Kayıtlar

etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Çaresi Var mı?

Çaresi Var mı?   Azrail gelip te seni bulmadan, Gözlerine kanlı yaşlar dolmadan, Tövbe et Azrail canın almadan, Söyle bu ölümün çaresi var mı?   Gel yönel Mevlâ’ya, dönüş O’nadır, Azrail geliyor, tatlı can alır, Baki olan Allah, ötesi fani; Bu dünya ne sana ne de banadır…   Bedenin titriyor, gözlerin yaşlı, Eşinin dostunun, yüreği yaslı, Bastığın topraktır, insanı nazlı, Söyle bu ölümün çaresi var mı?   Gel yönel Mevlâ’ya dönüş O’nadır, Azrail geliyor tatlı can alır, Baki olan Allah ötesi fani, Bu dünya ne sana ne de banadır…   Bütün dünya senin olsa ne yazar, Dostların eliyle kabrini kazar, Akıbet yerindir süslü bir mezar, Söyle bu ölümün çaresi var mı?   Gel yönel Mevlâ’ya dönüş O’nadır, Azrail geliyor tatlı can alır, Baki olan Allah, ötesi fani, Bu dünya ne sana ne de banadır… …………

Bugün Burada Ölen Bir Çinli Var mı?

                                               Bugün Burada Ölen Bir Çinli Var mı? Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem rüyamda göründüler ve: “-   Bugün burada bir çinli vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin." buyurdular. Bundan altı, yedi ay önce Çin'in değişik bölgelerinden on kişi İstanbul'a gelir. Bu on kişi sıradan insanlar değildir. Bunların ortak özelikleri yeni Müslüman olmalarıdır. Umre için İstanbul üzerinden Arabistan'a gideceklerdi. Hepsi de yeni Müslüman olmuş. Kimi yirmi gün önce, kimi bir ay, en uzağı iki ay önce Müslüman olmuştu. Ne yeterince İslâmî bilgileri vardı, ne de yapacakları umre ile ilgili bir bilgileri. Yanlarına, kendilerine yardımcı olacak, hem Çince'yi, hem Arapça'yı iyi bilen, hem de İslâmî bilgisi olan birini rehber olarak alacaklardı. Mevlâ'mızın takdiri, Türkistan'daki Çin zulmünden kaçıp İstanbul'a yerleşmiş bir Uygur kardeşimiz, bu on Çinliye rehber oldu. Bundan sonra hâdiseyi bu kardeşimizden di

Kız Çocukları Üvey Evlât mı?

  Kız Çocukları Üvey Evlât mı?    Biz üç kardeşiz ve ben evin tek kızıyım. Her şey güzel güzel giderken ne zaman evlendik çocuk sahibi olmaya başladık, o zaman anne babamın abilerimi kayırdıklarına şahit olmaya başladım. Babamın durumu iyi, oturduğu evden hariç iki tane daha evi var. Bu evlere de abilerimi oturttu. Hatta babam bu evlerden birini alırken, araba için biriktirdiğimiz parayı bizden borç istedi ve biz de hiç tereddüt etmeden verdik. Bir iki yıl sonra biriktirmiş olduğumuz parayla araba almaya karar verdik. Fakat az bir paraya ihtiyacımız oldu. Yani anlayacağınız devede kulak misali bir para. Borç para alabileceğimiz kişinin ailem olduğu düşündük ve parayı istedik. Annemin verdiği cevap ise ipe un sermeye benzedi. Yine yedi yıldır ödediğimiz kooperatiften evimiz çıktı. Kat farkı, kira bedeli ve evin içi derken yine paraya ihtiyacımız vardı. Yine borç alabileceğimiz kişinin ailem olduğu düşündük. Devede kulak misali yine borç para istedik; fakat bu seferde babam p

Allah'ın Rızası İçin Yapılmayan İbadet Kabul Olmaz mı?

