Devri Alâ Duası حزب الدَّورُ الأَعلَى (حِزْبُ الوِقَايَةِ)

 Devri Alâ Duası حِذْبُ الدَّوْرُ الأَعْلىَ
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Anlamı
Okunuşu
Arapça
Sayı/Sıra
“Ezelde ve ebedde kudretin kaynağı olan ve yarattığı tüm varlıkları ayakta tutup, yöneten, tüm mevcudatın tek ilâhı olan Allah’ım! ’a Tevbe eder, af dilerim.”
“Estağfirullah el-azîm el-kerîm ellezî lâilâhe illâhû el-hayye’l-kayyûme ve etûbü ileyh”
أَسْتَغْفِرُ اللهَ العَظِيمَ الَّذِي لَا إلَهَ إلَّا هُوَ، الحَيُّ القَيُّومُ، وَأتُوبُ إلَيهِ
7 defa İstiğfar
“1.Bismillâhirrahmânirrahîm.
2. Hamd Âlemlerin Rabbi Allah'adır.
3. Rahman'dır, Rahim'dir O.
4. Hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) mâlikidir.
5. (Allah’m!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
6. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet.
7. Gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.”
“1. Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Bismillahirrahmânirrahîm.
2- Elhamdü lillâhi rabbil'alemin
3- Errahmânir'rahim
4- Mâliki yevmiddin
5- İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în
6- İhdinessırâtel müstakîm
7- Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿1﴾ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ ﴿2﴾ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ ﴿3﴾ مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ ﴿4﴾ إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ﴿5﴾ اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ ﴿6﴾ صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ ﴿7﴾.
1 defa Fatiha Sûresi
“1. De ki: "O, Allah’ım! 'tır, bir tektir." 2. "Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.) " 3. O'ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir) . Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir) ." 4. "Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir."
İhlâs Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1- Kul hüvellâhü ehad
2- Allâhüssamed
3- Lem yelid ve lem yûled
4- Ve lem yekün lehû küfüven ehad
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ ﴿١﴾ اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ ﴿٢﴾ لَمْ يلِدْ وَلَمْ يولَدْۙ ﴿٣﴾ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ ﴿٤﴾
1 defa İhlas Sûresi
“De ki: Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”
Felâk Suresi
Kul, euzü birabbil felâk, min şerri ma halak, ve min şerri gasikin iza vakab, ve min şerri neffassâti fil ukad, ve min şerri hâsidin iza hased.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِۙ ﴿١﴾ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَۙ﴿٢﴾ وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ اِذَا وَقَبَۙ ﴿٣﴾ وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِۙ ﴿٤﴾ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ ﴿٥﴾
1 defa Felâk Sûresi
“De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.”
Nass Suresi
Kul, euzü birabbin nâs, melikin nâs, ilâhin nâs, min şerril vasvasil hannas, elleziy yuvesvisu fiy sudûrin nâs, minel cinneti ven nâs.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِۙ ﴿١﴾ مَلِكِ النَّاسِۙ ﴿٢﴾ اِلٰهِ النَّاسِۙ ﴿٣﴾ مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِۙ ﴿٤﴾ اَلَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِۙ ﴿٥﴾ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ ﴿٦﴾
1 defa Nas Sûresi
Allahım (peygamberimiz) Hz. Muhammed'e ve aline (evladu iyaline) salatu selam ve esenlikler eyle! (Rahmet et, selâmetlik ver!)
Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed!
اَللّٰھُمَّ! صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّد
21 defa Salâvat’ı Şerife
Bismillâhirrahmânirrahîm “Sizin ilahınız bir tek ilahtır. Ondan başka ilah yoktur. O Rahmân'dır, Rahîm'dir.
Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayandır. Diridir, kayyumdur. O’nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İzni olmaksızın O’nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O’nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.”
Bismillâhirrahmânirrahîm
Ve ilâhukum ilâhun vâhid, lâ ilâhe illâ huver rahmânur rahîm.
Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznihi. ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd. Velâ yeûdühü hıfzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
وَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ لَٓا اِلٰهَ إلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّحهِيمُ۟ اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ إلَّا هُوَ ۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ إلَّا بِاِذْنِهِۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِٓ إِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالاَرْضَۚ وَلَا يَؤُدُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ

1 defa Ayetel Kürsi
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyle iken inkâr edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar. O öyle bir Rab’dır ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmiştir. (Kıyametin kopması için) belirlenmiş bir ecel de O’nun katındadır. Siz ise hâlâ şüphe ediyorsunuz. Hâlbuki O, göklerde de Allah’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir.
