Kayıtlar

genç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Siz Bugün Nasıl Yaşıyorsunuz?

Siz Bugün Nasıl Yaşıyorsunuz?   Bir genç dedesine sordu: “- Siz daha önce nasıl yaşadınız? Uçak yok, İnternet yok, Bilgisayar yok, Facebook yok, TV yok, Whatsapp yok, Cep telefonu yok. Tablet yok, Araba yok, Sosyal medya yok, Kanka yok. Dede cevap verdi: "- Asıl siz bugün nasıl yaşıyorsunuz? Kur’an yok. Namaz yok. Dua yok. Edep yok. Hayâ yok. Paylaşma yok. Merhamet yok. Sevgi yok. Saygı yok. Şefkat yok. Onur yok. Karakter yok. Zikir yok. Alçak gönüllülük yok. Zaman planlaması yok. Komşuluk yok. Allah için sevmek yok. Anneye babaya saygı yok. Vefa yok. Sorumluluk almak yok… Yok da yok... Yani evlât sizin zamanınızdaki yoklar bizim zamanınızdaki yoklardan çok... Genç şaşkın bir şekilde başını öne eğdi: "- Özür dilerim dede…" diye yanıt verdi...

Uyan Artık Yiğidim

  Uyan Artık Yiğidim   Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır, Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır, Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır, Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır…   Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı, Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı…   Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor, Bin yüzlü Ebrehe’ler, kara filler geliyor, Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor, İbrahim bahçesinden taze güller geliyor…   Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı, Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı…   Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar, Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar, Toprağın sinesinde umut var, heyecan var, Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar…   Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı, Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı…   Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir, Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir, Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir, O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir d

Alman Genç Kız, Gördüğü Rüyadan Etkilenip Müslüman Oldu

Resim
  Alman Genç Kız, Gördüğü Rüyadan Etkilenip Müslüman Oldu Almanya vatandaşı 19 yaşındaki Saskia Michelle Müller, gördüğü rüyadan etkilenerek Müslümanlığı seçti. Müller, Almanya'daki Türk komşusu Züleyha Delikuş ve kızı Semina Gençoğlu sayesinde İslamiyet ile tanıştı. ... Genç kız, burada Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman oldu ve Zeynep ismini aldı.

Günahkâr Bir Gencin Samimi Tövbesi!

  Günahkâr Bir Gencin Samimi Tövbesi! Ahmet Demirbaş   "Ey Ebâ Türab! Dün senin yanında tövbe eden genç, bu gece vefât etti. Hak teâlâ onu saâdete kavuşturdu..." Aslen Horasanlı olan Ebû Türab Nahşebi hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Asıl adı Asker bin Hüseyn olduğu hâlde "Ebû Türâb" künyesi ile meşhur olmuştur. Maveraünnehir civarında Nahşeb'de doğduğu için "Nahşebî" nisbesi ile anılır. 245 (m. 859) senesinde Basra'da vefât etti... Bu mübarek zat, bizzat kendisinin şahit olduğu ibretlik bir hadiseyi şöyle anlatır: Bir gün caddede yürüyordum. Mahalle halkının, bir kadınla münakaşa ettiklerini gördüm. Kadın beni görünce dedi ki: -Ey Ebâ Türab! Fasık, günahkâr bir oğlum var. Dün gece yine şarap içmek istedi. Akşamdan sonra, Allahü teâlâ ona bir hastalık verdi. Şimdi yatıyor. Ancak oğlumu mahalleden atmak istiyorlar. Ne olur bize yardım edin! Kalabalıktan rica ettim, hemen dağıldılar. Sonra gencin evine gittim. Genç beni görür gör

Annesini Üzen Gence Yapılan Kabir Azabı!

