Kayıtlar

Ekim 22, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaşam da Bir, Ölüm De Bir...

Yaşam da Bir, Ölüm De Bir...   Kalbin köşküne kurulmuşsa nefis; İnsan da bir, hayvan da bir...   Edeb örtüsünü giymemişse beden; Bahar da bir, hazan da bir...   Haram lokmaya alışmışsa kursak; Aç da bir, tok da bir…   Haline şükrü unutmuşsa insan; Az da bir, çok da bir…   Merhamet elini tutmamışsa vicdan; Zalim de bir, mazlum da bir…   Bildiği ile amel etmemişse dimağ; Âlim de bir, cahil de bir…   Samimiyetten nasibini almamışsa akıl; Akil de bir, mecnun da bir…   Manaya bakmayı bilmemişse göz; Güzel de bir, çirkin de bir…   Vermeye kudretsiz kalmışsa el; Zengin de bir, fakir de bir…   Ezandan huzursun olmuşsa kulak; Duyan da bir, sağır da bir…   Allah aşkını tatmamışsa gönül; Sevgi de bir, nefret de bir…   Kulluğun önüne geçmişse kibir; Şeytan da bir, melek de bir…   Ve gaflet uykusuna dalmışsa ruh; Yaşam da bir, ölüm de bir...   Dîvân-ı Kebir  

İmam-ı Azam Rahimeullah Hazretlerinden Nasihatlar 2

İmam-ı Azam Rahimeullah Hazretlerinden Nasihatlar 2 • “Hayvânî zevklerine düşkün, nefsanî arzularına uyan kimseler ile beraber oturma. Yalnız dine davet yolunda böyleleri ile birlikte bulunmakta bir mahzûr yoktur. Oyun ve eğlence yerlerine ve sövülüp sayılan yerlere gitme. Ezan okununca hemen camiye gitmeye hazırlan ki başkaları senden önce davranmasın.” • “Çok gülme. Zira çok gülmek kalbini öldürür. Vakarlı bir şekilde yürü. Acele acele, salına salına yürüme. İşlerinde aceleci olma. Konuşurken yüksek konuşma, bağırıp çağırma. Dâima kendin için sükûn ve sükûtu seç.” • “İnsanlara hatalarında uyma. Dine uygun işlerinde tâbi ol. Fenâlığını bildiğin bir kimseyi o kötülüğü ile anma. Ondan fayda ve iyilik ara ve iyi hâli ile an. Meğer o kimsenin fena hâli din husûsunda ise o zaman bunu insanlara söyle de ona uymasınlar ve ondan sakınsınlar.” • “Seninle bir şey hakkında istişare etmek, danışmak isteyen kimseyi dinle. Seni Allah’ü Teâlâ’ya yaklaştıracağını bildiğin şeyleri ona söyle. B

Yetiş Ya Muhammed

  Yetiş Ya Muhammed   O dehşetli günde mahşer yerinde, Yetiş Ya Muhammed imdada yetiş, Güneş mızrak boyu tam tepemizde, Yetiş Ya Muhammed imdada yetiş.   Anne, baba, kardeş, evlat, yar nerede? O gün bütün kullar kendi derdinde, Yükselir figanlar, ahlar göklere, Yetiş Ya Muhammed imdada yetiş.   Ya Muhammed, Ya Muhammed, Yetiş Ya Muhammed imdada yetiş.   Mahşer günü mizan kurulduğunda, Nefisler amelden sorulduğunda, İnsanların nefsi nefsi dediği anda, Yetiş Ya Muhammed imdada yetiş.   Anne, baba, kardeş, evlat, yar nerede? O gün bütün kullar kendi derdinde, Yükselir figanlar, ahlar göklere, Yetiş Ya Muhammed imdada yetiş.   Ya Muhammed, Ya Muhammed, Yetiş Ya Muhammed imdada yetiş. Sallallahü Aleyhi Vesellem Hasan Kılıçatan  

Niye Milleti Ümitsizliğe Sevk Ediyorsun?

