Kayıtlar

Ocak 1, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bitirdim Gençliği

  Bitirdim Gençliği   Bitirdim gençliği oldum ben yaşlı, Köyümün dağları kış'lı mı kış'lı, Yaşadım bir zaman oğlanlı kızlı, Şimdi hiç birini bulamıyorum…   Yaşadım bir zaman oğlanlı gızlı, Şimdi hiç birini bulamıyorum, Bir karı bir koca kaldık evlerde, Gençlik gitti elden tutuldum derde…   Hani malım mülküm hani nerede, Dünyanın tadını alamıyorum, Hani malım mülküm hani nerede, Dünyanın tadını alamıyorum…   Çalışırdım yorulmayı bilmezdim, Kaçardım atlıdan geri kalmazdım, Kötüye namerde muhtaç olmazdım, Şimdi merdiveni çıkamıyorum…   Kötüye namerde muhtaç olmazdım, Şimdi merdiveni çıkamıyorum, Evlatlarım geldi benim yaşıma, Hayaller kurup da düştüm peşine…   Param yok giderdim elin işine, Şimdi bir kemeri takamıyorum, Param yok giderdim elin işine, Şimdi bir kemeri takamıyorum…   Duymuyor kulağım sıkılır canım, Anlamıyor beni hiç evlatlarım, Yine de yanımda o güzel karım, Onada her zaman kıyamıyorum…   Mey

Biraz da Namaz Kılsak

  Biraz da Namaz Kılsak   Bir gece Ebu Musa el-Eş'arî Radiyallahü Anh yatsı namazından sonra Hz. Ömer Radiyallahü Anh'ın yanına geldi. Hz. Ömer Radiyallahü Anh: "- Bu saatte ne arıyorsun?" diye sordu. Ebu Musa Radiyallahü Anh: "- Seninle konuşmak için geldim" dedi. Hz. Ömer Radiyallahü Anh: "- Konuşmak için vakit geç değil mi?" deyince de: "- Fıkhî bir meseleyi görüşmek istiyordum" karşılığını verdi. Bunun üzerine oturdular ve uzun bir süre konuştular. Bir ara Ebu Musa Radiyallahü Anh: "- Ey Mü'minlerin Emîri! Biraz da namaz kılsak" diyecek olduysa da Hz. Ömer Radiyallahü Anh: "- Biz zaten şu anda namazdaymışız gibi sevap kazanıyoruz" diyerek konuşmayı sürdürdü. [Hz. Ömer Radiyallahü Anh: Böylece ilmin önemini vurgulamış oldu.] (Kenz)
  Dünya Gölge Gibidir   Şumeyt ibni Aclân ki, Tâbiîn-i izâmdan, Pek fazla korkuyordu, Allahü teâlâdan.   Derdi ki: "Ey dünyânın, peşi sıra koşanlar! Siz ona koşsanız da, dünyâ hep sizden kaçar.   Dünyâ gölge gibidir, önünüzden gider hep, Gölgesine yetişen, bir kimse var mı acep?   Eğer ki yüz çevirip, kaçsaydınız siz ondan, Bu sefer de o sizin, koşardı arkanızdan.   Dünyâ çok vefâsızdır, bir üzüntü, bir sevinç, Böyle bir yalancıya, insan aldanır mı hiç?   Ey insan, bilir misin, dünyâ denen şey nedir? Dünyâ seni Allah'tan, alıkoyan şeylerdir.   Kadın, çocuk, mal, mevkî ve makam düşüncesi, Eğer böyle iseler, dünyâdır her birisi.   Unutturmuyor ise, Allah'ı bunlar eğer, Dünyâ denmez bunlara, hepsi de nîmettirler.   Buyurdu: "Ey insanlar, biliniz ki pek âlâ, Sizi, âhiret için, yarattı Hak teâlâ.   Böyle iken bir mümin, bırakıp âhireti, Dünyâya sarılırsa, ne olur âkıbeti?   Hâlbuki dünyâ fânî, ebedîdir âhiret,