  Annesini Üzen Gence Yapılan Kabir Azabı!   Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bir gün, Selman-ı Farisî Radiyallahü Anh hazretlerine; “- Ya Selman Radiyallahü Anh! Seninle garipleri ziyarete gidelim!” buyurdular ve birlikte Medine Kabristanına gittiler... Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem Selman-ı Farisî Radiyallahü Anh hazretleri ile kabristana gitmişlerdi. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimiz, bir kabrin başına varınca gözyaşları dökmeye, hatta hırka-i saadeti ıslanıncaya kadar ağlamaya başladılar. Selman-ı Farisi Radiyallahü Anh hazretleri; “- Ya Hayrelbeşer! Ağlamanızın sebebi nedir? Dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem; - Bu kabirde yatan bir delikanlıdır; ona şiddetli azap olunmaktadır. Kardeşim Cebrail ’ e bu ehl-i kabre neden bu kadar azap edildiğini sordum, anasına asî olduğunu ve anasının da ona hakkını helâl etmediğini söyledi. Sen git Bilâl Radiyallahü Anh ’ a söyle, Medine halkını buraya çağırsın, bu

Kabir Azabı Çeken Genç Kız

  Kabir Azabı Çeken Genç Kız   Bir genç, ölen bacısını defneder ve defnederken bazı eşyalarını kabir içinde unutur... Mezarlıktan döndükten sonra eşyalarını kız kardeşinin kabrinde unuttuğunu hatırlar ve âlimlere sorar kendisine kabri açmasını ve eşyasını almasını söylerler... Kabri kazmaya başlar kazıya devam ederken kabirden bir yılan çıkar! Ondan panikler ve yılanı öldürür...   Sonra kazmaya devam ederken 3 yılan daha çıkar onları da öldürür ve kazmaya devam eder birçok yılanın çıkmaya başladığını görünce kabri kapatıp oradan kaçar... Subhanallah! Âlimlerin yanına giderek şöyle şöyle oldu diye olanları anlatır. Âlimler adama kız kardeşin (ölmeden önce) ne yapardı diye sorarlar?   Bir şey yapmıyordu diye cevap verir... Kız kardeşinde gördüğün durum neydi derler... Namaz vaktini uyuyarak kaçırırdı diye cevap verir... Onun bu gördüğü kabirde ki azabıdır, kıyamet gününde ki azabı ise daha şiddetlidir! Diye cevap verirler...   Allah Teâlâ, buyuruyor ki!

Genç Müslümanların Görevleri

Genç Müslümanların Görevleri   Âlemlerin Rabbi olan Allah 'a hamdolsun, salat ve selam peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem efendimizin üzerine olsun.   Genç dediğimizde aklımıza, yerinde duramayan, zihni ve bedeni sürekli hareketlilik halinde olan, bitmeyen tükenmeyen bir enerji ile lokomotifi andıran genç erkekler ve kızla gelir. Gençlik öylesine önemlidir ki bugün, hemen hemen her mecra, bütün kampanyalarını gençlik üzerinden yapmaktadır. Sosyal medya, tv programları, giyim mağazaları, fastfood ürün sahipleri, avmler, hemen hemen her sektör yıllık planlarını genç nesiller üzerinden yapmaktadır. Böylesi, güç unsurları yıllık planlarını gençler üzerinden yapıyorsa, gençliğin büyük bir potansiyel oluşundandır kanısındayım.   Bu büyük projeler kapsamında, gençlerin İslâm davası hususunda geri kalmaları elbette düşünülemez, öyleki şimdilerde lakırdısı çokca duyulan deizm düşüncesi ortalıkta dolaşırken, İslâma gönül veren genç kardeşlerimizin vitesi bir tık yuka

Zina Yapmak İsteyen Genç (Mutlaka Okuyun!)

  Zina Yapmak İsteyen Genç (Mutlaka Okuyun!)   Genç bir delikanlı hocasıyla istişare eder: "- Hocam ben zina yapmak istemiyorum ama artık dayanamıyorum, sokağa çıkınca gözlerime hâkim olamıyorum! ALLAH rızası için bana bir tavsiye ver, zinaya düşmekten çok korkuyorum." Hoca cevap vermiş: "- Bana evinden bir kova dolusu su getir ve sakın ola ki bir damlası yere dökülmesin. Şayet dökülürse her damlasına karşılık seni sopayla döveceğim." Delikanlı itaat etmiş ve kovayla hocanın yanına gelmiş. Hoca: "- Evet, evladım sen kovayı bana dolu olarak getirdin peki çarşıdan geçtin, kaç tane bayan gördün ve baktın?" "- Hocam ben gözümü kovadan hiç ayırmadım ki dayak yememek için!" "- Peki, benden korktuğun kadar Allah'ü Teâlâ’dan korkmuyor musun?" Delikanlı tövbe etmiş ve bu vesveselerin şeytandan geldiğini anlamış. Rabbim bu yazıyı okuyan tüm kardeşlerimi zina denen pislikten korusun!

