Kayıtlar

Fransa etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Siyonizm’in Kanlı Hayali

Siyonizm’in Kanlı Hayali               Siyonizm’in “Büyük İsrail” idealini kapsayan bu inanıştaki coğrafya, Tevrat Bab 15’te şöyle açıklanıyor: “Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları senin soyuna vereceğim!” Netanyahu, "Yeşaya kehaneti’nin gerçekleşeceğini" söyledi. Netanyahu, Tahrif edilmiş Tevrat’ı işaret ettiği konuşmasında: “Artık tek bir amaç için bir araya gelmenin zamanıdır; Zafere ulaşmak için hızla ilerlemek. Ortak gücümüz ile haklılığımıza ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas’a karşı Yeşaya kehanetini göreceğiz. ‘Ülkenden şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına kurtuluş, kapılarına Övgü adını vereceksin’ (Yeşaya 60:18). ”  dedi. İsrail’in bölücü emellerinin resmi ağızdan dışavurumu olarak kayıtlara geçen Netahyahu’nun bu sözleri; hedefin sadece Gazze/Filistin olmadığını ve Nil ile Fırat arasındaki Mısır, Ürdün, Lübnan, Irak, İran, Suriye ve Türkiye’nin oluk oluk

1932 Senesinde Güzellik Yarışması Neyin Zaferi

Resim
Bu Milletin Namusunu 1932 Yılında Böyle Sattılar!!! 1932 Belçika güzellik yarışması ve Keriman Halis Fransa'daki dansa müdahale eden Kanuni Sultan Süleyman'nın torunu diye böyle taktim etti. Kafir batılı devletler işte Kemalist rejimin kadınlara verdiği hak profil ismine T.C yazmakla Türk olunmaz… Gerçek manada Türk olan bu namussuzluğu eyleme döker, bunları yapanların izinden gitmez! Keriman Halis’in dünya güzeli seçilmesin de jürinin tavrı… Yarışmayı gören Halit Turhan Bey’in anlatımları Hâlid Turhan Bey Hatıraları’nda Keriman Hâlis Ece’nin dünyâ güzeli seçilmesini şu şekilde anlatıyor: 1932 senesinde yine Cumhûriyet Gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Hâlis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünyâ güzellik yarışması düzenlenmişti. Keriman Hâlis bu yarışmaya Türkiye’yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünden kı

Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransa Kralına Mektubu

Resim
Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransa Kralına Mektubu Kanuni Sultan Süleyman'ın Osmanlı Padişahı olduğu dönemde Fransa'da başlayan dans akımı, İstanbul'dan gelen bir fermanla 100 yıl unutulmuştu. Kanuni Sultan Süleyman, gönderdiği mektupta Fransızları dansı terk etmeleri için sert ve kararlı bir dille uyarmıştı. Gerekçesi ise, bize ders olacak cinsten... Kanuni Sultan Süleyman'ın Mektubu Günümüzde, ülkemizde ve bütün dünyada kendine çok geniş alanlar bulan dans, ilk defa Kanuni döneminde Fransa'da yapılmaya başlamıştı. Osmanlı'nın sınırları bu dönemde Avrupa içlerine kadar dayanıyordu. Dansın ilk yapılmaya başladığı sıralarda Osmanlı hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, Fransa Kralı Fransuva'ya bir mektup yazdı. Kanuni, mektubunda şöyle diyordu: "Ben ki, kırk sekiz krallığın hakanı Sultan Süleyman Han'ım. Sefirimden aldığım habere göre, memleketinizde dans namı altında kadın-erkek birbirine sarılmak suretiyle, alamele-innas (herk

Baba Nasihati

Baba Nasihati 01-   Oğlum! Cesaretli ol! Hayatına geri baktığın zaman yaptıkların için değil, yapmadıkların için üzüleceksin. 02-   İyi bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu sakın unutma: Birincisi doğru insanı bulmak, ikincisi doğru insan olmak. Kaplumbağa bile başını çıkarıp önünü görmeden ilerlemez, sen de daima önünü görerek yürü. 03-   Mutluluk arayan kadın, boynundaki elmasından çok, masadaki güllere bakar. 04-   Herkese karşı “Teşekkür ederim” ve “Lütfen” sözcüklerini çok kullan. 05-   Eğer hayatında hiç başarısızlık yoksa hiç risk almıyorsun demektir. 06-   İyi bir arkadaş senin kendine verebileceğin en değerli hediyedir. 07-   Arkadaşının alnındaki sineği öldürmek için tabanca kullanma. 08-   Eskiyebilirsin, bu doğaldır, ama sakın köhneleşme, paslanma. 09-   Bir mesleğin hilelerini öğrenmek yerine, o mesleği iyi öğren. 10-   Çocukların, adalet sözcüğünü duyduğunda seni hatırlasın. 11-   Güç, sahip olduğun mallarla ilgili değildir,

İman mı, Eğitim mi, Asalet mi Önemli?

İman mı, Eğitim mi, Asalet mi Önemli? Padişah veziriyle tartışıyor ısrarla eğitimin huy ve asaletten üstün olduğunu söylüyordu. Vezir ise eğitimin önemini inkâr etmiyorum fakat asalet ve huyun önemi daha üstün diyordu. Padişah “İyi bir kedi bulun, eğitin!” diye emir verdi. Kısa sürede kedi eğitildi. Padişah büyük bir davete vezirini de çağırdı. Salonun tüm ışıkları söndürüldü. Eğitilen kedi arka ayakları üzerinde yürüyerek kapıdan girdi. Ön ayaklarında bir tepsi taşıyordu. Tepsinin etrafı; ortalığı ışıtan, mini mumlarla süslenmiş, ortasında da iki küçük kahve fincanı vardı. Davetliler var güçleriyle alkışlamaya başladılar. Padişah memnun ve gururluydu. Olacaklara hazırlıklı vezir tam o esnada cebinden bir küçük kutu çıkardı. Kutuyu açarak içindeki fındık faresini kedinin önüne attı. Kedi fındık faresini görünce mumları ve fincanları fırlatarak, yıldırım hızıyla fındık faresinin peşinden koşmaya başladı. Şu atasözünün önemi ortaya çıktı. “Şapı kaynatmakla olur mu şek