Kayıtlar

defne etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Peygamberimizin Naaşının (Cenazesinin) Defnedilmesi

Peygamberimizin Naaşının (Cenazesinin) Defnedilmesi   Hatemü'l-Enbiyâ Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem’in pâk ruhları artık a'lâyı illiyyine (en yüksek makama) yükselmişti. Ezvâc-ı Tahirat üzerine bir örtü örttüler ve feryada başladılar.   O sırada annesi tarafından Hz. Resûlullah'ın son anlarını yaşadığını haber alan Hz. Üsâme Radiyallahü Anh hareket etmeyip ordusuyla Mescid-i Şerife gitmişti. Hâne-i Saadette feryad ve figanın yükseldiğini duyan ashab, kalblerinden vurulmuşa döndüler. Sanki gök kubbe bir anda yıkılmış gibiydi. Herkesin nutku tutulmuş, gözler damla damla keder ve hüzün akıtıyordu.   Cesaret ve adalet timsali Hz. Ömer Radiyallahü Anh bile kendisini bu dehşetli ânın tesirinden kurtaramadı; hattâ herkesten daha çok dehşete kapılarak şöyle bağırdı:   "Resûlullah ölmemiştir ve sağdır. Ona sadece Hz. Musa Aleyhisselâm'a ârız olan saika gibi bir saika arız olmuştur. Kim Muhammed öldü derse onu kılıcımla iki parça ederim."1   H

Hz. Fatıma Radiyallahü Anha Neden Gece Defnedilmek İstedi?

  Hz. Fatıma Radiyallahü Anha Neden Gece Defnedilmek İstedi?             Peygamberimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem vefatından sonra, Hz. Fatıma Radiyallahü Anha, ahiret hazırlığını daha ciddi bir şekilde yapmaya başlamıştı. O her haliyle  “Yolcu!”  olduğunu belli ediyor ve hazırlığını ebedî âleme göre yapıyordu.           Peygamber Efendimiz’in Sallallahü Aleyhi Vesellem vefatının üzerinden altı ay geçmişti ki Hz. Fatıma Radiyallahü Anha validemiz hastalandı.           Halife Hz. Ebû Bekir’in Radiyallahü Anh’ın hanımı, büyük sahabe Hz. Esmâ Radiyallahü Anha ziyaretine gelmişti. Konuşurlarken Hz. Fâtıma Radiyallahü Anha annemiz günlerdir kalbini huzursuz eden bir hususu açmak istedi.             Hz. Esmâ Radiyallahü Anha;            “Ya Fâtıma, seni üzen şey nedir, söyle de Ebû Bekir Radiyallahü Anh’ı haberdar edeyim, bir çare bulsun!”  dedi. O iffet ve fazilet timsali, o hayâ örneği, o nezahet membaı Hz. Fatıma Radiyallahü Anha’nın son demlerinde kalbini dilhûn eden

Mercedes’in Hikâyesi

Resim
Mercedes’in Hikâyesi 1901 yılında bugün Fransa’nın Nice kentinde görevli Avusturyalı diplomat Emile Jelinek, Daimler firmasına ısmarladığı 4 silindir otomobili teslim aldı. Emile Jelinek bu yeni otomobiline kızı Mercedes‘in adını verdi. Nice’de konsolosluk yapan Avusturyalı Emil Jelinek, burada düzenlenen otomobil yarışlarına kızı Mercedes’in adıyla katılıyordu. Katıldığı bir yarışta kaza yapınca, daha güçlü ve güvenli otomobil arayışına girdi. Bu arayış, onu Daimler-Motoren-Gesellschaft’ın kurucusu Wilhelm Maybach’la buluşturdu. Jelinek, Maybach’a 5.5 milyon marka mal olacak 36 otomobil ısmarladı, ‘‘Adını Mercedes koyun’’ dedi. İşte o Mercedes, bugün 100 yaşında ve bu adı taşıyan 19 milyon araç yollarda. 20’inci yüzyılın başlarında üretimine başlanan Mercedes, bugün dünyada en çok tanınan otomobil markalarından biri… Şirketin kurucusu Karl Benz, Deutz'daki motor fabrikasındaki görevinin ilk yıllarında, Köln ve Deutz manzaralı evinin tepesine bir yıldız amblemi koymu