El hamdu lillâhillezî halakas semâvâti vel arda ve cealez zulumâti ven nûr(nûra), summellezîne keferû bi rabbihim ya’dilûn. Huvellezî halakakum min tînin summe kadâ ecelâ, ve ecelun musemmen indehu summe entum temterûn. Ve huvallâhu fîs semâvâti ve fîl ardı, ya’lemu sırrakum ve cehrekum ve ya’lemu mâ teksibûn. (Enam 1, 2, 3)
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالاَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ ﴿1﴾ هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ طِينٍ ثُمَّ قَضَى أَجَلَا وَأَجَلٌ مُسَمًّى عِنْدَهُ ثُمَّ أَنْتُمْ تَمْتَرُونَ ﴿2﴾ وَهُوَ اللَّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الَارْضِ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهْرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ ﴿3﴾
1 defa Enam Sûresi’nin ilk üç Ayeti Kerimesi
Esirgeyen, bağışlayan, Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım!
Bismillâhirrahmanirrahim
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
21 defa
Anlamı: Allah’a hamd, Rasûlune salat ve selam ve Aline ve ashabının tümüne olsun!
Okunuşu: Elhamdulilahi rabbil âlemin vesselatu vesselâmu âlâ Rasuline Muhammed in ve alihi ve sahbihi ecmain.

أَلْحَمْدُ لِلَّٰهِ رَبِّ الْعَالَمهِينَ وَالصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ عَلٰى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَأٰلِهِ وَصَحْبِههِٓ أَجْمَعهِينَ.
1 defa
Okunduktan sonra Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (a. s. ) ’a Âl ve Ashab Efendilerimize, Ehl-i Beyt hazretlerine ve Pir Muhyiddini Arabi Hz. lerinin ruhu şeriflerine hediye edilerek dua okunmaya başlanır.
Muhyiddin İbn Arabî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin
Hizbü’d-Devri’l-A’lâ Duası
1) Ey sonsuz dirilik, canlılık sahibi Hayy olan, Ey kendi varlığı ile kaim olup mevcudatı varlığı ile var kılan Kayyum olan Allah’ım! Seninle korundum lütfen beni koru! “Bismillâh” zırhıyla, hakikatiyle, korunmasıyla, kifâyesiyle de bunu ikram eyle Ya Rabbi!
1) Allah’ım! ümme Yâ Hayyu, Yâ Kayyûmu, bike tehassantu fahminî bi himâyeti kifâyeti vikâyeti hakîkati burhâni hırzi emâni “Bismillâh” (Fatiha/1)
اَللَّهُمَّ يَا حَيُّ، يَا قَيُّومُ! بِكَ تَحَصَّنْتُ فَاحْمِنِي بِحِمَايَةِ كِفَايَةِ وِقَايَةِ حَقِيقَةِ بُرْهَانِ حِرْزِ أَمَانِ "بِسْمِ اللهِ"،
1
2) Ey başlangıcı olmayan Evvel olan, Ey sonu olmayan Ahir olan Allah’ım! “Maşeallah la kuvvete illa billâh”; hazinesinin dairesinin içindeki gaybi sırlarla, o kıymetli dairenin içerisine lütfen beni de sok Ya Rabbi!
2) Ve adhilnî Yâ Evvelu, Yâ Ahiru, fî meknûni ğaybı sırrı dâireti kenzî “Mâşâallâhû lâ kuvvete illâ bîllah”. (Kefh/39)
وَأَدْخِلْنِي يَا أَوَّلُ، يَا آخِرُ! مَكْنُونَ غَيْبِ سِرِّ دَائِرَةِ كَنْزِ "مَا شَاءَ اللهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ"،
2
3) Ey hoşgörülü Halîm olan, Ey her türlü şeyi örten, kapayan, gizleyen Settar olan Rabbim! “Ve’tesimû bihablîllâhi” ayetinin sırrıyla, tesettürü hicabi korunma ve kurtulma vesilesiyle lütfen bana da korunmayı, örtünmeyi lütfen nasip eyle!
3) Ve esbil aleyhe Yâ Halîmü, Yâ Settâru, kenefe sıtr-i hicâbi sıyâneti necât. “Va’tesımû bihablîllâh”. (Alî imrân/103)
وَأَسْبِلْ عَلَيَّ يَا حَلِيمُ، يَا سَتَّارُ! كَنَفَ سِتْرِ حِجَابِ صِيَانَةِ نَجَاةِ "وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ"،
3
4) Ey her şey’i ihata eden, kuşatan Muhit olan, Ey kudreti her şeye yeten, Kadir olan Allah’ım! “Zalike hayrûn zalike min ayatillâh” ayetinin bereketiyle, emniyet süruruyla, giysilerin en hayırlısı olan takva libasından giyinenlerden olmayı, aziz ve güçlü kuvvetinle lütfen nasip eyle Ya Rabbi!
