Kayıtlar

Nisan 26, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İçimizdeki Düşman...

İçimizdeki Düşman...   “İyi olamıyorum. Çünkü dünya çok kötü...” Her insan özünde bir yerlerde iyidir ve her insan iyi olması ile orantılı bir şekilde kusurludur... Aslında böyle bir tanım, henüz çözümlenememiş bir dengenin en kestirme tarifidir. Nikola Tesla’ya göre, insanlarda bulunan kusurla erdem, madde ve enerjiye benziyor. Birbirinden tamamen ayrışmaları halinde, insan olmanın anlamının yiteceğini savunuyor. Ön görülü bulduğum bu yaklaşımı gelin hep beraber irdeleyelim; Dünya geneline baktığımızda, tüm kusurlarına ve olumsuzluklarına rağmen, beğensek de, beğenmesek de, bir uyum söz konusudur. Her bireyin hayat yoluna koyulduğunda, kendince hedefleri ve hayalleri vardır. Mesela diyelim ki, dünyayı değiştirmeyi istedik. Ne derler? Evdeki hesap çarşıya uymaz bazen... Biz doğruyduk. Diyelim ki, tüm dünya yapa yanlıştı. Böylece, akıntıya ters yüzen bir yalnızlık içerisinde öylece kala kaldık. Ümitlerimiz, kendini karamsarlığa bıraktı. Tıpkı gün batımı gibi, kaçınılmaz bir

Sevgisizlik Düşman Üretir

Sevgisizlik Düşman Üretir Doğayı, hayvanı insanı; çiçeği, denizi, nehiri, kediyi, köpeği, kuşları sevmiyorsan, sevemiyorsan eğer... Bil ki, sen de tıpkı bir düşman üreticisisin. Başkalarının acılarını hissedemiyor, en azından anlamaya, anlamlandırmaya çalışmıyorsan eğer... Sende sevgiden çok düşmanlık eğilimi var. Gülmekten çok ağlamayı tercih ediyorsan, her fırsatta karalar bağlamaya meyilliysen, yaşamda sevinçten çok yastan, kederden yana saf tutuyorsan... Sevgisizlik üretmeye, düşman kazanmaya çok yatkınsın; haberin olsun isterim. Çocuklarla yaşlılara hoşgörün yoksa hata yapanı affedemiyorsan, kriz anlarında bile iyimser değilsen... Sevgisizliğe daha yakınsın. Başkalarından çok daha çabuk düşman edinirsin. Sevgi dostluğun mayası... Sevgisizlik, hem yalnızlık hem içe kapanma hali... Dost arıyorsan, pozitif duygularla besle ruhunu... Sevgi yoksunluğu düşman üretir çünkü İstesen de, istemesen de... Dost kazanmak böyle zor, düşman edinmek dünyanın en kolay işiyken... Aklı

Dolmayan Çanak

Dolmayan Çanak Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. - Dile benden ne dilersen! Der. Dilenci güler ve: - Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz! diye yanıtlar. Kral: - Ben çok güçlü birisiyim! Her dediğini anında gerçekleştirebilirim! Sen söyle hele; ne istiyorsun? Der. - Söz vermeden önce iyi düşünün kralım. Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında öğretmeni olmuştur. Ve ona şu sözü vermiştir. - Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına çıkıp seni uyaracağım. İmparator olayı çoktan unutmuştur. Zaten geçmişi hangimiz noktasına virgülüne kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları farklıdır. Bu nedenle imparator bastırır: - Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz. Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatıp; - Şu çanağı herhangi bir şeyle doldurabilir misiniz? diye sorar. İmparator kahkaha atar ve vezirine ç