Kayıtlar

Gelmez etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hayat Acele Etmeye Gelmez!

Hayat Acele Etmeye Gelmez! Yıllar önce çok uzaklarda yaşayan bir adam varmış. Durumu pekiyi olmayan bu adam evini geçindirip eşine bakmak için evinden çok uzağa çalışmaya gitmiş. Yıllarca zor şartlarda çalışıp ailesine para göndermiş ve aynı zamanda da 3000 akçe biriktirmiş. Artık yeteri kadar para biriktirdiğini ve eve dönme vaktinin geldiğine karar verdikten sonra dönüş yoluna düşmüş. Dönüş yolunda yolu büyük bir şehire düşmüş. Şehrin içinden geçerken bir köşe başında bekleyen bir adam: “Bir nasihat 1000 akçe!” diye bağırıyormuş. Adamın bu işe aklı ermemiş. Ben yıllarca çalışıp bu kadar para biriktirdim bu adam bir nasihat için 1000 akçe istiyor acaba vereceği nasihat ne diye düşünürken adamın yanına gitmiş. Uzunca düşündükten sonra 1000 akçeyi adama vermiş ve nasihati dinlemek için Kulaklarını iyice açmış. Adam kulağına eğilmiş ve: “Kaderde Ne Varsa O Çıkar!” demiş. Bunu duyduktan sonra düşünceli düşünceli yola devam ederken başka bir köşede bir adamın sesin

Yarın, Yarın Deme Hiç Belki Yarın Hiç Gelmez!

Yarın, Yarın Deme Hiç Belki Yarın Hiç Gelmez! ·      Geceleri kalk, tevbe istiğfar et, Namaz kıl, Kur’an-ı Kerim oku! Mezara girince geceleri kalkamazsın… ·      Günahlarına acele Nasuh tevbesi yap! Yaran çok geç olabilir… ·      Tasarladığın hayır ve iyilikleri, yarın yaparım deyip erteleme; hemen yap! Yarın gelmeyebilir… ·      Kalbini kırdığın, üzdüğün, hakkını aldığın kişilere haklarını ver, hemen helâlleş! Ya onlar, ya sen hemen ölebilirsiniz… Sonra helâlleşemezsiniz, ahirette helâlleşmek çok zor olabilir. ·      Sağlığına dikkat et! Sağlık bir daha ele geçmez… ·      İsraftan, savurganlıktan kaçın! O malı bir daha kazanamazsın, kazansan da günahını çekemezsin… ·      Zamanını Allah’ü Teâlâ yolunda değerlendir, bir saniyeni bile boşa geçirme! Bir daha o anlar eline geçmez… ·      Annen baban hayattaysa bir saniye bile bekleme! Hemen git ellerini öp, helâllik dile, dualarını al! Yapabileceğin en güzel iyiliği hemen yap! Sonra yapmaya vaktin olmayabilir… ·     

Çalışmak

Çalışmak Sana hiçbir şey kendiliğinden gelmez. Senin mutlaka çalışman, çaba ve gayret göstermen gerekir. Takdir-i ilâhi budur deyip oturmak ve iman ve ibadet yolunda çalışmamak caiz değildir. Bilakis; çalışmak, hamle yapmak ve takdirdekini elde edebilmek için uğraşmak, didinmek ve gayret sarf etmek gerekir. Belki de Allah, hiçbir uğraşmaya ve didinmeye lüzum kalmadan o imanı bize bahşedecektir. Ancak, ne olursa olsun, imanı ve bilgiye dayanan sarsılmaz inancı elde edebilmek için, bizim mutlak surette çalışmamız gereklidir. Hiç şüphe yok ki, çalışmadan eline bir şey geçmez. Helâl rızkını elde etmek için çalışmadın, didinmedin, gayret göstermedin. Allah yolunda mücahede et. Miskin miskin oturma. Çalışmadan, yorulmadan ve emek sarf etmeden hazıra konmayı düşünme. Sen işe başla. Çalışmaya koyul. Senden başkası gelir, meşgaleni tamamlar. (Abdülkâdir Geylânî Kuddise Sirrûh)

Neden Başımıza Bir Ömer Gelmez?

Neden Başımıza Bir Ömer Gelmez?     Hazreti Ömer Radiyallahü Anh geçtiği yollardan taşları ayıklar, halkın ayağına değmesi muhtemel acıtıcı maniaları bizzat temizlerdi. Birgün yine yoldan giderken gözüne çarpan bir taşa ayağıyla vurdu. Yolun kenarına doğru yuvarlanan taş, gelmekte olan bir sahabinin ayağına çarptı.      Buna müteessir oldu; fakat bir şey söylemeden geçip gitti.     Aradan bir sene geçmişti. Hazreti Ömer, aynı yolda yürürken, rastladığı taşları yine ayak ucuyla vurup kenara itmekteydi. Tam o sırada, geçen sene ayağına taş değen sahabide oradan geçiyordu.     Halife cebinden para dolu bir kese çıkartıp uzattı:     - Buyur, bunu harçlık et!     Sahabi heyecanlandı:8520/     - Harçlığım var, ya Emire'l-Mü'minin!     - Biliyorum harçlığın var; fakat buna rağmen kabul etmeni istiyorum!     - İhtiyacım yok.     - Peki, sen bu sene hacca gitmeyecek misin?     - Gideceğim.     - Öyle ise bunu al da, yol harçlığı yap!     - Yol haçlığım da v

Neden Başımıza Bir Ömer Radiyallahü Anh Gelmez?

Neden Başımıza Bir Ömer Radiyallahü Anh Gelmez?  Hazreti Ömer Radiyallahü Anh geçtiği yollardan taşları ayıklar, halkın ayağına değmesi muhtemel acıtıcı maniaları bizzat temizlerdi. Bir gün yine yoldan giderken gözüne çarpan bir taşa ayağıyla vurdu. Yolun kenarına doğru yuvarlanan taş, gelmekte olan bir sahabenin ayağına çarptı.  Buna müteessir oldu; fakat bir şey söylemeden geçip gitti.  Aradan bir sene geçmişti. Hazreti Ömer Radiyallahü Anh, aynı yolda yürürken, rastladığı taşları yine ayakucuyla vurup kenara itmekteydi. Tam o sırada, geçen sene ayağına taş değen sahabe de oradan geçiyordu.  Halife cebinden para dolu bir kese çıkartıp uzattı:  - Buyur, bunu harçlık et!  Sahabe heyecanlandı:  - Harçlığım var, ya Emire'l-Mü'minin!  - Biliyorum harçlığın var; fakat buna rağmen kabul etmeni istiyorum!  - İhtiyacım yok.  - Peki, sen bu sene hacca gitmeyecek misin?  - Gideceğim.  - Öyle ise bunu al da, yol harçlığı yap!  - Yol haçlığım da var.  - Bi