4) Vebni Yâ Muhîtu, Yâ Kâdiru, a’leyye sûvera emâni ihâtati mecdi sürâdiki i’zz-î a’zamet-î “Zâlike hayrûn zâlike min ayâtîllâh”. (Araf/26)
وَابْنِ يَا مُحِيطُ، يَا قَادِرُ! عَلَيَّ سُوَرَ أَمَانِ إِحَاطَةِ مَجْدِ سُرَادِقِ عِزِّ عَظَمَةِ "ذَلِكَ خَيْرٌ ذَلِكَ مِنْ آيَاتِ اللهِ"،
4
5) Ey Karîb, Ey Mucîb “Ve mahüm bi darrine bihi min ehadin illa biiznillâhi” ayetinin manasıyla, korumasıyla, hürmetiyle lütfen beni, nefsimi ailemi, dinimi, malımı, evlatlarımı, evimi icabet eyle, koru ve kurtar! Ya Rabbel âlemin!
5) Ve ei’znî Yâ Rakîbu, Yâ Mucîbu, vahrusnî fî nefsi ve dînî ve ehlî ve mâlî ve veledî, bi kelâeti iâzeti iğâseh. “Ve mahüm bi dârrine min ehadin illa bi iznillâh.” (Mücadele-10)
وَأَعِذْنِي يَا رَقِيبُ، يَا مُجِيبُ! وَاحْرُسْنِي فِى نَفْسِي وَدِينِي وَأَهْلِي وَمَالِي وَوَلَدِي بِكَلَاءَةِ إِغَاثَةِ إِعَاذَةِ "وَمَا هُمْ بِضَآرِّينَ بِهِ مِنْ أَحَدٍ إِلَّابِإِذْنِ اللهِ"،
5
6) Ey belaları reddeden, Mani olan, Ey faydaları veren, Nafi olan Allah’ım! “Ğaşiyetün min a’zabillâh” ayetlerinle, Esmalarınla, kelimelerinle, şeytanın şerrinden, sultanın şerrinden ve herhangi bir zalimin veya haklarımı gasb etmek isteyen zorbanın şerrinden lütfen beni koru Ya Rabbi!
6) Ve kınî Yâ Mâniu, Yâ Nâfiu, bi esmâike ve ayâtike ve kelimâtike min şerriş-şeytâni vessultani fein zâlimun ev cebbârun beğâ a’leyye ahâzethü. “Ğaşiyetün min a’zâbillâh”. (Yusuf/107)
وَقِنِي يَا مَانِعُ، يَا نَافِعُ! بِآيَاتِكَ وَأَسْمَائِكَ وَكَلِمَاتِكَ شَرَّ الشَّيْطَانِ وَالسُّلْطَانِ فَإِنْ ظَالِمٌ أَوْ جَبَّارٌ بَغَى عَلَيَّ أَخَذَتْهُ "غَاشِيَةٌ مِنْ عَذَابِ اللهِ"،
6
7) Ey zillete düşüren, değersiz kılan, Muzill olan, Ey zarar vereni yaptığının karşılığıyla ödeştiren, Muntakîm olan Allah’ım! Zulmedici kulların ve onların yardımcıları eğer bana kötü tuzak hazırlamışlarsa onların işitmelerine kalplerine, basiretlerine “Femen yehdiyhi min ba’dillâh” ayetindeki gibi bir perde koyarak, kuratarıcım ol! Lütfen Ya Rabbi!
7) Ve neccinî Yâ Muzillu, Yâ Muntekimu, min a’bîdike-zzâlimine bâğine a’leyye ve e’vânihim fein hemme lî ahadun minhüm bi sûin hazelehûllâh. Ve hateme a’lâ semi’hî ve kalbihi cea’le a’lâ basarihî ğişâveten “Femen yehdîhi min ba’dillâh” (Casiye/23)
وَنَجِّنِي يَا مُذِلُّ، يَا مُنْتَقِمُ! مِنْ عَبِيدِكَ الظَّالِمِينَ البَاغِينَ عَلَيَّ وَأَعْوَانِهِمْ فَإِنْ هَمَّ لِي أَحَدٌ مِنْهُمْ بِسُوءٍ خَذَلَهُ اللهُ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً "فَمَنْ يَهْدِيهِ مِنْ بَعْدِ اللهِ"،
7
8) Ey izhar ettiklerini geri alan ve her şey’i kudreti altında tutan Kabız olan, Ey dilediği her şeyi ortadan kaldıran Kahhar olan Allah’ım! Bana tuzak kuranların mekirlerine, hilelerine, azaplarına karşı “Fe ma kane lehü min fi’etin yensurunehu min dün’illâhi” ayetinin sırrıyla, manasıyla, yardımcı olduğun kullarının arasına beni de dâhil eyle! Tuzakçıları da rezil, mağlup ve perişan olarak reddet, kifayet eyle! Onları Sana havale ediyorum Ya Rabbi!
