlâs

İlim, Amel, İhlâs Çiftçi tarlasını eker ve bekler. Beklediği şey mahsuldür. Ne ekmiş, ne kadar ekmişse hasat zamanı o karşılığı alacaktır. Ahirette yüz ağartan bir hasat için de dünya tarlasında ilim, amel ve ihlâs bulunmalıdır. Kul tıpkı çiftçiye benzer. Dünya onun tarlası, iyilik ve kötülükler ekini, ahiret ise hasatıdır. Dünya tarlasına ektiği her şey ahiret mevsiminde önüne mahsul olarak konacaktır. Ne bir eksik ne bir fazla... “Kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. Kim de zerre kadar şer (kötülük) işlemişse onu görecektir.” (Zilzal, 7-8) Hasat mevsimi olan ahirette önüne konan mahsul, ebedi hayat için dönüm noktasıdır. Onunla ya çocuklar gibi sevinip mutlu olur yahut idamlıklar gibi perişan... Peki, nedir bereketli, verimli hasadın sırrı” Yani dünyada neyi nasıl ekmeliyiz ki ahirette biçeceğimiz mahsul bizi mutlu mesut kılsın, bizi kurtarsın” İmam Rabbanî Kuddise Sirrûh Hazretleri ebedi kurtuluş için dünyadayken üç şeyin elde edilmesi şart, diyo

Duada İhlâs Ve Helâl Lokmanın Önemi

Duada İhlâs Ve Helâl Lokmanın Önemi Duâda ihlâs (samimiyet) ve helâl lokmanın ehemmiyetine dair Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz’den nakledilen hadîs-i şerîfler… “Bir kimse zâhir ve bâtınını tanzîf ve tathîr ile kırk gün hâlisan Cenâb-ı Allah için amel ve ibâdet ederse kalbi menba-ı hikmet olup lisânından zülâl-i mârifet cereyan etmeye başlar.”(Suyûtî, el-Câmiu’s-sağîr, no: 8361) “Kul ihlâs ile لَا إِلٰهَ اِلَّا اللّهُ ‘Lâ ilâhe illâ Allah’ “Başka ilâh yok, ancak Allah vardır!” dedikçe hiç bir hicâb onu geri çevirmeksizin bu zikri, Allah’a yükselir. Allah’a vâsıl olunca Allah bu kelimeyi söyleyene nazar eder. Allah’ın nazar ettiği her bir muvahhid kulunu rahmeti içine alması O’nun hakkıdır.” (Ali el-Müttakî, I, 56-57/181) “Helâlliğinde ve haramlığında şüphe bulunan nesneyi terk eyle ve helâl olduğu muhakkak bulunan şeyleri kabul et.” (Buhârî, Büyû’, 3; Tirmizî, Kıyame, 60) Bu hadîs-i şerîf, insanın bâtınını haramdan korumak için kemâl-i ihtiyat