Kayıtlar

acı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Acı

Acı   Acı, hassasiyetini kabuklaştırıyor insanın. Ölmek galiba bu. Ayrılığa alışmış gibiyim. Tevekkül, teslimiyet. Ve heyecanların gün geçtikçe kararan pırıltısı... ...Alışkanlıkların insanı pestile çeviren çarkı. Artık yanarak değil, tüterek yaşıyorum. Nemli bir tomar gibi. Kanatlarım her gün bir parça daha ağırlaşıyor. Galiba ihtiyarlıyorum...   Cemil Meriç Rahmetullahi Aleyh

Üç Kişiye Acıyın

Üç Kişiye Acıyın   "Üç kişiye acıyın; cahiller arasında kalmış âlime, zenginken fakir düşene, kavmin ulusu iken aşağı hale düşene." sözü hadis midir?   Cevap Değerli kardeşimiz,   Bu sözü İbn Hibban “ed-Duafa” adlı eserinde hadis olarak rivayet etmiştir. İmam Gazalî de bunu İhya’da zikretmiştir. Hafız Heysemî bu rivayetin zayıf olduğunu söylemiştir.(bk. Tahricu Ahadisi’l-İhya-ihya ile birlikte-4/28).   İnsanlığın manevi mimarları olan mübarek zatlar, nasihatlerini Kur'an ve hadislerden alarak yaparlar. Bu nedenle Şeyh Edebâli de ilgili nasihatında bu hadisi mealen aktarmıştır.   Merhum Şeyh Edebâli'nin Merhum Osman Gazi'ye yapmış oldukları bu nasihatlerinden biri şöyledir:   "Oğul!   İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.   Avun oğlum avun...   Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın. Ama; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ...

Öğretmen Bayan Thompson’un Acı Hatırası

Öğretmen Bayan Thompson’un Acı Hatırası Öğretmenin adı Bayan Thompson’du ve 5. sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk gün onlara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, onlara baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Bu mümkün değildi, çünkü orada en önde, sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci vardı. Adı Teddy Stoddard. Bir önceki yıl, Bayan Thompson, Teddy’i gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynayamadığını; giysilerinin kirli ve kendinin de hep banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü ve Teddy mutsuz da olabilirdi. Çalıştığı okulda Bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti ve Teddy’nin bilgilerini en sona bırakmıştı. Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü birinci sınıf öğretmeni: “Teddy zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır. Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu… Ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu… ” diye yazmıştı. İkinci sınıf öğretmeni: “Mükemmel bir öğrenci, arkad...

Evlilik Sürecinde Yaşananlar Acı Tecrübeler Ve Bekârlara Tavsiyeler

Evlilik Sürecinde Yaşananlar Acı Tecrübeler Ve Bekârlara Tavsiyeler Yaşım 30’a yaklaşınca ailem ve akrabalarım: “- Daha ne zaman evleneceksin” baskılarını arttırdılar. Sürekli olarak bir tanıdık kız tavsiyeleri vardı. Sonunda yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle, biriyle görüşmeye karar verdim. Bir akşam arkadaşım, benimle görüştürmek istediği hanımefendi hep birlikte dışarıda çıktık. Sakin efendi bir kızdı. Kafalarımız ilk dakikadan itibaren uyuştu. Sonrasında 6 ay kadar birbirimizi tanıma fırsatı bulduk Evlenme fikri iyiden iyiye kafamda yerleşti. Ailelerimizde hemen hemen aynıydı. Ortalama geliri olan mütevazı yaşan insanlardı. Evlilik konuları açıldığında kendisinden önce evlenen arkadaşlarının nasıl evlilik teklifleri aldıklarından bahsediyor, her detayını uzun uzun anlatıyordu. Sürprizler, organizasyonlar, balonlar, lüks restoranlar, pahalı tektaş yüzükler vs. vs. aslında birçoğu romantik filmlerdeki ya da dizilerdekinin aynısıydı. Muhtemelen kendisi de böyle şeyler b...

Erzurum'da Çifte Minareli Medrese'nin Acı Öyküsü

Resim
Erzurum'da Çifte Minareli Medrese'nin Acı Öyküsü Erzurum'un sembollerinden biri olan Çifte Minareli Medrese'nin bir kitabesi olmadığı için, yapılış tarihine ilişkin net bir bilgi bulunmamaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı olan Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olma ihtimalinden dolayı "Hatuniye Medresesi" de denilmektedir. Genel kanı, 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı şeklindedir. Osmanlı padişahlarından IV. Murat'ın emri ile bir süre tophane olarak, daha sonra da kışla olarak kullanılmıştır. 1932'de Sipahi Ocağı'na tahsis edilerek yurt olarak hizmet vermiştir. 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak kullanıldığını görüyoruz. Günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet vermektedir. Yaklaşık 35x46 metre boyutlarında iki katlı, dört eyvanlı ve açık medreseler grubunun en önemli örneği olan medresenin zemin katında 19, birinci katta ise 18 o...

Herkes Ettiğin Bulur, Sanma ki Yanına Kalır!

Herkes Ettiğin Bulur, Sanma ki Yanına Kalır!”             Bir garip “Herkes ettiğin bulur, sanma ki yanına kalır!” diyerek dileniyormuş. Kalbi kötülüklerle dolu bir kadın; Gariban dilencinin bu sözlerinden gıcık kapıyormuş. “Bir gün sana gösteririm!” diyerek planlar yapıyormuş. O garip “Herkes ettiğin bulur, sanma ki yanına kalır!” diyerek o kötü kalpli kadının kapısını çalar. Çok sinirlenen kadın, ondan kurtulmaya karar verir. Dilenciye biraz beklemesini söyleyip mutfaktan bir börek alır ve ortasından yararak arasına fare zehirini yerleştirir. Dışarıya çıkıp böreği dilenciye uzattığında; Gariban, " Herkes ettiğin bulur, sanma ki yanına kalır! " diyerek teşekkür eder. Daha da sinirlenen Gariban hızla içeri girerken; “Kimin yanına kalacak, kimin yanına kalmayacak biraz sonra görürsün!” der. İyice acıkan Gariban kasabanın çıkışında bir çeşme başında biraz önce kendisine verilen böreği çıkarıp tam yiyeceği esnada elini ...

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar

Milletimize Oynanan Dış Oyunlar Milletimizi millet yapan değerler her gün yıkıma uğruyor. Sorumluluk sahipleri kara kara düşünüyor. Tuzu kuru azınlık bir kesim ise kapitalizmin, acımasızca yaptıkları sömürünün getirisinden sarhoş ne yaptıklarını bilmiyor. Ancak üzücü felâketler kapıyı çalınca “Of, of…” çekmeye başlıyor. Felâketin nereden geldiğini düşünmek bile istemiyor. Sadece dünyevi sebepleri sorguluyor. Nerede hata yaptım deyip özeleştiri yapmıyor. Toplumu çatırdatan bu acıların en büyük sebebi; “Çocukların ebeveynlerin sevgilerinden mahrum olarak manevi ve milli eğitimden yoksun olarak yetişmesi” diyebiliriz. Tanzimat’la başlayan “Batılılaşma” hareketleri, Müslümanların manevi değerlerine gereği gibi sahip çıkmayışları bizi bu hale getirdi. Batasıca batı kendi düştüğü dünyevileşme çukuruna bizi de çekiyor. Bazen düşüp bazen kalkıyoruz. Bazen yarı yerimiz pisliğe batıyor yarı yerimizi kurtarıyoruz. Şu haberlere bakar mısınız? Kesikbaş cinayetleri, bir annenin bebeği...