Neden Başımıza Bir Ömer Radiyallahü Anh Gelmez?


Neden Başımıza Bir Ömer Radiyallahü Anh Gelmez?

 Hazreti Ömer Radiyallahü Anh geçtiği yollardan taşları ayıklar, halkın ayağına değmesi muhtemel acıtıcı maniaları bizzat temizlerdi. Bir gün yine yoldan giderken gözüne çarpan bir taşa ayağıyla vurdu. Yolun kenarına doğru yuvarlanan taş, gelmekte olan bir sahabenin ayağına çarptı.
 Buna müteessir oldu; fakat bir şey söylemeden geçip gitti.
 Aradan bir sene geçmişti. Hazreti Ömer Radiyallahü Anh, aynı yolda yürürken, rastladığı taşları yine ayakucuyla vurup kenara itmekteydi. Tam o sırada, geçen sene ayağına taş değen sahabe de oradan geçiyordu.
 Halife cebinden para dolu bir kese çıkartıp uzattı:
 - Buyur, bunu harçlık et!
 Sahabe heyecanlandı:
 - Harçlığım var, ya Emire'l-Mü'minin!
 - Biliyorum harçlığın var; fakat buna rağmen kabul etmeni istiyorum!
 - İhtiyacım yok.
 - Peki, sen bu sene hacca gitmeyecek misin?
 - Gideceğim.
 - Öyle ise bunu al da, yol harçlığı yap!
 - Yol haçlığım da var.
 - Biliyorum ki yol harçlığın da var. Fakat ben bu harçlığı, bana olan hakkını helal etmen için vermekteyim.
 Geçen sene bu yolda taşları ayıklarken, ayağımla vurduğum bir taş, yuvarlanıp senin ayağına değmiş; ben de halkımdan birinin ayağına taş vurup acıttığım için üzüntüye kapılmıştım. Beni bu üzüntüden kurtarman ve üzerime geçen hakkını helal etmen için, bu harçlığı vermeyi düşündüm. Alır da hakkını helal edersen, beni huzura kavuşturur, memnun edersin. Biliyorsun kul hakkı başkalarına benzemez!
 Bu, o günkü devlet reisinden bir misal! Şimdi bir de o günkü halktan bir numune arz edeceğim:
 Biliyorsunuz Hazreti Ebu Zerr Radiyallahü Anh, komşusunun karnı açken bir Müslüman'ın kendi evinde tok olarak uyumayacağını söylüyor; elinde imkânı olan kimseleri, borç harç içinde inleyen din kardeşlerine yardım etmemeleri halinde, cehennemin şiddetli azabıyla ikaz ediyordu.
 Onun bu iddiasında samimi olup olmadığını anlamak için, bir gün kendisine bir kese dolusu para gönderip, hediye olarak kabul etmesini istediler.
 Ebu Zerr Radiyallahü Anh, bu parayı kabul edemeyeceğini, kendisinden daha fakir olanlara vermesi gerektiğini ısrarla söyleyince, parayı getiren köle, "Bunu sen kabul edersen benim hürriyetime kavuşacağımı söylediler" diyerek kabul ettirdi.
 O gecenin sabahında köle tekrar gelerek:
 - Size akşam getirdiğim parayı yanlış yere getirmişim. Başkasına vermem gerekmiş; parayı geri istiyorum dedi.
 Ebu Zerr Radiyallahü Anh’in buna cevabı şöyle oldu.
 - Ben komşumun borç harç içinde kıvrandığı bir zamanda, evimde para biriktirip, zevk-u sefa içinde yaşamamın doğru olmayacağına inandığım için, sizin verdiğiniz parayı daha akşamdan fakir ve perişan kimselere dağıttım. Şu anda sana verecek param yoktur!
 İşte bu da o günkü Asr-ı Saadet halkından bir misal!
 Şimdi biraz daha sonraya, hicretin yetmişinci senelerine doğru geliyoruz. Tarihte zulmüyle şöhret yapmış Hacca-ı Zalim, birçok sahabenin boynunu vurmuş; mancınıkla Kabe'yi taşa tutup Beytullah'ı bile yaralamış; hayatta kalan az sayıdaki ashabın da hayarını zehir etmişti.
 İşte bu adama bir gün şöyle dediler.
 - Sen Hazreti Ömer Radiyallahü Anh’in adaletini, halkına karşı takındığı müşfik tavrını biliyorsun. Ne olur, biraz da ona benze. Onun gibi ol! O, halkının boynunu vurmak şöyle dursun, kazara ayağına bir taş değmesinden bile teessüre kapılıyor; bir sene sonra da olsa, helallik diliyordu.
 Haccac'ın bu isteğe tarihi cevabı şöyle oldu:
 - Doğru söylüyorsunuz! Fakat Ömer Radiyallahü Anh’in devlet reisliği zamanıda, Ebu Zerr Radiyallahü Anh gibi de halkı vardı. Siz Ebu Zerr Radiyallahü Anh gibi hakperest ve din kardeşlerini düşünen bir Müslüman olun, ben de Ömer Radiyallahü Anh kadar adil, halkını düşünen bir kumandan olayım! Siz Ebu Zerr Radiyallahü Anh olmadıkça benden de Ömer Radiyallahü Anh 'e benzememi isteyemezsiniz. Çünkü size, ancak ben layığım!

KAYNAK: Şahin, Ahmed, Yaşanmış Örnekleriyle Aradığımız İslam

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis