Kayıtlar

Necip Fazıl Kısakürek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ağlayın, Su Yükselsin!

Ağlayın, Su Yükselsin!   Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar. Gir de bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar...   Ağlayın, su yükselsin! Belki kurtulur gemi. Anne, seccaden gelsin; Bize dua et, emi!   Necip Fazıl Kısakürek Kuddise Sirrûh

Bendedir

  Bendedir   Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Kime ne, aşılmaz duvar bendedir, Süslenmiş gemiler geçse açıktan, Sanırım gittiği diyar bendedir.   Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir…   (Necip Fazıl Kısakürek Rahmetullahi Aleyh)  

Dua

Bende sıklet, sende letafet... Allahım, affet! Lâtiften af bekler kesafet... Allahım, affet! Etten ve kemikten kıyafet.,. Allahım, affet! Şanındır fakire ziyafet... Allahım, affet! Acize imdadın şerafet... Allahım, affet! Sen mutlaksın, bense izafet! Allahım, affet! Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet! Allahım, affet! Necip Fazıl Kısakürek Kuddise Sirrûh (1982)

Şiirlerim ve Şairliğim

  Şiirlerim ve Şairliğim   Şairliğim on iki yaşımda başladı. Bahanesi tuhaftır. Annem hastahanedeydi. Ziyaretine gitmiştim… Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter… Biti­şikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde . Ha­beri veren annem, bir ân gözlerimin içini tarayıp:   -Senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim!   Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hik­metimin ta kendisi… Gözlerim, hastahane odasının pencere­sinde, savrulan kar ve uluyan rüzgâra karşı, içimden kararı­mı verdim:   -Şair olacağım!   Ve oldum.   Ogün, bugün, şairliği küçük ve âdi hasisliklerin üstünde gören, onu idrakin en ileri merhalesi sayan ben, bu küçük ve âdi bahaneyi hiç unutmadım.   San’at ve hayat, san’at ve hakikat üzerinde fikri olma­yan, fikir tasası çekmeyen şair, bence, kuyruğu kıstırılınca ağlayan bir hayvancıktan farksız… Birbirin...

Müjde

O gün bir kanlı şafak, gökten üflenen ateş; Birden, dağın sırtında atlılar belirecek. Atlılar put şehrine gediklerden girecek; Bir şehir ki, orada insan ayak üstü leş.   Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş; Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek. Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek. Her şey birbirine denk, her şey birbirine eş.   Fertle toplum arası kalkacak artık güreş; Herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek. Gökler iki şakkolmuş haberi bildirecek. Müjdeler olsun size; doğdu batmayan güneş!   Necip Fazıl Kısakürek (1969)

Utansın!

Utansın! Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın! Eski çınar şimdi Noel ağacı; Dallarda iğreti yaprak utansın! Ustada kalırsa bu öksüz yapı, Onu sürdürmeyen çırak utansın! Ölümden ilerde varış dediğin, Geride ne varsa bırak utansın! Ey binbir tanede solmayan tek renk; Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın! Necip Fazıl Kısakürek Kuddise Sirrûh

Şarkımız Bizim

Şarkımız Bizim Kırılır da bir gün bütün dişliler, Döner şanlı şanlı çarkımız bizim! Gökten bir el yaşlı gözleri siler, Şenlenir evimiz barkımız bizim! Yokuşlar kaybolur çıkarız düze, Kavuşuruz sonu gelmez gündüze, Sapan taşlarının yanında füze, Başka âlemlerle farkımız bizim! Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman, Görürler nasılmış, neymiş kahraman, Yer ve gök su vermem dediği zaman, Her tarlayı sular arkımız bizim! Gideriz nur yolu izde gideriz, Taş bağırda, sular dizde gideriz, Bir gün akşam olur bizde gideriz, Kalır dudaklarda şarkımız bizim! Necip Fazıl Kısakürek

Su

Su Bir hamam ki, arınma gayesinden şaheser; Arınmışların yeri, Cennette nurlu Kevser. Kâinatta ne varsa suda yaşadı önce; Üstümüzden su geçer doğunca ve ölünce. İnsanlar habersizken yolların verâsından, Gökle toprak arası su şaşmaz mecrâsından. Su kesiksiz hareket, zikir, ahenk, şırıltı; Akmayan kokar diye esrarlı bir mırıltı. Kâh susar, kâh çırpınır, kâh ürperir, kâh çağlar; Su, eşyayı kemiren küfe ve pasa ağlar. Su bir şekil üstü ruh, kalıplarda gizlenen; Yerde kire battı mı, bulutta temizlenen… Bu dünya insanlığa manevi hamam olsa; Her rengiyle insanlık tek renkte tamam olsa… Su duadır, yakarış, ayna, berraklık, saffet; Onu madeni gökte altınlar gibi sarf et! Necip Fazıl Kısakürek

Gel

Gel Yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk, O gün başucuma karalarla gel Arkanda, çepçevre, kızıl bir ufuk, Tepende simsiyah kargalarla gel Elinden, dal gibi düşerken ümit, Ne bir hasret dinle, ne bir ah işit; Bir yaprak ol, esen rüzgârlarla git, Kırık bir tekne ol, dalgalarla gel. Necip Fazıl Kısakürek