Kayıtlar

Mağara etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sevr Mağarasındaki Kuş

Sevr Mağarasındaki Kuş Peygamber Efendimiz hicret ettikleri zaman yanlarında Ebu Bekir Sıddık Radiyallahü Anh ile beraber yola çıkmışlar ve takipçilerden kurtulmak için bir mağaraya sığınmışlardı. O mağarada üç gün üç gece gibi bir zaman kaldılar. Bu arada mağaranın ağzında duran bir kuş Hazreti Ebu Bekir'in dikkatini çekti: - Ya Resûlallah yeryüzündeki bütün canlı varlıkların rızkı Allah üzerine olduğuna göre, bu kuşun birkaç günden beri hiçbir şey yemeden durduğunu görüyor ve hayret ediyorum, bunun sebebi nedir acaba? Diye sordu. Bu esnada Cebrail aleyhisselâm gelip Hazreti Ebu Bekir'in isterse kuş ile konuşabileceğini haber verdi. Peygamber Efendimiz de Cebrail'in söylediklerini Hazreti Ebu Bekir'e söyledi. Hazreti Ebu Bekir, kuşla konuşmaya başladı: - Ey kuş! Sen ne yiyip ne içersin, bunu bana Allah'ın izniyle açıkla! Dedi. Kuş bir müddet baygın vaziyette yere düştü ve daha sonra kalkıp: - Ya Eba Bekir! Bunu bana sorma! Bu Allah'la

Mağarada Yedi Kişi

Mağarada Yedi Kişi Ağaçlardan, taşlardan yapılmış putlara tapılan bir ülkede Dakyanus isimli bir kral vardı. Her zaman yanına devlet adamlarını alır, altın ve gümüş ile süslenmiş saltanat arabasına biner ve put haneye giderdi. Put hanenin içinde bir sürü put vardı. Yine bir gün kral put haneye geldi. Putların önünde yere kapandı. Kralı gören herkes onun yaptığını yapmıştı. Ancak oradaki gençlerden birisi putların önünde saygı duruşunda bulunmadı, yere de kapanmadı. Bu gencin arkadaşları onun yere kapanmadığını görmüşlerdi. Kral gittikten sonra, arkadaşları o gencin yanında toplandılar: Arkadaş, sen neden ilahlarımıza tapınmadın? O genç cevap verdi: Arkadaşlar, ben çok düşündüm, sonunda bu putların hiçbir işe yaramadığını anladım ve sonra, her şeyin yaratıcısı Yüce Allah'a inandım. Şimdi artık Allah'a ibadet ediyorum. Bu sözleri dinleyen gençler düşünmeye başladılar. Sonra hepsi de o gencin dediklerine katıldılar ve Allah'a inanıp şöyle dua ettiler: - Allah

Eshab-Keyf (Mağara Arkadaşları)

Eshab-Keyf (Mağara Arkadaşları) Hazreti Isa aleyhisselâmdan sonra încil ehlinin işi karmakarışık, alt üst olmuş, aralarında günahkârlar büyümüş, hükümdarlar azgınlaşmış ve putlara tapar; putlar için kurbanlar keser hale gelmişlerdi. Bu yolda en ileri gidenlerden birisi de Rum hükümdarlarından Dekyanus idi. Bu hükümdar Rum diyarını dolaşıp putperestliği kabul etmeyen Isa ümmetini katlediyordu.  Dekyanus bu gezisi sırasında nihayet Eshâb-ı Kehf’in şehri olan Dekinos’a da indi. İner inmez de îman ehlini takip ve toplanmasını emretti, iman ehli bunu duyduklarından dolayı şuraya buraya kaçıp gizlenmişlerdi. Şehrin kâfirlerinden tâyin ettiği zabıtası, îman sahiplerini takip ediyor, gizlendikleri yerlerden çıkarıp Dekyanus’a getiriyorlardı. O da putlara kurban kesilen mezbaalara sevkedip kendilerini putlara tapmak ile öldürülmek arasında muhayyer bırakıyordu. Alçak dünya hayatına rağbet gösterip de bu katliâmdan korkanlar onun dediğini yapıyorlar, ebedî hayatı tercih edenleri ise öl

Mağara Ashabının Kıssası

Mağara Ashabının Kıssası 4960 - İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola çıktılar. Akşam olunca geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler. Dağdan kayan bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında: "sizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaatçi kılarak Allah'a yapacağınız dualar kurtarabilir!" dediler. Bunun üzerine birincisi şöyle dedi: "Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirini yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım. Hâla uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, o