8) Vekfinî Yâ Kâbidu, Yâ Kahhâru, hadîa’te mekrihim vardudhûm a’nnî mezmûmîne medhûrine bi tahsîri te’ğiyir tedmîr. “Fe mâ kâne lehû min fietin yensurûnehu min dûnillâh”. (Kasas/81)
وَاكْفِنِي يَا قَابِضُ، يَا قَهَّارُ! خَدِيعَةَ مَكْرِهِمْ وَارْدُدْهُمْ عَنِّي مَذْمُومِينَ مَدحُورِينَ بِتَخْسِيرِ تَغْيِيرِ تَدْمِيرِ "فَمَا كَانَ لَهُ مِنْ فِئَةٍ يَنْصِرُونَهُ مِنْ دُونِ اللهِ"،
8
9) Ey zatına ve Sıfatlarına fenalık, noksanlık, sınırlılık ve hiçbir şekilde kusur bulunmayan; Subbuh olan! Ey, mukaddes ve arı Kuddüs olan Allah’ım! “Akbil velâ tehaf inneke min’el aminine” bi fadlîllâhi ayetinde ki münacatın lezzetini lütfen bana tattır ve bu ayetin fazlıyla, sırrıyla emniyet içerisinde bulunanlardan olmayı da lütfen nasip eyle Ya Rabbi!
9) Ve eziknî Yâ Subbûhu, Yâ Kuudûsu, lezzete münâcâti. “Akbil velâ tehaf, inneke minel’âminîn”. Bi fadlillâh. (Kasas/31)
وَأَذِقْنِي يَا سُبُّوحُ، يَا قُدُّوسُ! لَذَّةَ مُنَاجَاةِ "أَقْبِلْ وَلَا تَخَفْ إِنَّكَ مِنَ الآمِنِينَ" بِفَضْلِ اللهِ،
9
10) Ey zarara uğratan, her şer kabul edilenin mutlak var edicisi Darr olan, Ey ölümü tattıran ve dilediğine dönüştüren Mumit olan Rabbim! “Fe kuti’a dabir’ul kavm’illezine zalemu, velhamdüllîllâhi rabb’il a’lemiyn” ayetinin sırrıyla, zulme saplanan kavimlerin kökü kesilmiştir… Çok şükürler olsun Sana! Lütfen yine zalimlere (ayette bahs olunanlar misali) vebalini, nikalini, zevalini tattır Ya Rabbi!
10) Ve ezikhum Yâ Dârru, Yâ Mumîtu, nekâle vebâli zevâle “Fe kuti’a dâbir’ul kavmillezîne zalemû, velhamdülillâh”. (En’am/45)
وَأَذِقْهُمْ يَا ضَارُّ، يَا مُمِيتُ نَكَالَ وَبَالَ زَوَالَ "فَقُطِعَ دَابِرُ القَوْمِ الَّذِينَ ظَلَمُوا وَالحَمْدُ لِلَّهِ"،
10
11) Ey yakîn halini yaratan Selam olan, Ey gaybın sonsuz sırlarına açık idrakı oluşturan, Mü’min olan Allah’ım! Düşmanların devletine karşı “Lehüm’ül büşra fi’l hayatiddünya ve fi’l ahireti la tebdile likelimatillâh” ayetinle dünya hayatı için müjdeler verdiğin, dünya ve ahiret hayatı için ise sözlerinde, vaadlerinde bir değişiklik bulunmayan Rabbim! Bu ayetin sırrıyla lütfen beni de huzurlu eyle Ya Rabbi!
11) Ve eminnî Yâ Selâmu, Yâ Mü’mînu, Ya muheyminu savlete cevleti devletil â’dâ-î bi ğâyeti bidâyeti âyeti “Lehüm’ül büşrâ fi’l hayâtiddünyâ ve fil’âhireh. Lâ tebdîle likelimâtillâh”. (Yunus/64)
وَآمِنِّي يَا سَلَامُ، مُؤْمِنُ، يَا مُهَمْينُ! صَوْلَةَ جَوْلَةِ دَوْلَةِ الاَعْدَاءِ بِغَايَةِ بِدَايَةِ آيَةِ "لَهُمُ البُشْرَى فِى الحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِى الآخِرَةِ لَا تَبْدِيلَ لِكَلِمَاتِ اللهِ"،
11
12) Ey sonsuzluğuyla azamet sahibi A’zim olan, ey izzet bahşeden ve dilediğince değerli kılan Muizz olan Allah’ım! “Ve la yahzünke kavlühüm inn’el İ’zzete lillâhi” ayetinde ki sırrınla, celâllik sultanlığının, sanatlarının ve gururunun verdiği azametli, korkutucu tacınla beni taçlandır lütfen Ya Rabbi!