Evliyaya Su-i Zan

  Evliyaya Su-i Zan   Beka ibni Batu ki, büyük bir evliyadır. Hal ehli kimse olup, kerametleri vardır.   O devirde üç âlim, bir gün akşam üzeri, Ziyarete geldiler evinde bu veliyi.   Bir miktar sohbet edip, geçince birkaç saat, Yatsı namazı için, yaptılar bir cemaat.   Namazda bu veli zat, onlara imam oldu. Yatsı olduğu için, yüksek sesle okudu.   Lakin kıraatini dinleyip o âlimler, Beğenmeyip, (tecvide uygun değil) dediler.   Su-i zanda bulunup, düşündüler ki: Bu zat, Henüz tecvide göre bilemiyor kıraat.   Gece orada kalıp, yattılar o üç âlim. Sabahleyin üçü de, ihtilam oldu lakin.   Ve gusl etmek üzere, çıktılar dışarıya. Yakındaki nehirde, girdiler hepsi suya.   Onlar nehirde iken, çıktı koca bir aslan. Gelip, elbiselerin üstüne yattı o an.   Onlar, görüp şaşırdı ne yapacaklarını. O anda anladılar dünkü hatalarını.   Hava da, çok şiddetli soğuk idi o günde. Göründü o veli zat birden kapı önünde.   Aslan onu görünc

Büyüklerimiz Buyurdular ki

  Büyüklerimiz Buyurdular ki   Ebûbekir Radiyallahü Anh buyurdular ki: •   Ölümü her an hatırlayalım. •   Allah’ü Teâlâ ve Rasulünün sakınılmasını emrettiklerine yaklaşmayalım. •   Dünyada, nefislerimizi Rabbimizin rehin aldığı şuuru içinde olalım. •   Ecellerimiz gelmeden, dünyada ahiret için yarışalım.   Selman Radiyallahü Anh buyurdular ki: Selman Radiyallahü Anh’ın son nefesine yakın bir halde ellerini yüzüne kapayıp hıçkırıklar içinde ağlarken Sâd bin Ebi Vakkas Radiyallahü Anh ziyaretine gelmiş ve: “− Niçin bu kadar ağlıyorsun?” demişti. Selman Radiyallahü Anh da: “− Rasulullah’ın huzuruna giderken nasıl ağlamayayım. Vasiyetini tutamamış bir ümmet olarak utanıyorum. O Rasul bana buyurmuştu ki”: “− Sizin dünyadaki azığınız, binek bir hayvanın üstünde yolculuk etmekte olanın yanındaki azığı kadar olmalıdır!” “− Ben ağlamayayım da kim ağlasın be kardeşim!” diye cevap verdiler.         Cafer-i Sadık Radiyallahü Anh buyurdular ki: ·         Yaratılmay

Nefsin Hilesini Yüzüne Vuran Adam

  Nefsin Hilesini Yüzüne Vuran Adam   “- Namazı kıldın mı?” diye sordum! “- Kıl kıl bitmiyor!”, dedi. Hafif tebessüm ettim,   biraz bekledim! Sonra oldukça yumuşak bir ses tonuyla: “- Ye ye bitmiyor! Allah sürekli veriyor!”, dedim. Başı biraz öne eğildi! Biraz bekledim sonra: “- İç iç bitmiyor! Allah sürekli veriyor!” Baş biraz daha eğildi! Biraz bekledim sonra: “- Eskit eskit bitmiyor! Allah yenilerini veriyor!” Baş biraz daha eğildi! Sonra birden başını kaldırdı. Gözünden damlalar dökülüyor! Çok kısık bir sesle: “- Namazımı geciktirmeyeyim!”, dedi. Tebessüm ettim! Tebrik ettim… ·         ÖLÜ DEĞİLSEN, ·         DELİ DEĞİLSEN, ·         KÂFİR DEĞİLSEN, ·         ÇOCUK DEĞİLSEN, ·         HAYVAN DEĞİLSEN, Namazını kıl kardeşim. Namaz nimete şükür, varlığa şükür,   kulluk borcu, cennet anahtarı, Rabbimizin davetine icabet ve huzuruna kabul edilmektir. Yâ Rab! Bizlere ve nesilimize namazı sevdir!   Helâl rızık nasîb et. Ölüm gelinceye kad

Yılbaşı Şiiri

Yılbaşı Şiiri   Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum? Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum. Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yıl başına! Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına! Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar. Gördümki, noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar. Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete. Heyhat! Duyuramadım, ne Âhmed'e ne Mehmed'e. Ey Âlem-i İslâm'ın baş tacı, büyük Türkiye! Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye!   Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası, Kiminin maymunu var, kiminin "Noel babası!" Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter. Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer. Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde. Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde. İslâmdır bu vatanın dini, kitabı Kur'an-ı Kerim'dir. Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır. Kalamaz bu böyle Fatihin, Yavuzun diyarı, Noel kutlamada, geçerek hiristiyanları.   Maziyi düş