Kayıtlar

Ocak 11, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kullukta Noksanlık

Kullukta Noksanlık Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür!” (Şûrâ, 48) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Şükür, imânın yarısıdır…” (Süyûtî, I, 107) Hasan Basrî Rahmetullahi Aleyh şöyle demiştir: İki günün eşit olursa bil ki sen kullukta noksansın. Ona “bu nasıl olur?” denilince şöyle demiştir: Muhakkak Allah bugün sana nice nimetler vermiştir. Sen de bu nimetlere karşı şükrü artırmalısın. Allah Nemrut, Firavun vb. bazı insanlara uzun ömür ve bol nimet vermiş, sonra onlar her gün nankörlüklerini artırmışlardır. Sonuçta Allah adâletle muâmele edip onları en feci bir şekilde helâk etmiştir. İnsan fıtraten öyle bir özelliğe sahiptir ki, Allah on nefsiyle baş başa bıraktığı zaman, Allah’ın kendisine ihsan ettiği ilâhi nimetler, gaybî fetihler ve çeşit çeşit kerâmetlere şükretmez. Ki Allah o kimsey...

Mânevi Hayatın Kanseri

Mânevi Hayatın Kanseri Cenâb-ı Hak buyuruyor: "Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin." (İsrâ, 37) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: "Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennet'e giremez..."  (Müslim, Îmân, 147) Ebû'l Hasan Harakânî Hazretleri buyurur: "Nasıl ki namaz ve oruç farzdır, ifâsı mecbûridir, aynı şekilde gönülden kibri, hasedi ve hırsı bertaraf etmek de zaruridir." "Tandırdan elbisene bir kıvılcım sıçrasa, hemen onu söndürmeye koşuyorsun! Peki dînini yakacak olan bir ateşin, yani kibir, haset ve riyâ gibi kötü sıfatların kalbinde durmasına nasıl müsâade edebiliyorsun?!" Mü'min, dînin zâhirî ve bâtınî hükümlerine riâyet neticesinde kemâle erer. Nasıl ki dînin, abdest, namaz, oruç, zekât gibi zâhirî farzları varsa; güzel ahlâk, temiz bir vicdâna sahip olmak, merhamet, şefkat, fedakâr...

Güzel Ahlâk Sahibi Olmak

Güzel Ahlâk Sahibi Olmak Cenâb-ı Hak buyuruyor: "Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz." (Nahl, 97) Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem buyurdular: “Kıyâmet gününde mü’min kulun terâzisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” (Tirmizî, Birr, 62/2002) Bir gün Hz. Ali Radiyallahü Anh şöyle buyurdu: “-Sübhânallah! İnsanların çoğu hayır yapmaktan ne kadar da geri duruyorlar! Hayret doğrusu, bir kişiye müüslüman kardeşi bir ihtiyacı için gelir de o kişi kendisini hayır işlemeye muhtaç görmez, (kardeşinin ihtiyacını karşılamaz)! Hâlbuki onun güzel ahlâka koşması lâzımdır. Zira güzel ahlâk insanı kurtuluşa götürür.” Bu esnâda bir kişi kalkıp: “-Anam babam sana fedâ olsun ey Mü’minlerin Emîri! Sen bunları Peygamber Efendimiz’den mi iş...

Şakik-i Belhi’den Kuddise Sirrûhtan Nasihat

Şakik-i Belhi’den Kuddise Sirrûhtan Nasihat Şakîk-i Belhî Kuddise Sirrûh hazretleri, talebesi Hâtim-i Esam  Kuddise Sirrûh  hazretlerine sordu: - Ne kadar zamandır benden ders alıyorsun? - 33 senedir. - Bu kadar zaman içinde benden neler öğrendin? - Sekiz şey öğrendim. - Yazıklar olsun sana! Çok üzüldüm, emeklerim boşa mı gitti? - Hocam, siz sordunuz, ben de doğrusunu söyledim. Sekiz şey öğrendim. - Peki, nedir bu sekiz şey? - İnsanlara baktım. Sevdiği şeyler, onlarla mezara kadar arkadaşlık ediyor ve sonra onu yalnız bırakıp ayrılıyorlar. Onlarla beraber mezara girip, dert ortağı olmuyorlar. Bu hâli görünce, (Dünyada öyle bir dost seçmeliyim ki, mezara benimle gelsin, bana orada arkadaşlık etsin) diye düşündüm. Aradım, taradım, Allah’ü Teâlâ’ya yapılan ibadetlerden başka, böyle sadık bir sevgili bulamadım. Ben de ibadetlere sarıldım. - Çok doğru, çok güzel etmişsin. -Peki, ikincisi nedir? - İnsanlara baktım, çok kimse, arzuları, nefsleri pe...