Kayıtlar

gitme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ben Bütün Malımın Gitmesine Razıyım Ama…

              Ben Bütün Malımın Gitmesine Razıyım Ama…               Adamın biri anlatıyor. Ben lokantada oturmuşken telefonla konuşan bir adam birden sevinç çığlıkları atmaya başladı. Konuşmasını bitirdikten sonra garsona:             “- Burada olanlara hepsine benden pilav üstü kebap ver! 18 yıl aradan sonra baba olacağım!”             Bir kaç gün sonra aynı adamı sinemaya giderken elinde 3-4 yaşında bir çocukla bilet kuyruğunda gördüm.             Çocuk ona “Baba!” diyordu.             Adamın yanına gidip o günkü işinin hikmetini sordum.             Adam utana sıkıla olayı anlattı.             “- O gün yan masada yaşlı bir çift vardı. Yaşlı kadın menüye baktıktan sonra eşine: 'Keşke bu gün pilav üstü kebap yiyebilsek!' dedi. Kocası da hanımının yanında utanarak ancak çorba alacak paralarının olduğunu söyledi. Bunu duyunca üstüme kaynar su dökülür gibi oldu. Bende o yapmacık telefon konuşmasıyla onlara pilav üstü kebap almak istedim.”                   Ben a

İmansız Gitmenin İki Sebebi

Çok mühim olan uzun bir hadis-i şerifin meali şu şekilde:   Abdullah bin Ebî Evfâ Radiyallahü Anh anlatıyor: Resul-i Ekremin Sallallahü Aleyhi Vesellem huzurunda bulunduğumuz bir sırada ona birisi gelerek: "- Yâ Resûlâllah, ölüm döşeğinde yatan bir genç var. Kendisine, 'Lâ ilâhe illâllah, de' dendiği halde (bir türlü) bunu söyleyemiyor!" dedi. Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem: "- Namaz kılar mıydı?" diye sordu. Adam: "- Evet, (kılardı!" dedi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem kalktı. Biz de onunla kalktık. Resul-i Ekrem gencin yanına girdi ve ona: "- 'Lâ ilâhe illâllah' de!" buyurdu. "- Söyleyemiyorum!" Resul-i Ekrem Sallallahü Aleyhi Vesellem, "Niçin?" diye sorunca, gelen adam: "- Annesine âsi idi!" dedi. Resul-i Ekrem: "Annesi sağ mı?" diye sordu. Oradakiler: "- Evet, sağdır!" dediler. Resul-i Ekrem: "- Çağırın

Îmânın Gitmesine Sebep Olan Şeyler

Îmânın Gitmesine Sebep Olan Şeyler Ve dahî, îmanın, bizde bâkî kalıp çıkmamasının şartı ve sebebi altıdır: 1- Biz gâibe îman eyledik. Bizim îmanımız gâibedir, zâhire değildir. Zîrâ biz, Allahü azîm-üş-şânı, gözümüzle göremedik. Lâkin görmüş gibi inandık, îman ettik. Bundan aslâ şüphemiz yoktur. 2- Yerde ve gökte, insanda ve cinde ve meleklerde ve Peygamberlerde, gâibi bilen yoktur. Gâibi ancak Allahü azîm-üş-şân bilir ve dilediklerini dilediklerine bildirir. [Gâib demek, duygu organları ile veya hesap, tecrübe ile anlaşılmıyan demektir. Gâibi ancak Onun bildirdikleri bilir.] 3- Haramı haram bilip, îtikat etmek. 4- Helâlı helâl bilip, böyle îtikat etmek. 5- Allahü azîm-üş-şânın azâbından emîn olmayıp, dâimâ korkmak. 6- Her ne kadar günahkâr olsa da, Allahü azîm-üş-şânın rahmetinden Ümit kesmemek. Bu altı şeyden birisi, bir kimsede bulunmasa da, beşi bulunsa, yâhut birisi bulunsa da, beşi bulunmasa, o kimsenin îmanı ve islâmı sahih değildir. Şimdi îmanı olduğu hâlde, ileride îmanının git

İmansız Gitmenin Sebepleri!

