Sekerât, Kabir Ve Mahşer
Sekerât, Kabir Ve Mahşer “Eğer küfür üzerine devâm ederseniz, nefsinizi azâbdan nasıl korursunuz? O günde çocuklar, o günün şiddetinden ve gayet uzamasından kocar; ya‘ni saçları ağarır.” (Müzzemmil Sûresi 17) “Melekler ve Rûh ismindeki Cibrîl-i emîn, Arş-u a‘lâya çıkarlar; o günde ki o günün mikdârı elli bin senedir.” (Me‘âric Sûresi 4) Ya’ni elli bin sene raddesinde olan Kıyâmet gününde, emr-i İlâhîyi almak üzere melekler ve Cebrâil KıyametAleyhisselâm, Arş-u a‘lâya çıkarlar. Kıyâmet gününün uzaması, insanların en zekî ve muhâsib olanları meşgûl olsalar; ancak elli bin senede nihâyet bulur, demektir. Mü’minler hakkında elli bin sene uzayacak demek değildir. Vâcib ta‘âlâ, kullarının muhâsebesini, bir günün yarısı mesâbesinde olan bir zamanda bitireceği mervîdir. Nitekim âyet-i celîlede: “Allâh, hesâbı pek çabuk görendir.” (Bakara Sûresi 202) diye buyurmuştur. Ba‘zı mü’minlere göre de bir sâat mikdârı olduğuna dâir hadîs vardır. Bazıları, elli bin sene küffâra mahsûstur, demiş...