12) Ve tevvicnî Yâ A’zîmu, Yâ Muizzu, bi tâci mehâbeti kibriyâi celâli sultâni melekûti i’zz-i a’zameh. “Ve lâ yahzünke kavlühüm, inn’el İ’zzete lillâh”. (Yunus/65)
وَتَوِّجْنِي يَا عَظِيمُ، يَا مُعِزُّ! بِتَاجِ مَهَابَةِ كِبْرِيَاءِ جَلَالِ سُلْطَانِ مَلَكُوتِ عِزِّ عَظَمَةِ "وَلَا يَحْزُنْكَ قَوْلُهُمْ إِنَّ العِزَّةَ لِلَّهِ"،
12
13) Ey Zatıyla tüm kemal sıfatlarına sahip ve tek hükümran Celil olan, ey sonsuz manalara sahip, yegâne üstünlük sahibi ve üstünlüğünü de ancak kendi kendiyle değerlendiren Kebir olan Allah’ım! “Felemma ra’eynehü ekbernehünne ve kattâ’ne eydiyehünne ve kulne haşâlillâhi” ayetinin sırrıyla verdiğin celâllik, mükemmellik, ikballik, yüce azamet ihtiva eden cübbeyi bana da giydir Ya Rabbi!
13) Ve elbisnî Yâ Celîlu, Yâ Kebîru, hila’t-e celâli cemâli kemâli ikbâl. “Felemmâ ra’eynehû ekbernehu ve kattaa’ne eydiyehünne ve kulne hâşa lillâh”. (Yusuf/31)
وَأَلْبِسْنِي يَا جَلِيلُ، يَا كَبِيرُ خِلْعَةَ جَلَالِ جَمَالِ كَمَالِ إِقْبَالِ "فَلَمَّا رَأَيْنَهُ أَكْبَرْنَهُ وَقَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ وَقُلْنَ حَاشَ لِلَّهِ"،
13
14) Ey eşi benzeri olmayan A’ziz olan, Ey Aşk kaynağı, sevilen gerçek ve Tek mutlak varlık Vedud olan Allah’ım! “Yühibbünehüm kehubbillâh, vellezine amenü eşeddu hubbenlillâh” ayetinin sırrıyla, lütfuyla, ülfetiyle, yakınlığıyla bana karşı kullarının kalplerine sevgi, sadakat, meveddet eyle... Ki böylece boyun etsinler Ya Rabbi!
14) Ve elki Yâ A’zîzu, Yâ Vedûdu, a’leyye mehabbeten minke tenkâde ve tahdaa lî bihâ kulübü i’bâdeke b-il mehabbeti ve-l muazzeti meveddeti min ta’tîfi te’lîfi “yühibbûnehüm kehubbillâhi, vellezîne âmenû eşeddü hubben lillâh.” (Bakara/165)
وَأَلْقِ يَا عَزِيزُ، يَا وَدُودُ! عَلَيَّ مَحَبَّةً مِنْكَ فَتَنْقَادَ وَتَخْضَعَ لِي بِهَا قُلُوبُ عِبَادَكَ بِالمَحَبَّةِ وَالمَعَزَّةِ وَالمَوَدَّةِ مِنْ تَعْطِيفِ تَأْلِيفِ "يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللهِ وَالَّذِينَ آمَنُوا أَشَدُّ حُبًّا لِلَّهِ"،
14
15) Ey apaçık ortada, algılanabilen Zahir olan, Ey gizli ortada olmayan, algılanamayan, Batın olan Rabb’im! Lütfen “Yühibbuhum ve yühibbunehü ezilletten a’la’l mü’minine ei’zzeten a’la’l kâfirine yücahiddüne fi sebilillâhi” ayetinin sırlarının ve nurunun verdiği gücü benim üstüme de gönder! Bana da ikram ve ihsan eyle! O kulların gibi sevilmeyi, sevmeyi, mü’minlere karşı yufka yürekli olmayı nasip eyle Ya Rabbi!
