Kayıtlar

Dinle etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dinle Sözüm Sana Direm Özge Edâdır

  Dinle Sözüm Sana Direm Özge Edâdır   Dinle sözüm sana direm özge edâdır, Dervîş olana lâzım olan aşk-ı Hudâ’dır, Âşıkın nesi var ise ma'şûka fedâdır, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Aşk ile gelin eyleyelim zevk u safâyı, Göklere değin ir görelim Hû ile Hâyı, Mestâne olup depredelim çeng ile nâyı, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Ey sûfî bizim sohbetimiz câna safâdır, Bir cür'amızı nûşidegör derde devâdır, Hak ile ezel ettiğimiz ahde vefâdır, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Aşk ile gelin tâlib-i cûyende olalım, Zevk ile safâlar sürelim zinde olalım, Hazret-i Mevlânâ’ya gelin bende olalım, Semâ safâ câna şifâ rûha gıdâdır…   Mevlânâ Celâleddin Rumi Kuddise Sirrûh

Çalgı Aletleri Dinlemek ve Şarkı Söylemek

  Çalgı Aletleri Dinlemek ve Şarkı Söylemek   “Gözün zinası harama bakmak, kulağın zinası haram şeyleri dinlemektir.”(Müslim)   İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı aletlerini siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal Rahmetullahi Aleyh efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki: (Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.   Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh, iki küçük cariyenin tef çalıp şarkı söylediklerini gördü ve onları azarlayarak “Şeytanın çalgısını mı çalıyorsunuz?” dedi. (Buhari)   İbni Ömer Radiyallahü Anh hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı söyleyen birine, “Allah senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni

Dinle Kardaş Bu Bir Ulu Nasihat

  Dinle kardaş bu bir ulu nasihat, Kulak vermezsen duyamazsın ha... Nefsine aldanıp kaçırma fırsat, Arasan bir dahi bulamazsın ha...   İyilik edersen hem başa kakma, Sakın bir kimsenin gönlünü yıkma, Bu dünya fanidir tümüne bakma, Zevkü sefasına doyamazsın ha...   Sahipsiz bahçenin derme gülünden, Sakın sapma kardaş Hakk’ın yolundan, Şöyle bil ki Azrail’in elinden, Cıva olsan dahi kayamazsın ha...   Yalan dünya olsa tapulu malın, Alırsan içinden bir top bez alın, Kovanlarda dolu olsa da balın, Bir katresin dahi yiyemezsin ha...   Akıbet başa bu gelecek inan, Sakın bu söze eyleme güman, Azrail gelince hiç vermez aman, Taşı taş üstüne koyamazsın ha...   Kırılır kanadın belin bükülür, Gözlerinde cevher kalmaz dökülür, Bütün damarlarından kanın çekilir, Eğninden libasın soyamazsın ha...   İletip te teneşire koyunca, Biri gelir cesedini yuyunca, Yakasız ak gömlek ister boyunca, Hem onu da bulup giyemezsin ha...   Ölüm a

Dinle Evlât, Sana Bir Çift Söyleyecek Sözüm Var

  Dinle Evlât, Sana Bir Çift Söyleyecek Sözüm Var   Dinle evlât, sana bir çift söyleyecek sözüm var. Beni bilmek ister isen, Hakk'a bağlı özüm var Neslim bana bühtan etmiş, yüreğimde sızım var   Bu sayfalar tanır beni, ha bu kitaplar tanır. Şanlı tarih dile gelse, bütün dünya utanır.   İlim, irfan, medeniyet yaymak için büyüdüm. Kuru kavga için değil, hizmet için yürüdüm. Bir küçücük beylik idim, üç kıtayı bürüdüm.   Bu tepeler tanır beni, ha bu ufuklar tanır. Şarktan güneş doğduğunda, gölgem garba uzanır.   Mazlumların gözyaşlarını şefkat ile silmişim. Vatan, namus, din ve devlet kıymeti bilmişim Irzıma göz dikenlerin haklarından gelmişim.   Bu hisarlar tanır beni, ha bu kal'alar tanır. Nal sesimi işitenler, kıyamet koptu sanır!

Dinle Sana Bir Nasihat Edeyim

Nasihat   Dinle sana bir nasihat edeyim, Hatırdan gönülden geçici olma! Yiğidin başına bir iş gelince, Onu yâd ellere açıcı olma…   Mecliste arif ol kelamı dinle, El iki söylerse sen birin söyle, Elinden geldikçe sen iyilik eyle, Hatıra dokunup yıkıcı olma…   Dokunur hatıra kendisin bilmez, Asilzadelerden hiç kemlik olmaz, Sen iyilik et de o zayi olmaz, Darılıp da başa kakıcı olma…   El ariftir yoklar senin bendini, Dağıtırlar tuzağını fendini, Alçaklarda otur gözet kendini, Kati yükseklerden uçucu olma…   Muradım nasihat bunda söylemek, Size layık olan onu dinlemek, Sev seni seveni zay etme emek, Sevenin sözünden geçici olma…   Karacaoğlan söyler sözün başarır, Aşkın deryasını boydan aşırır, Seni bir mecliste hacil düşürür, Kötülere konup göçücü olma…   Karacaoğlan Rahmetullahi Aleyh

Dinle! Düşünme, Faydalan...