Niye Milleti Ümitsizliğe Sevk Ediyorsun?   Alâ İbnu Ziyâd'ın anlattığına göre, cehennemi zikrederken bir adam kendisine: "- Niye milleti ümitsizliğe sevk ediyorsun?" diye müdahale etti. O da; Allah-u Teâlâ: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir" (Zümer, 53) Ve: "...Aşırı gidenlerin ateşlikler olduklarında şüphe yoktur" (Mü'min 43) buyurmuş olunca, ben ümitsizliğe düşürebilirim. Ne var ki, siz kötü amellerinize rağmen cennetle müjdelenmekten hoşlanıyorsunuz. Hâlbuki Allah, Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i itaat edenler için cennetle müjdelemek, isyan edenler için de cehennemle korkutmak üzere gönderdi." dedi. Buhârî, Tefsir, Hâ-mim el-Mü'min 1. Hadis muallâktır.  

Ömür Bohçasının Gülü Solmadan

  Ömür Bohçasının Gülü Solmadan   Ömür bohçasının gülü solmadan, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan. Ecel bir gün bize haydi demeden, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.   Niçin gaflet ile mağrur olursun? Kervan göçer gider, yolda kalırsın. Be vallahi sonra pişman olursun, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.   Kaba döşekte yatma döne döne, Mağrur olup uyuma kana kana. İletirler seni karanlık sine, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.   Derviş Yunus söyler: Sözün tutulmaz, Senin kumaş bu illerde satılmaz. Böyle yatmak ile Hakk'a varılmaz, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.   Yunus Emre  

Ölürken “Lâ ilâhe illâallah” Demek Zor Olur mu?

  Ölürken “Lâ ilâhe illâallah” Demek Zor Olur mu?   Mâlikî mezhebinden olan Ebü’l-Hasan-I Fâsi’nin şöyle zikrettiği rivâyet olunmuştur. Bir kul ölüm hâlinde olduğu zaman, biri sağ tarafında, diğeri de sol tarafında olmak üzere muhakkak yanında iki şeytân oturur. Sağ tarafındaki şeytân babası suretinde olarak: “Ey oğulcağızım! Muhakkak ki ben sana karşı çok merhâmetli ve seni çok sevmekteyim. Lâkin ben dinlerin en hayırlısı olan Hıristiyan dini üzere öldüm (binâenaleyh sen de Hıristiyan olarak öl)!” Der. Sol tarafında oturan şeytân da anasının suretinde olarak, “(Ey oğlum)! Şüphe yok ki, benim karnım senin için bir kap –yani koruyucu– memelerim senin için bir saka (olup seni sulamıştı). Kucağım da sana basıp oturacağın yer olmuştu. Fakât ben Yahudi dini üzere öldüm. Yahudilik ise dinlerin en hayırlısıdır (Şu hâlde sen de Yahudi olarak ölmelisin)!” Diye telkin eder.   Ebû hamid –yani Îmâm Gazâlî– hazretleri bunun manâsını “Ed-Dürretü’l-Fâhire Fî-Keşf-İ Ulûm-İl-Âhıre” kitabında zi

Gönlüm Bir Kuş Oldu Uçtu Kâbe’ye

  Gönlüm Bir Kuş Oldu Uçtu Kâbe’ye   Gönlüm bir kuş oldu uçtu Kâbe’ye, Mübarek ravzanı göreyim diye, Esti deli rüzgâr savurdu beni, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Azrail başıma geldiği zaman, Dilim tutulur konuşamam, Ruhum bedenden çıktığı zaman, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Ey habibi sultan sana gelmişim, Kapında köleyim ben divaneyim, Aşkın kor ediyor şu bedenimi, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Gönlüm bir kuş oldu uçtu Kâbe’ye, Mübarek ravzanı göreyim diye, Esti deli rüzgâr savurdu beni, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…   Muhtacız sana nefes gibi, Derdime tabipsin ilaç gibi, Sensin ümmetinin solmayan gülü, Yetiş ya Muhammed gönlüm dardadır…