Kayıtlar

Kasım 12, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Salih Amellerin Sahibine Faydası

Salih Amellerin Sahibine Faydası Sâlih mü’min vefât edip ruhu bedeninden ayrılınca Allâhü Teâlâ’nın melek orduları onu müjdeyle karşılarlar. İblis feryâd eder, bütün askerleri etrafına toplanır. Onlara: “Bu elinizden nasıl kurtuldu?” der. “Bu korunmuş bir kuldur” derler. Kabrine konulduğunda namazı başucuna, orucu ayak ucuna, diğer ibâdetleri ve zikri sağ ve soluna gelirler. En faziletli ameli olan sabrı, kabrin bir köşesinde durur. Allâhü Teâlâ bir ateş gönderir, başı tarafından ölüye varmak ister. Namaz “Geri dur, o ömrü boyunca beni muhâfaza etti” der. Ateş hangi taraftan ölüyü tutmak istese bir ibâdeti ona karşı durur, Allâhü Teâlâ’nın rahmetiyle onu korur. Sonra sabır diğer amellere der ki: Sizin yaptığınızı gördüm. Sizin bu korumanızın sevinci olmasa bile benim Sırat’ta ve Mîzân’da onun azığı olarak bekleyecek olmamın sevinci ona yeter. Tezkiretü’l-Kurtubî’de şöyle geçer: Tâbiîn’den Zeyd bin Eslem hazretleri buyurdu ki: Kıyâmet günü, mü’mi

Lokman Hekim'in Esareti

Lokman Hekim'in Esareti Lokman Hakîm hazretleri günlerden bir gün eşkıyâ tarafından yolu kesilip, esîr edildi. Kendisini yabancı bir şehre götürüp, köle olarak bir zengine sattılar. Efendisi ona kerpiç yapma gibi ağır işler verdi. Lokman Hakîm, işin zorluğundan şikâyet etmeyip, herkesten daha iyi çalışıyordu. Zamanla efendisi, hazret-i Lokman'ın; şefkatli, güç işlere dayanır ve iyilik sever birisi olduğunu anladı. Lokman Hakîm'e değer verip, sevdiği kimselerden biri oldu. Sonunda efendisi, hemşehrilerinden bir topluluğun o şehre gelmesi ile, hazret-i Lokman'ın kim olduğunu öğrendi. Daha önce Lokman'ı tanımadan şöhretini duyan zengin efendi, hâdisenin böyle cereyân etmesine üzüldü. Lokman Hakîm'den özür diledi. Kendisine, pek çok mal ve para hediye ederek serbest bıraktı. Ona: “ Neden kendini daha önce tanıtmadın, dedi. Lokman Hakîm;”Bana zulmedenler, kötülük yaptıklarını bilmiyorlardı. Beni tanımıyorlardı. Ama hür birini esîr almak zulümdür. Bu Lokman o

Hayırlısını Ver Allah'ım

Hayırlısını Ver Allah'ım "Kim Allâh'tan korkarsa, Allâh ona bir çıkış yolu ihsân eder ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allâh'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allâh emrini yerine getirendir. Allâh her şey için ölçü koymuştur." (Talak, 2-3) Fatma Hanım, sırtına ekin destesini aldı ve düşünceyle ilerlemeye başladı. Birden kayınvâlidesinin sesiyle kendine geldi: "-Kız Fatma çabuk buraya gel. Sarı inek doğuruyor, yardım et!.."Can havliyle sırtındaki destesini indirdi ve ahıra koştu. Aman Yâ Rabbi… Hayvan da olsa, ne kadar acı çekiyordu. Fatma hanım, kayınvâlidesiyle birlikte hayvanın doğum yapmasına yardım ediyordu. Kayınvâlidesi: "-Bir hayli zor olacak galiba!.." dedi. "-Evet zora benziyor. Dana toplu herhâlde." diye mırıldandı Fatma hanım da… Fatma, hayvan acı çekmesin diye şifâ âyetlerini, ardından bildiği bütün sûreleri okumaya başladı. Kayınvâlidesi: "-Deli kız, ineğe de okunur mu?" dedi. Fatma

Allah Mazlumları Zorbalardan Korur

Allah Mazlumları Zorbalardan Korur İbrahim Aleyhisselam'ın bir kıssası vardı. Bir zaman İbrahim Aleyhisselam, eşi Sare validemizle birlikte Mısır'a gider. O devirde Mısır'da Firavunlar hüküm sürmektedir. Firavun zulümde en zirveye çıkmıştır. Şehrin giriş ve çıkışları kontrol altındadır. Gelen gidenlerin haberleri anında Firavuna bildirilmektedir. Özellikle kadınlara karşı zaafı olan Firavun, gözüne kestirdiği kadını yanında alıkoyuyordu. Görevliler Sare validemizi alıp, Firavun'a götürmek isterler. İbrahim Aleyhisselam'a sorarlar: - Bu kadın senin neyindir? İbrahim Aleyhisselam: -Benim kardeşimdir, der. Sonra da Sare validemizin yanına gidince ona bir açıklama getirir: -Bugün bana senden sordular, ben de seni kardeşim olarak tanıttım. Sana da sorarlarsa beni yalancı çıkartma. Bu memlekette Allah'a inanan ikimizden başka kimse yok. Seninle eş olmanın yanında aynı zamanda iki din kardeşiyiz. Benim onlara kardeşimdir demem, din kardeşliği açısındadır