15) Ve Ezhir a’leyye Yâ Zâhiru, Yâ Bâtınu, âsâra esrâri envâr. “Yühibbuhum ve yühibbûnehû ezilletin a’lel mü’minîne ei’zzetin a’lel kâfirîne yücâhidûne fî sebillillâh.” (Maide/54)
وَأَظْهِرْ عَلَيَّ يَا ظَاهِرُ، يَا بَاطِنُ! آثَارَ أَسْرَارِ أَنْوَارِ "يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى المُؤْمِنِينَ، أَعِزَّةٍ عَلَى الكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ"،
15
16) Ey varlığına bir şeyin girmesi, çıkması imkânsız, ihtiyaçtan, beri Samed olan, Ey açığa çıkaran, idrak ettiren, kendisiyle irşad olunan Nur olan, sermedi olan Allah’ım! “Fein haccuke fekul eslemtü vechiye’lillâh” ayetinin sırrıyla yüzümü işrak, ünsiyet ve cemalinin nuruyla lütfen aydınlat Ya Rabbi!
16) Ve veccih Allah’ım! ümme Yâ Samedu, Yâ Nûru, vechî bi safâi cemâli ünsi işrâk. “Fein hâccûke fekul eslemtü vechiye lillâh.” (Âlî imrân/20)
وَوَجِّهْ اَللَّهُمَّ يَا صَمَدُ، يَا نُورُ! وَجْهِي بِصَفَاءِ جَمَالِ أُنْسِ إِشْرَاقِ "فَإِنْ حَاجُّوكَ فَقُلْ أَسْلَمْتُ وَجْهِيَ لِلَّهِ"،
16
17) Ya Bedia’s semavative’l ard! Ya Zelcelâlî ve’l ikram! Ey Tek, varlığında benzeri olmayan, şeyleri icad eden, göklerin ve yerin Nur’u Cemali, Ey Celâl ve mutlak hüküm ve ikram sahibi Allah’ım! “vehlul u’kdeten min lisani, yefkahü kavli” ayetlerinin sırrıyla, manasıyla (Musa Aleyhisselam’ın dilini çözdüğün gibi) lütfen bana da üstünlüğümü belagatimi ve fasihliğimi ikram eyle! Ya Rabbi! Allah’ım! “Sümme telinü cülüduühüm ve kulubühüm li zikrillâhi” ayetinin sırrıyla, yüzü suyu hürmetine lütfen Senden korkan, derileri ürperen ve sonra, derileri ve yürekleri Allah’ın zikri için yumuşayanlara nasip ettiğin gibi bana da Rahmetinle inceliğinle lütfen acı Ya Rabbi!
17) Ve cemmilnî Ya Cemîlu Yâ Bedîa-ssemâvati ve’l ard, Yâ Zelcelâli ve’l ikrâmi bi fesâhati ve belâğati ve’l berâat. “Vehlul u’kdeten min lisânî, yefkahû kavlî”. Birikkati ra’feti rahmeti. “Sümme telînü cülûdühüm ve kulûbühüm ilâ zikrîllâh.” (Zümer/23)
وَجَمِّلْنِي يَا جَمِيلُ، يَا بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَالاَرْضِ، يَا ذَا الجَلَالِ وَالإِكْرَامِ! بِالفَصَاحَةِ وَالبَلَاغَةِ وَالبَرَاعَةِ "وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي، يَفْقَهُوا قَوْلِي" بِرِقَّةِ رَأْفَةِ رَحْمَةِ "ثُمَّ تَلِينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ إِلَى ذِكْرِ اللهِ"،
17
18) Ey hükmünü zorunlu olarak, ister istemez kabul ettiren Cebbar olan, Ey dilediği her şey’i ortadan kaldıran Kahhar olan Allah’ım! “Ve me’nnasru illâ min i’ndi’llahi” ayetinin sırrıyla, lütfen beni heybetinin kılıcıyla, gücüyle, şiddetiyle, dayanıklılığıyla, düşmanlarının zorbalığına ve gücüne karşı bana heybetini ve yüceliğini zırh gibi giydir lütfen Ya Rabbi!
18) Ve kallidnî Yâ şedîd’el betşi Yâ Cebbâru, ya Kahharü seyf’el heybeti veş’şiddeti ve’l kuvveti ve’l menaa’ti min be’si ve ceberût’i i’zzeh. “Ve me’nnasru illâ min i’ndi’llâh.” (Enfâl/10)
وَقَلِّدْنِي يَا شَدِيدَ البَطْشِ، يَا جَبَّارُ، يَا قَهَّارُ! سَيْفَ الهَيْبَةِ وَالشِّدَّةِ وَالقُوَّةِ وَالمَنَعَةِ مِنْ بَأْسِ جَبَرُوتِ عِزَّةِ "وَمَا النَّصْرُ إِلَّا مِنْ عِنْدِ اللهِ"،
18
19) Ey açan, yayan, genişlik veren Basit olan, Ey sürekli kapıları açan, tüm kapanıklıkları geçiren, Fettah olan Allah’ım! Lütfen “Rabbişrah li sadriy ve yessirliy emri” ayetinin sırrıyla bana da bu ayetin verdiği messeresi (bilinç aydınlığını) kolaylaştır ve sevinci lütfen daim ikram eyle Ya Rabbi!
