Kayıtlar

Şubat 11, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dünya’daki İnce Ayarlar

Resim
 Dünya’daki İnce Ayarlar Yüce Rabbimiz her evreni ve içindekileri kusursuz, nizamlı ve intizamlı yaratmıştır. Bilim adamlarının bazı araştırmalarını aşağıya aktardık. Tabi bu bilgiler bilim dallarındaki gelişmeler ilerledikçe daha da değişecek ve gelişecektir. O zaman evrenin sırları daha iyi anlaşılacaktır.             Materyalist felsefe, evrendeki ve doğadaki tüm sistemlerin kendi kendine rastlantılar sonucu ortaya çıktığını savunarak ortaya çıktı. Halen de öyle söylüyorlar. Günümüzde, materyalizmin ve onun sözde bilimsel dayanağı olan Darwinizm'in geçersizliği, bilimsel olarak ortaya konmuştur.             Evrende yaklaşık olarak 100 milyar galaksi ve her birinde ortalama 100 milyar yıldız ve bir o kadar da gezegenin birbirlerine dokunmadan ahenkli bir şekilde döndüğünü düşünürsek aklımız sınırlarını zorlar. Hepsi de cansız varlıklar… Sonsuz boşlukta, direk...

Ezan İle İlgili Bilgiler ve Ezan Duası

Ezan İle İlgili Bilgiler İlk ezan 622 yılında Bilal-i Habeşi Radiyallah’ü Anh tarafından sabah namazında, yüksek bir evin damında okundu. Ezan işitildiği zaman ezanı dinlemek, ezanı içinden tekrar ederek icabet ve tasdik etmek, bitince ezan duasını okumak sünnettir; Peygamber Efendimiz in aleyhi ve sellem’in şefaatine vesiledir. Ezan namaz vaktini bildiren bir namaza davettir Kamet ise farz namazdan önce okunur. Cemaat veya fert farz namaza kametle başlar. Namaz vakitleri girdiğinde ezan okumak sünnet olduğu gibi, farz namazlardan önce ister cemaat olsun, ister fert olsun erkeklerin kamet getirmesi de sünnettir. Ezan, farz olan namazlar için okunur. Camide okunan ezan duyuluyorsa evlerde kılınacak namaz için ayrıca ezan okunmaz. Ezanın duyulmadığı uzak bir mesafede veya yerleşim merkezleri dışında bulunanlar da ezan okurlar. Cenaze namazı ile vitir, bayram, teravih, yağmur duası namazı ve farz-ı ayın olmayan diğer namazlar için ezan okunmaz. Ezan sadece namaza çağırma ara...

Tavsiye Mektubu

Tavsiye Mektubu Tüccarın biri, yazıhanesinde çalışacak bir genç arıyordu. Bunun için gazetelere ilan vermişti. İlanı okuyan gençler, belli bir günde yazıhaneye geldiler. Tüccar, onlarla uzun uzun konuştu. Sonra, aralarından birini seçti. O sırada yanında bulunan bir arkadaşı: - Bu genci önceden tanıyor muydunuz, diye tüccara sordu. - Hayır. - Size bir dostunuzdan mektup getirmiş miydi? - Getirmemişti. - Öyleyse niçin onu seçtiniz? Tüccar gülümsedi: - Gelenlere, dedi, ayrı ayrı dikkat ettim. Bu genç, kapıdan girerken ayaklarını paspasta iyice temizledi. Yere özel olarak bir kitap bırakmıştım. Öbürleri çiğneyip geçtiler. Ama o, hemen bunu aldı, masanın kenarına koydu. Sonra, ayağı sakat bir gence yerini verdi. Konuşma sırası gelinceye kadar, atılmadan, kimseyi itmeden bekledi. Benimle konuşurken baktım, üstü başı fırçalanmış, saçları iyice taranmıştı. Dişleri süt gibi beyazdı. Konuşması da kibar ve düzgündü. Adını, adresini yazarken, tırnaklarının da temiz olduğunu gördüm. Bu...