Yetmiş İki Sıddîk Sevabı Alan Genç!

  Yetmiş İki Sıddîk Sevabı Alan Genç!   "Ey nefsinin arzularını rızam için terk edip, gençliğini beğendiğim işlerde harcayan genç!"   Zeynüddîn Sübkî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 659 (m. 1261)’de Mısır’da Sübk-il-abîd denilen yerde doğdu. 735 (m. 1334)’de Mısır’da Mahılle denilen yerde vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerde, Rasûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:   “Kim bir hastanın yanında yedi kere (Es’elüllahelazîme Rabbel-Arşil-azîm en yeşfiyeke) derse, o hasta sıhhat ve afiyet bulur.”   Hazreti Ömer’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği, hadîs-i şerifte:   Rasûlullah efendimiz buyurdu ki: “Bir genç, dünyâ lezzetini ve oyununu bırakır, gençliğine rağmen Allahü Teâlâya tâate (beğendiği şeylere) yönelirse, Allahü Teâlâ, ona yetmiş iki sıddîk sevabı verir.   Sonra şöyle buyurur: (Ey şehvetini [nefsinin arzu ve isteklerini] benim rızam için terk edip, gençliğini benim beğendiğim işlerde harcayan genç! S

Ey Gençliğini Benim İçin Harcayan Genç!

  Ey Gençliğini Benim İçin Harcayan Genç! Muaz bin Cebel (radıyallahu anh), Hazret-i Peygamber'den (sallallahu aleyhi ve sellem) şu hadisi rivayet etmektedir: "Allah, 'Ey gençliğini benim için harcayan, şehvetini benim için terk eden genç! Sen yanımda bazı meleklerim gibisin. ' demektedir.” (Ebû Nuaym, Hilyetu'l-Evliya, V, 237) Bundan daha temiz kalpli kim olabilir? Veya bulûğ çağına vardıktan bu yana günah işlemeyen, Allah’ü Teâlâ’ya itaat ve ibadetle gelişen, O'nun hakkına uymayı âdet haline getiren kişiden, yardım ve desteğe kim öncelikli olarak hak kazanabilir? Öyle ise bu işi kendine âdet edinen, bunun zıddına asla yanaşmayan kişiye, Allah hakkına riâyet etmek kolay ve güçlüğü azdır. Allah yolunda çalışması ise uzun sürelidir. İkinci kısım ise hevâ-yı nefsine uyduktan sonra tövbe eden, cehaletinden dönüp Allah’ü Teâlâ’ya yönelen, zamanında işlediği günahlarına pişman olan kimsedir. Allah o kişiye, hiçbir farzı terk etmeme ve geçmişte işlediği hiçbi

Gençken Yapılacak En Güzel İş Kulluktur

Gençken Yapılacak En Güzel İş Kulluktur Kulluk, büyük bir şereftir Kulluk insana Cenab-ı Hak tarafından verilen büyük bir şereftir. Bütün peygamberler her şeyden önce kulluklarıyla şeref duyduklarını ifade etmişlerdir. Kelime-i şehadette: “abduhu ve rasulüh ” diyoruz. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem, önce Allah’ın kulu, sonra resulüdür. Kulluk önce zikrediliyor. İnsanın yaratılış gayesini ayet-i kerimede “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım” (Zâriyât, 51/56) diye ifade edilir. “Ey insanlar Rabbinize kul olun…” (Bakara, 2/21) emrinden hareketle, kulluk bizim için en önemli payedir. Biz bu hakikati, günde en az kırk defa namazlarda okumuş olduğumuz Fatiha suresindeki: “Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fatiha, 1/5) ayetiyle ilan ediyoruz. Niçin ibadet etmeliyiz? Kime ibadet etmeliyiz? Dinî duyarlılıkların zayıfladığı toplumumuzda, Allah’ın bizlere farz kıldığı ve mutlaka yerine getirmemiz gerektiği