Kolaylık verici, hoş tutucu Rabb’im! Lütfen “Elem neşrahleke sadrak” ayetinin sırrıyla, bereketiyle, benim de lütfen kalbime, (bilincime) genişlik, açıklık, aydınlık (nur) ikram eyle Ya Rabbi!
Ya Rabbi, “Yevmeizin yefrahul mü’minune bi nasrillâh” ayetinin sırrıyla müjdeleriyle, sevindirdiğin, yardım ettiğin ve galip getirerek, feraha kavuşturduğun mü’mib kulların gibi lütfen bizi de müjdele, sevindir, galip eyle, feraha çıkar!
19) Ve edim a’leyye Yâ Basîtu, Yâ Fettâhu, behcet’e mesarreh. “Rabbişrah lî sadrîy ve yessirlîy emrî.” Biletâif’i a’vâtif. “Elem neşrahleke sadrak.” Ve bi eşâiri beşâir. “Ve yevmeizin yefreh’ul mü’minûne bi nasr’îllâh.” (Tâ’hâ/25-26) (İnşirâh/1) (Rum/4, 5)
وَأَدِمْ عَلَيَّ يَا بَاسِطُ، يَا فَتَّاحُ! بِهْجَةَ مَسَرَّةَ "رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي" بِلَطَائِفِ عَوَاطِفِ "أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ"، وَبِأَشَائِرِ بَشَائِرِ "يَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ المُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللهِ"،
19
20) Ey lütuf sahibi, birimin özünde ve yapısında yer alır biçimde mevcut Latif olan, Ey son derece merhametli Rauf olan Rabb’im! “Ve tatmainnu kulubühüm bizikr’illâh” ayetinin sırrıyla, kalpleri seni zikretmekle huzurlu olan, iman nasip ettiğin kulların gibi benim kalbime de lütfen iman, huzur ve sükûnet ikram eyle!
20) Ve enzil allâhümme Yâ Latîf, Yâ Raûfu, bi kalbîy’el îmâne ve’l itmi’nâne vessekînete vel vekâra liekûne min ellezîne âmenû. “Ve tatmainnu kulûbühüm bi-zikr’îllâh”. (Ra’d/ 28)
وَأَنْزِلِ اَللَّهُمَّ يَا لَطِيفُ، يَا رَؤُوفُ! بِقَلْبِيَ الإِيمَانَ وَالإِطْمِئْنَانَ وَالسَّكِينَةَ وَالوَقَارَ لِاكُونَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا "وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللهِ"،
20
21) Ey sabırla rızası olmayan şeylerin neticesini bekleyen Sabur olan, Ey ikram ettiklerinin değerini bilene, şükredene fazlasıyla karşılık veren Şekur olan Allah’ım! “Kem min fietin kaliletin ğalebet fieten kesireten biiznillâhi” ayetinin sırrıyla ve izninle, sabırlı olan sabitliğinin, sadakatinin güçleri gibi bize de aynı gücü lutf eyle! Ya Rabbi!
21) Ve efriğ a’leyye Yâ Sabûru, Yâ Şekûru, sabr’ellezîne tedarra’ü bi sebâti yakîni temkîn. “Kem min fietin kalîyletin ğalebet fieten kesîreten bi’iznîllâh.” (Bakara/249)
وَأَفْرِغْ عَلَيَّ يَا صَبُورُ، يَا شَكُورُ! صَبْرَ الَّذِينَ تَدَرَّعُوا بِثَبَاتِ يَقِيْنِ تَمْكِيْنِ "كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللهِ"،
21
22) Ey koruyan, muhafaza eden, ayakta tutan, hıfz eyleyen Hafız olan, Ey vekil tutanların işini en mükemmel biçimde sonuçlandıran Vekil olan Allah’ım! “Lehü mua’kibatun min beyn’i yedeyhi ve minhalfiihi yahfizunehu min emrillâh” ayetinin sırrıyla, şahidleriyle, tanıklarıyla, askerleriyle, lütfen beni de önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, üstümden ve altımdan (her yönden) koru, koruyucum ve vekilim olan Allah’ım! ’ım!