Dinle! Düşünme, Faydalan... Enes b. Mâlik Radiyallahü Anh’dan rivayet edilmiştir:  “Resûlullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, zayıflamış, kuş yavrusu kadar olmuş Müslüman bir kimseyi ziyaret etti. Resûlullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem ona: “- Sen Allah’a herhangi bir şey için dua ediyor ya da O’ndan bir şey istiyor muydun?” diye sordu. Adam: “- Evet, ben; ‘Allahım! Bana ahirette bir ceza vereceksen o cezayı bana dünyada ver!’ diye dua ediyordum!” dedi. Bunun üzerine Resûlullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem: “- Subhanallah! Sen buna güç yetiremezsin! Sen: “Allahümme! A’tinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhiretî haseneten ve kınâ azâbe’n-nâr!” (Allahım! Bize dünyada bir iyilik ver. Ahirette de bir iyilik ver. Bizi cehennemin azabından koru) diye dua etsen!’ buyurdu. Daha sonra Resûlullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem o adam için dua etti. Adam da iyileşti.” (Müslim, Zikr, 7) Bu dua aynı şekilde Enes b. Malik tarafından, Resûlullah’ın Sallallâhu Aleyhi Vesellem en çok yaptığı dua olarak da riva

Olma!

Olma! Dinle sana bir nasihat edeyim, Hatırdan gönülden geçici olma! Yiğidin başına bir iş gelince, Onu yâd ellere açıcı olma! Mecliste arif ol kelamı dinle, El iki söylerse sen birin söyle, Elinden geldikçe sen eylik eyle, Hatıra dokunup yıkıcı olma! Dokunur hatıra kendisin bilmez Asilzadelerden hiç kemlik olmaz Sen iylik etde ozayi olmaz Darılıp ta başa kakıcı olma! El ariftir yoklar senin bendini, Dağıtırlar tuzağını fendini, Alçaklarda otur gözet kendini, Katı yükseklerden uçucu olma! Muradım nasihat bunda söylemek, Size layık olan onu dinlemek, Sev seni seveni zay etme emek, Sevenin sözünden geçici olma! Karacaoğlan söyler sözün başarır, Aşkın deryasını boydan aşırır, Seni bir mecliste hacil düşürür, Kötülere konup göçücü olma! Karacaoğlan

Yaşamın Fısıltısını Dinle...Yaşamın Fısıltısını Dinle...

Yaşamın Fısıltısını Dinle... Genç bir yönetici, yeni Jaguar'ı içinde kurulmuş, biraz da hızlıca, bir mahalleden geçiyordu. Park etmiş arabaların arasından yola fırlayan bir çocuk olabilir düşüncesiyle dikkatini daha çok yol kenarına vermişti. Bir şeyin yola fırladığını görünce hemen fren yaptı ama aracı durana kadar geçen mesafede yola çocuk fırlamadı. Bunun yerine, yepyeni arabasının yan kapısına büyükçe bir taş çarptı. Adam hızlıca frene yüklendi ve taşın fırlatıldığı boşluğa doğru geri geri gitti. Sinirlenmiş olan genç adam arabasından fırladı ve taşı atan çocuğu kaptığı gibi yakında park etmiş olan bir arabanın gövdesine sıkıştırdı. Bunu yaparken de bağırıyordu: - Sen ne yaptığını sanıyorsun serseri? Bu yaptığın ne demek oluyor? O gördüğün yepyeni ve pahalı bir araba ve attığın o taşın mahvettiği yeri düzelttirmek için kaportacıya bir sürü para ödemek zorunda kalacağım. Neden yaptın bunu? Küçük çocuk üzgün ve suçlu bir tavır içindeydi. - Lütfen amca, lütfen kızmayın

Dedesini Dinlemişti

Dedesini Dinlemişti    O akşam televizyonda uzak bir ülkede yaşayan bir halkın, özgürlük için nasıl savaştığını anlatan bir filim gösterildi. Filim sona erince dedesi Dilara’ya:   -   Bak Afrika’da insanların özgürlük için nasıl savaştığını gördün mü? diye sordu.    Dilara hala küçük olduğu için dedesine: - Ne dedin, ne? diye sordu. - İnsanların özgürlük için nasıl savaştığını gördün mü? diye sordum. - Ya özgürlük ne demek dede? - Özgürlük, özgür olmak, serbest olmak, demektir. - Ben özgür müyüm? - Tabi, yavrum. Bak sen istediğin gibi yaşıyorsun. Koşup oynuyorsun, şarkı söylüyorsun, annenle ve babanla gezmeye gidiyorsun. Evin ve ailenin çok sevilen yavrususun. Sana hiç kimse dokunmuyor.  - Hayır, öyle değil, dedi Dilara. Geçen gün annemin ruju ile dudaklarıma sürdüğüm zaman anneanne bana öyle bağırdı ki az kalsın dayak yiyecektim. - O başka, dedi dedesi.  - Ama dün de bağırdı! - Neden? - Ana caddeyi kendi başıma geçtiğim için!... - Bak, orada haklı. Sen hala k