Kayıtlar

Necati etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Batı ve Katliamları

Batı ve Katliamları M. Necati Özfatura      ·      Hıristiyan Batı’nın tarihi “Katliamlar ve soykırımlar tarihidir.” Bu katliamlar o kadar çoktur ki ciltlere sığmaz. Batı 1492 tarihinde Amerika kıtasına ayak bastı. ·      İspanyol ve Amerikalılar 22 yıl içinde “Arawaks” yerlilerine yaptığı soykırım ile (1514) Arawaks yerlilerinin sayısı 8 milyondan 28 bine indi. ·      Norveçliler 1920-1930 yılları arasında Norveç’e sığınan “Tatarlar”ın kızlarını zorla kısırlaştırdılar. Kısırlaştırmadıklarına ise “insülin ve elektroşok” uyguladılar. Bu işi Nordik ırkını korumak için zulümle yaptılar. ·      İngilizler Avustralyalı yerli halkı salgın hastalıklar ve yemeklerine zehir katarak katletti. 750 bin siyah derili “Aborjin”den geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi. ·      Almanlar Batı Afrika’da “Namibya”da altın ve zümrüt madenlerini ele geçirmek için: “Heroro ve Namalar” yerli halkını katlettiler. 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi. ·      Almanlar 1933-45 arasınd

Bay Necatinin Ölümü

Bay Necatinin Ölümü Onk. Dr. Haluk Nurbaki Rahmetli babam o zamanlar Konya’nın tek gazetesi olan "Babalık" gazetesinin başyazarı idi.  Ondan işittiğim şu olayı aynen naklediyorum: "Devrin ilk Maarif Vekillerinden (Milli Eğitim Bakanı) Necati Konya'ya gelmiş ve Latin harflerinin üstünlüğünü(!)  Anlatmak üzere bir konferans düzenlemişti.  Şehrin her tarafına yapıştırılan ilanlarda: "Eski Harflerle Birlikte Kuran’ı da Tarihe' Gömdük" yazıyor ve konferansın ertesi gün saat 10'da verileceği belirtiliyordu. Akşam, mükellef bir ziyafet verildi.  Yemekten sonra Bay Necati, ani bir apandisit krizine yakalandı.  Ve hemen hastaneye kaldırılarak ameliyat edildi.  Gösterilen itinayı anlatmaya lüzum yok, bütün hastane hatta Konya ayakta idi.  Bay Necati kurtulmuş, fakat ne çare ki haddini aşarak Kur'an'a dil uzatmıştı.  Gece yarısı, imkânsız denebilecek bir şey oldu.  Ve  Bay Necati'nin yatağı yan demirinden kırıldı

İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh

İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh Zengin bir tüccar ailenin çocuğu olan ve kendisi de ticaretle uğraşan İmam-ı Âzam, ilim öğrenmeye başlayışını şöyle anlatır: “Bir gün âlimlerinden Ebu Amr eş-Şa’bî’nin yanından geçiyordum. Beni çağırdı ve: – Nereye devam ediyorsun, dedi. – Çarşıya, dedim. – Maksadım o değil, âlimlerden kimin dersine devam ediyorsun, dedi. – Hiçbirinin dersinde devamlı bulunamıyorum, dedim. – İlim ile uğraşmayı ve âlimler ile görüşmeyi sakın ihmal etme! Ben senin zeki, akıllı ve kabiliyetli bir genç olduğunu görüyorum, dedi. Şa’bî’nin bu sözü beni etkiledi. Ticareti ortağıma bırakıp ilim yolunu tuttum.” İmam-ı Âzam Rahmetullahi Aleyh önce kelâm ilmini ve münazara bilgilerini Ebu Amr eş-Şa’bî’den öğrendi. Kısa zamanda bu ilimlerde parmakla gösterilecek bir seviyeye ulaştı. İmam-ı Âzam’ın talebesi Züfer b. Hüzeyl şöyle demiştir: “Hocam Ebu Hanife der ki: Önce kelâm ilmini öğrendim. Daha sonra Hammad b. Ebi Süleyman’ın ders halkasına katılarak fıkıh ilmi