  Allah'ın Rızası İçin Yapılmayan İbadet Kabul Olmaz mı?     Soru Detayı - Allah’ü Teâlâ’nın rızası için yapılmayan ibadetlerle ilgili şöyle bir hadis var mı? "Allah'ın rızası için yapılmayan hiç bir ibadet kabul olmaz"   Cevap Değerli kardeşimiz,   “Allah’ü Teâlâ, ancak kendi rızası gözetilerek samimi bir niyetle yapılan ibadetleri kabul eder.” anlamında bir hadis vardır. Dolayısıyla, Allah'ın rızası için yapılmayan ibadet kabul olmaz, anlamı çıkmaktadır.   Bir adam Rasulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem’a gelerek: “Şöhret ve ücret elde etmek için savaşan kimse hakkında ne dersin?” diye sordu. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Onun için hiçbir şey yoktur.” Adam sorusunu üç sefer tekrarladı. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem de her defasında: “Onun için hiçbir şey yoktur.” buyurdu ve şöyle devam etti: “Allah ancak kendi rızası gözetilerek samimi bir niyetle yapılan ibadetleri kabul eder.” (Nesai, Cihad

Annen Var mı Senin?

Resim
Annen Var mı Senin? “- Var tabiî.” “- Ne iş yapar?” “- Çamaşıra gidiyor.” “- Sen ne olacaksın büyüyünce?” “- Ben mi?” dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. -Ben, dedi, boyacı olacağım.” “- Ne boyacısı?” “- Kundura boyacısı.” “- Neden kundura boyacısı? “- Ya ne olayım?” “- Doktor ol!”, dedim. “- Olmam!”, dedi. “- Neden?” “- Olmam işte.” “- Neden ama?” “- Doktoru sevmem ki.” “- Olur mu ya? Bak, dedim. Doktor sevilmez olur mu? “- Tabiî sevmem, dedi. Annem hasta oldu. Evimize geldi. Kumbaramızı kırdık. Bütün yirmi beşlikleri ona verdik. Sonra çeyrekler kaldı. Onlarla da reçeteyi yaptırdık. O da zorlan.” “- Ama annen iyileşti.” “- Annem iyileşti ama paramız gitti. İki gün, yemek yemedim ben.” “- Peki, dedim, öğretmen ol.” “- Ben mektebe gitmiyorum ki. “- Neden?” “- Öğretmen beni dövüyor.” “- Neden?” “- Yaramazlık ediyorum da ondan.” “- Sen de yaramazlık yapma.” “- Ben yaramazlık ne demek bilmiyorum ki.” “-

İmam mı Hırsız, Kur'an-ı Kerim mi Öksüz!

Resim
İmam mı Hırsız, Kur'an-ı Kerim mi Öksüz! Anadolu'da bir köye, ahlâkı ve ilmiyle maruf iyi bir imam tayin edilir. İmam, kısa zaman zarfında köylü tarafından çok sevilir ve tutulur. Nihayet Ramazan ayı gelir ve sırayla her akşam komşulardan biri, çok sevdikleri hocayı iftara davet ederler. Bir akşam, hocayı iftara davet eden köylünün hanımı, eşinin saklaması için kendisine verdiği bir miktar parayı hocayla birlikte iftar edecekleri odada sehpanın üzerine bırakmış ve iftar sofrasını hazırlama telaşıyla orada unutmuştur. Sofra kurulur, iftar edilir, çaylar içilir ve yatsıya yakın hoca ve ev sahibi camiye giderler. Evin hanımı sofrayı kaldırıp odayı toplarken birden sehpanın üzerine bıraktığı paraları hatırlar, fakat paralar ortada yoktur. Ne kadar arasa da paraları bulamaz. Biraz sonra eşi eve gelince durumu ona anlatır ve: “Allah'ü a'lem paraları imam aldı. Çünkü bugün ondan başka bu eve giren olmadı” diye düşünürler. Ev sahibi bu duruma çok üzülür v

Namaz İçin Ağlanır mı?

