Kayıtlar

onun etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Her Neysen Onun En İyisi Olmalısın

Her Neysen Onun En İyisi Olmalısın Dağ tepesinde bir çam olamazsan Vadide,  bir çalı ol, Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir ot parçası ol, Bir yola neşe ver. Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol, Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmağa mecburuz. Dünyada hepimiz için birer şey var, Yapılacak büyük işler, küçük işler var. Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir. Cadde alamazsan patika ol, Güneş olamazsan yıldız ol; Kazanmak ya da kaybetmek ölçü ile değildir. Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın! Douglas Malloch Ya olduğun gibi görün veya göründüğün gibi olmalısın! Herkese karşı saygılı, mesafeli, edepli olmalısın. Hazreti Ali Radiyallahü Anh: “Dostlarınıza, bir gün düşmanınız olacakmış gibi, düşmanlarınıza bir gün dostunuz olacakmış gibi hareket edin, itidalden ayrılmayın, ifrata gitmeyin”   buyuruyorlar. Ömer Radiyallahü Anh buyuruyorlar ki; “Mümin aldatıldığı

Allah’ım Beni Onun Gibi Yapma!

Allah’ım Beni Onun Gibi Yapma! Bir zamanlar bir çocuk annesini emiyordu. Oradan şahlanmış bir at üzerinde kılık kıyafeti güzel bir adam geçti. Onu gören kadın: "Allah'ım şu oğlumu bunun gibi yap!" diye dua etti. Çocuk memeyi bırakarak adama doğru yönelip baktı ve: "Allah’ım beni bunun gibi yapma!" diye dua etti. Sonra tekrar memesine dönüp emmeye başladı." Ebu Hureyre der ki: "Ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı, şehadet parmağını ağzına koyup emmeye başlayarak, çocuğun emişini taklit ederken görür gibiyim." Rasulullah anlatmaya devam etti: "Sonra annenin yanından bir kalabalık geçti. Ellerinde bir cariye vardı. Onu dövüyorlar ve: "Seni zâni seni! Zina yaparsın, hırsızlık yaparsın ha!" diyorlardı. Cariye ise: "Allah bana yeter, o ne iyi vekildir!" diyordu. Çocuğun annesi: "Allah’ım çocuğumu bunun gibi yapma!" dedi. Çocuk yine emmeyi bıraktı, cariyeye baktı ve: &qu

Devrim: İlk Ve Tek Türk Otomobili

Devrim: İlk Ve Tek Türk Otomobili Yeryüzündeki hiçbir otomobil onun kadar yanlış tanıtılmadı, onun kadar aşağılanmadı. 40 yıla yakın bir süre boyunca 27 Mayıs darbesinin simgesi gibi görüldü ve gösterildi. Kimileri "modeli çalıntı" dedi, kimileri ise "Türk mühendislerinin yetersizliğinin simgesi" olduğunu ileri sürdü. Ancak gerçek o kadar farklıydı ki.. İşte "Devrim", bundan tam tamına 42 yıl önce, hayal kurması şiddetle yasaklanmış olan böyle bir toplumda doğdu. Türkiye’nin ilk gerçek yerli otomobil prototipiydi o. Koç topluluğunun resmi tarihe göre "ilk" sayılan "Anadol’undan daha önce doğmuştu. Ancak, dedik ya, bu sıkıştırılmış toplum için haddi fazlasıyla aşan bir çabanın, cüretkâr bir hayal gücünün ürünüydü "Devrim". Nitekim, anında cezalandırıldı. Bir daha da yıllar boyunca kimseler adını bile anmayacaktı. Anmamak söyle dursun, üretilmiş olan üç tane gıcır gıcır "Devrim"den ikisinin karanlık güçler tarafından

Hayır, Ben O Değilim!

Resim
Hayır, Ben O Değilim! Hayır, ben o değilim! Hani çölde ölmek üzereyken bir fotoğrafçının deklanşöründe yaşamını bırakan… Hani yanı başında ölmesini bekleyen kartalla aynı karede fotoğrafı çekilen çocuk… Hani o fotoğrafı çektikten bir yıl kadar sonra, meslek aşkının insan hayatından önce gelmesini kendi içinde çözemeyerek, intihar eden gazetecinin çektiği fotoğraftaki çocuk… Ben o değilim! Ama onun kadar masum ve açım! Onun kadar yardıma muhtacım! Beni bu çöllerde unutmayın!

Ebû Damdam Olmaktan Aciz miyiz?

Ebû Damdam Olmaktan Aciz miyiz? Mekke Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem tarafından fethedildiğinde Ebû Cehil'in oğlu İkrime kaçmıştı. Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem ise onun bütün yaptıklarını bağışlayıp aman verdi ve yanına çağırdı... İkrime gelip de Rasulullah'ın onu affettiğini öğrenince hemen Müslüman oldu ve şöyle haykırdı: – “Vallâhi yâ Rasûlâllah, İslâmʼa düşmanlık yolunda harcadığım şeylerin en az bir mislini de Allah’ü Teâlâ Hazretleri’nin yolunda harcayacağım!” (Hâkim, III, 271/5059; Vâkıdî, II, 851–853; Tirmizî, İsti’zân, 34/2735) Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, Ebû Cehil gibi bir kâfirin oğlu olan ve İslâm'a karşı çok mücadele etmiş İkrime'yi; çok sevdiği amcası Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi’yi ve nicelerini affetmişti. Çünkü O Sallallahü Aleyhi Vesellem, ceza ve kınama için değil; âlemlere Rahmet olarak gönderilmişti... Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem, kendisi insanları affettiği gibi bizlere