Kayıtlar

İnşallah etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Mir'ac Kandili Tebriği

Resim
Ey sonsuz alemleri yoktan var eden, her şeyin sahibi ve maliki yüce Rabb’imiz! Bizlere kulum dedin yoktan var ettin! Sayısız nimetlerle donattın! Hatalarımıza günahlarımıza, isyanlarımıza bakmadın; bize merhamet ettin, nimet vermeye devam ettin!   Ey yüceler yücesi Rabb’imiz! Bize öyle bir gayret ve cihat aşkı ver ki dünyanın her noktasına; İslamiyet'in parlak nurlarını yayalım! Senin şanlı adını her kuluna duyuralım! İnsanlığı şirkten küfürden, her türlü sapıklıktan, savaşlardan ve acılardan kurtaralım! “lâ ilâhe illallah, Muhammeder rasûlüllah” isimli tevhid bayrağını her yerde dalgalandıralım! Allahümme âmîn!   Mübarek Mir’ac Kandilinizi tebrik eder hayır ve mutluluklara vesile olmasını canı gönülden tebrik ederim!

Duanın Gücü (Dua Her Şeydir)

Resim
  Duanın Gücü (Dua Her Şeydir) Eski zamanlarda köyde yaşayan geçimini çitfçilik yaparak temin eden bir karı koca varmış. Adam akşam vakti, yemekten sonra pencerenin önüne oturmuş kahvesini içerken hanımına: “- Yarın yağmur yağarsa evdeyim. Yok eğer yağmazsa tarlaya gidip çift süreceğim!” demiş. Hanımı: “- İnşaallah söyle bey, inşaallah!”. Adam: “- Ne inşaallahı hanım, bunun inşaallahı maşaallahı mı var! Zira ortada iki seçenek var, bir üçüncüsü yok ki… Dedim ya, yağarsa evdeyim, yağmazsa tarladayım!”, der. Hasılı hanımı: “- Sen yine de inşaallah de, bakalım sabah ola hayr ola!” diye, ne kadar ısrar etse de, adam inad eder. “İnşaallah!” demez.   Neyse, Sabah olur, hava açık ve gayet güzeldir. Bizim ki hazırlanır ve yola çıkar. Derken olan olur. Şöyle ki: O gece bir suç işlenmiş ve her yerde faili aranıyormuş. Tam o sırada bizimkinin etrafı sarılır ve hiç bir yere gidemezsin derler. Zira çizilen robot resim onunkinin tıpatıp aynısı. Her ne kadar: “- Ben masum

Bir Vahiy Kelâmı: “İnşallah!”

Bir Vahiy Kelâmı: “İnşallah!” “İnşallah’ın mânâsı nedir? ‘Allah nasip eder inşallah’ gibi bir cümlede yanlışlık olabilir mi?” İnşallah kelimesi, Allah’ın geleceğe dönük cümlelerimiz arasında ve üslûbumuz içinde kullanmamızı istediği bir vahiy kelâmıdır. Malûm, bir kısım Yahudi ve müşrikler Peygamber Efendimize Sallallahü Aleyhi Vesellem mağarada üç yüz yıldan fazla yatan gençlerin hikâyesinin ne olduğu, Zülkarneyn Aleyhisselâm hakkında ne bildiği ve ruhun ne olduğuna dair sorular sormuşlardı. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem de o an cevap vermemiş, her gün kendisine gelerek âyetler indirip duran Cebrâil’in Aleyhisselâm bu sorularla ilgili de âyetler indireceği kanaatiyle, “Yarın gelin, cevap vereyim!” demiş, ancak “İnşallah!” dememişti. Fakat Cebrail’in inmesi ve vahyin gelmesi haftalarca gecikti. Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem bundan müteessir oldu. Nihayet haftalar sonra Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm gelince Peygamber Efendimiz Sallallahü