Namaz İçin Ağlanır mı? Yıllar önce bir otobüsle yolculuk ederken sabah namazının vakti girmişti. Her yolculukta yaşadığım “namaz sancısı” her yanımı öylesine kaplamıştı ki, uyuyamıyordum. Şoför bir türlü mola vermiyor, vakit gittikçe daralıyordu. Birlikte yolculuk ettiğimiz arkadaşıma yöneldim: — Namaz geçmek üzere. Ben şoföre namaz için ricada bulunacağım. Durmazsa ineceğim, dedim. Kaşlarını çattı, alaycı bir ifadeyle: — Ya sen aklını mı kaçırdın, dedi. Şaşırdım, üzüldüm, kırıldım. Namazlarını kılan bir kimseydi o. Gerçekten ben aklımı mı kaçırmıştım? Otobüste mışıl mışıl uyuyup, Rabbimi düşünmeden oturmalı mıydım? Kendimi sorguladım. Sabah namazını bu kadar düşünmekte haksız mıydım? Oysa bir gece dayısına misafir olan babam, sabah hıçkırık sesleriyle uyanıyor. Dayısının oğlu çocuk gibi gözyaşı döküyor. Sebebini sorduğunda aldığı cevap ilginç: — Sabah namazına kalkamadık. Baksana, güneş doğmuş; onun için ağlıyorum. Evet, namaz için ağlanır, namaz için akıl kaçı

Damda Deve Aranır mı?

Damda Deve Aranır mı?           Vaktiyle adamın birisi namaz kılmaz, diğer ibadetleri yapmaz ama her gece yatarken;           “- Yâ Rabbî! Bana Cennetini ver!” diye dua edermiş. Bir gece yine aynı şekilde yatar. Gecenin geç vaktinde, evin damından bir tıkırtı geldiğini hissederek uyanır. Hemen evin damına çıkıp;           “- Kimsin, orada ne arıyorsun?” Der. Damda bulunan Behlül Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretleridir ve o kimseye;           “- Devem kayboldu da onu arıyorum!” der. Ev sâhibi;           “- Kaybolan devenin damda olması mümkün mü? Bu akılsızlık değil midir?” Deyince: Behlül-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretleri;           “- Senin, hiç ibadet etmeden Allah’ü Teâlâ’dan Cenneti istemen daha akılsızlık değil midir?” Buyurur.           Ev sâhibi, bu cevabı duyunca, Behlül-i Dânâ Rahmetullahi Aleyh hazretlerinin kendisine nasihat vermek için böyle yaptığını anlar. Hatasını anlayıp, tövbe eder ve ibadetlerini aksatmadan yapmaya başlar.

İslâm’ın Sadece Beş Şartı mı Vardır?

İslâm’ın Sadece Beş Şartı mı Vardır? Özgür-Der Amasya Temsilciliğinde bu hafta "İslâm’ın Şartı Sadece 5 mi?" konusu işlendi. Özgür-Der Amasya Temsilciliğinin bu haftaki seminer konusu “İslâm’ın Şartı Sadece 5 Tane midir?” idi. Dernek Temsilciliğinde, Haksöz Dergisi yazarlarından Mustafa SİEL tarafından verilen seminerde özetle şu hususlar vurgulandı. 01-   Kişinin İslâm dinine girdiğini “Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasuluhu – Ben şahitlik ederim ki Allah’ü Teâlâ’dan başka ilâh (tanrı) yoktur ve ben şahitlik ederim ki Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem O’nun (Allah’ü Teâlâ’nın) kulu ve elçisidir (peygamberidir).” Kelime-i şehadeti ile ilan etmekte olup, kelimeyi şahadet İslâm’ın 5 temel şartından ilkidir. 02-   İslâm’ın 5 temel şartından diğerleri ise, günde 5 vakit namaz kılmak, ramazan ayında oruç tutmak, imkânı olanlar zekât vermek ve hacca gitmektir. 03-   İslâm’ın 5 temel şartı, İslâm’ın ilk ve temel şartları olup, İ