İmansız Gitmenin Sebepleri! “Miftâh-ül-cenne”de buyuruluyor ki: İmansız ölmekten korkmamak âhirete imansız gitme sebebidir. " Muhammed bin Kutbüddîn İznîkî hazretleri Osmanlı âlimlerdendir. Kutbüddîn-i İznîkî’nin oğludur. Molla Fenârî’den, din ilimlerini ve zamanının fen bilgilerini okudu. 885 (m. 1480)’de Edirne’de vefât etti. “Miftâh-ül-cenne” kitabı meşhurdur. Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri: “(Miftâh-ül-cenne) ilmihâlinin yazarı sâlih bir zât imiş. Okuyanlara faydalı olur” buyurdu. “Miftâh-ül-cenne” adındaki kitabında buyuruyor ki: Ve dahî imansız gitmenin sebepleri, kırk kadar olup, şunlardır: 1- Bid’at sahibi olmak. Yani itikâdı bozuk olmak. 2- Zaîf (Şüpheli olan) îmân. 3- Dokuz azâsını doğru yoldan çıkarmak. 4- Büyük günah işlemeye devam etmek. 5- Nimet-i İslam’a şükrünü kesmek. 6- Âhirete imansız gitmekten korkmamak. 7- Haksız yere zulmetmek. 8- Sünnet üzere okunan ezân-ı Muhammedîyi dinlememek. 9- Anaya babaya âsî olmak. 10- Doğru olsa

Evimden Boş Gitme

Evimden Boş Gitme Hz. Tavus'un (rah) evine bir hırsız girmişti. Hırsızı yakaladı. Ona nasihat etti, biraz da para verdikten sonra serbest bıraktı. Bir gün Ahmed b. Hadraveyh hazretlerinin evine bir hırsız girdi. Her tarafı aradı, fakat götürecek bir şey bulamadı. Eli boş döneceği zaman hazret, "Ey genç! Şu kovayı al su doldur. Abdest al ve namaz kıl. Bu arada evime belki bir şey gelir, sana veririm. Böylece evimden boş dönmemiş olursun" diye seslendi. Genç onun dediği gibi hareket etti. Sabah olunca zengin biri Ahmed b. Hadraveyh'e 150 altın getirdi. Ahmed b. Hadraveyh hazretleri bu parayı gence vererek, "Al bu gece kıldığın namazların karşılığıdır" dedi. Bunun üzerine gence bir hal oldu ve, "Yolumu kaybetmiştim. İzzet ve cemâl sahibi olan Allah için bir gece hayırlı bir iş yaptım. Bana böyle ikramda bulundu" diyerek tövbe etti ve Ahmed b. Hadraveh'in talebelerinden oldu.

Vatan, Vatan! Canım Vatan! Sen Gitme, Canım Gitsin!

Resim
Vatan, Vatan! Canım Vatan! Sen Gitme, Canım Gi tsin! Kıymetli Dostlar; imandan sonra en kıymetli şey vatandır. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki “Hubbul vatan, minel iman! Vatan sevgisi imandandır.” (Acluni, Keşfu’l-Hafa, 1/345, no: 1102) Vatan öyle kutsal, öyle güzel ve önemli ki… Anlatmak için cilt cilt kitaplar yetmez. Müslüman’ın en büyük görevi imandan sonra vatanını korumaktır. 1492’de İspanya Engizisyon’undan kaçan Yahudilere Osmanlı Devleti kapılarını açtı. Kuzey Irak’taki Kürt kardeşlerimizi Saddam korkuttu. Binlercesine sınırımızı açtık. Suriye’de Esad Kürt, Türk, Arap milyonlarca kişiye katliam yaptı, sınırımızı açtık. Komünizm sonrası Ruslar ve Romenler aç kaldı; binlercesine kapımızı açtık. Bu örnekler saymakla bitmez… Artık savaşlar cephede değil, cephe gerisinde yapılıyor. Emperyalizmin adı örtülü emperyalizm oldu. Zaten her gün; Siyonistler, Haçlılar, Dış güçlerin piyonları: Dış güdümlü Terör örgütleri, (Dhkp/C, Pkk, Pyd, İşid… vb.), Dış güdümlü İşadamları, D