Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Atalarımızda Nâil Var Noel Yok

  Atalarımızda Nâil Var Noel Yok   Ey Müslüman kardeşlerim! Bizim imanımızda yalana inanmak, batıla kanmak olmamalı. Nefsimizin keyfi uğruna, ruhumuzu kederlendirmemeli… Muhterem din kardeşlerim! Lütfen bu pek mühim ifadelere kulak veriniz, görme organınızı hakikat dairesine çeviriniz. O cihete çivileyiniz, kilitleyiniz... Demem o ki; Hristiyan kültürünü kütür kütür yemeyiniz! Milâdî takvim bize sonradan geçmiş, reddetmiyorum. Zira ne yapsak kullanmamayı önleyemeyiz artık... Lâkin "Yılbaşı" adı altındaki Hristiyan âdetlerinin kutlaması diye bir şeyin, bizim medeniyetimizde katiyen yeri olmadığını birbirimize anlatabiliriz. Kapitalizmin tuzağına çekilmememiz gerektiğini birbirimize telkin etmeliyiz. Batı coğrafyasının bâtıl kültürü, daha sarîh ifâde etmek icab ederse, bünyemize sirâyet eden tüketim kültürü, daha da öz ifâdeyle sömürü sistemi "Noel Baba" saçmalığıyla milletimizin cebini bir güzel sömürüyor, boşaltıyor..! (Sadece cebini mi; ya mânevî mesken

Ana-Babanın Rızası, Cennet Yoludur

Ana-Babanın Rızası, Cennet Yoludur   Kuşkusuz anne ve babalar, bir insanın üzerinde en çok hakkı olan kişilerdir. Onlara iyi davranmalı, yanlarında yaşlanacak olurlarsa onlara “Öfff!” bile dememelidir. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki: "Allahın rızası, ana-babanın rızasındadır." (R. Nasihin) "Ana-babaya itaat, Allaha itaattir, onlara asi olmak, Allah’ü Teâlâ’ya asi olmaktır." (Taberânî) "Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibadettir." (Ebu Nuaym) "Ana babanın yüzüne acıyarak bakana, hac ve umre sevabı verilir." (İ. Rafiî) "Anne ve baba aynı anda çağırınca, önce annenin çağrısına uy!" (Deylemî) "Cennet anaların ayaklarının altındadır." (Ramûz) "Rabbın rızâsı, babanın rızâsındadır. Rabbın gazabı, babanın gazabındandır." (Ramûz) "Sen de, malın da babana aittir." (İbni Mâce) "Ana-babasını hizmetleriyle razı eden, Allahı razı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allahı gazaplandırmış olur.

Oğlum! Bana Azîz Mahmûd Hüdâyî Derler

  Oğlum! Bana Azîz Mahmûd Hüdâyî Derler   Yıl 1975. Öğle namazına yakın bir vakitte Hazret-i Pîr’in türbesi önüne nur yüzlü, buğday tenli ve tıknaz boylu bir genç gelmişti. O an tesâdüfen Azîz Mahmûd Hüdâyî Câmii’nin imamına rastladı ve: “–   Efendim! Ben Azîz Mahmûd Hüdâyî’yi görmeye geldim! Kendisiyle nasıl görüşebilirim? Acabâ şu an burada mıdır?” diye sordu. Böyle bir suâl karşısında şaşıran imam Muharrem Efendi: “–   Oğlum! Evet Azîz Mahmûd Hüdâyî burada!” dedi. Hazret-i Pîr’in orada olduğunu duyan genç, sevinçle: “–   Lütten beni onunla görüştürünüz!” dedi. Fakat buna bir mânâ veremeyen Muharrem Efendi, türbenin yanında olduklarından tekrar: “–   Oğlum! Azîz Mahmûd Hüdâyî burada!” dedi. Genç de, talebini tekrarladı: “–   O zaman benimle görüştür! Ben onunla görüşmek istiyorum!” dedi. Muharrem Efendi, hâlâ gencin hâlinden bir şey anlamadığından meseleyi çözebilmek için: “–   Evlâdım! Sen Azîz Mahmûd Hüdâyî’yi tanıyor ve biliyor musun?” diye sordu. Yüzü

Necip Fazıl Kuddise Sirrûh’un Harika Sözleri -2-

Necip Fazıl Kuddise Sirrûh’un Harika Sözleri -2-   001- Gördüm ki, akılla hiçbir yere varılmaz ve her şey aklın ötesindeki peygamberlik tavrına teslim olmaktan ibaret; böyle yaptım. Resulün ruh feyzine büründüm ve kurtuldum. 002- Kendimizi kendi içimizde; fert ve cemiyetimizi içinden ve dışından kucaklayarak kendi 003- içimizde tamamlığa erdirmeden dışarıda gözü olmak, bu iç oluşa ihanettir. Ötesi, olduktan sonra düşünülecek iş… 004- Çilemizi bile bile, göre göre, doya doya doldurmadıkça kurtulamayız. Elverir ki ıstırap çekmeyi, acıya katlanmayı bilelim… Acı çeken, acı çekmeyi bilen, onu savmayı da bilecek olan demektir. 005- Cam gibi mücella ve pürüzsüz bir düzlük üstünde bütün fetihleriyle yükselen İslam… 006- İnsanlar dalga dalga, Allah dininin kapısına doğru akıyor… 007- “Allah hiçbir nefse gücünden fazlasını yüklemez.” Derin bir nefes aldı. Kurtulmuş muydu yoksa? Madem yükü bu kadar ağırdı, demek onu çekecek güce de sahipti… 008- Basit kişiler hep ilgi gö