22) Vahfeznî Yâ Hafîzu, Yâ Vekîlu, min beyn-i yedeyye ve min halfî vea’n yemînî ve a’n şimâlî ve min fevkî ve min tahtî bi vucûdi şuhûdi cûnûd. “Lehû mua’kkibâtün min beyn’i yedeyhi ve min halfihî yahfezûnehu min emrîllâh.” (Râd/11)
وَاحْفَظْنِي يَا حَفِيظُ، يَا وَكِيلُ! مِنْ بَيْنِ يَدَيَّ وَمِنْ خَلْفِي، وَعَنْ يَمِينِي وَعَنْ شِمَالِي، وَمِنْ فَوْقِي وَمِنْ تَحْتِي بِوُجُودِ شُهُودِ جُنُودِ "لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللهِ"،
22
23) Ey kendi varlığı ile mevcudatı varlığıyla var kılan Kaim olan ve Ey Daim olan Allah’ım! “Ve keyfe ehafu ma eşrektüm ve la tehafune enneküm eşrektüm billâh”, ayetinde sözü geçen, burhan sahibi kimselerin, (şirk ehli olmayan) dayandığı gibi benim de ayaklarımı yolunda sabit eyle lütfen Ya Rabbi!
23) Ve sebbit Allâhumme Yâ Gâimu, Yâ Dâimû, kademiyye kemâ sebbettel kâile “Ve keyfe ehâfu mâ eşrektum ve lâ tehâfûne enneküm eşrektüm billâh.” (En’am/81)
وَثَبِّتْ اَللَّهُمَّ يَا قَائِمُ، يَا دَائِمُ! قَدَمِيَّ كَمَا ثَبَّتَ القَائِلَ "وَكَيْفَ أَخَافُ مَا أَشْرَكْتُمْ وَلَا تَخَافُونَ أَنَّكُمْ أَشْرَكْتُمْ بِاللهِ"،
23
24) Ey güzel Mevlam, Ey güzel kurtarıcı! “E’tet’tehizüna hüzuven kale eûzü billâh” ayetinin sahibi olan kimseyi galib kıldığın gibi beni de düşmanlarıma karşı galib eyle lütfen Ya Rabbi!
24) Vensurnî Yâ ni’mel Mevlâ ve Yâ Ni’me’nnasîr, a’lâ a’dâî nasr’ellezî kîle leh. “E’tet’tehizünâ hüzûven kâle e’ûzu billâh. (Bakara/67)
وَانْصُرْنِي يَا نِعْمَ المَوْلَى، وَيَا نِعْمَ النَّصِير! عَلَى أَعْدَائِي نَصْرَ الَّذِي قِيلَ لَهُ: "أَتَتَّخِذُنَا هُزُوًا قَالَ أَعُوذُ بِاللهِ"،
24
25) Ey talep ettiren Talib olan, Ey talep ettirdiğine de talebini ikram eden yegâne Galib olan Allah’ım! “İnna erselnake şahiden mubeşşiren ve neziren litu’minu billâh” ayetinin sırrıyla, imanıyla, bereketiyle, tanıklıkla, uyarıcı ve müjdeleyici olarak Rasulün Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimizi azizlikle, heybetlikle, desteklediğin gibi beni de lütfen destekle Ya Rabbi!
25) Ve eyyidnî Yâ Tâlibu, Yâ Ğalibu, bi te’yîdi Nebiyy’ike Muhammedin Sallallahû A’leyhî ve Sellem el-mueyyedi bi’ta’zîzi tevkîr."İnnâ erselnâke şâhiden mubeşşiren ve nezîr. Litu’minû billâh. (Fetih/8-9)
وَأَيِّدْنِي يَا طَالِبُ، يَا غَالِبُ! بِتَأْيِيدِ نَبِيِّكَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ المُؤَيَّدِ بِتَعْزِيزِ تَوْقِيرِ "إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا لِتُؤْمِنُوا بِاللهِ"،
25
26) Ey kifayet eden, yeten, yetiştiren, el veren Kâfi olan, Ey şefaat eden, şifa veren Şafi olan Allah’ım! Lütfen beni “lev enzelna haz’el Kur’ane a’la cebelin lareeytehü haşia’an mutesaddian min haşyet’illâh” ayetinin sırrıyla, verdiğin faydaların ve birikintilerin yüzü suyu hürmetine düşmanlara, kötülere karşı destekle, kifayet eyle, yardımcım ol lütfen Ya Rabbi!
26) Vekfinî Yâ Kâfî, elenkâdi, Yâ Şâfî, eledvâi ve şerril esvâe vel a’dâe bi a’vâid’i fevâid “Lev enzelnâ haz’el Kur’ane a’la cebelin leraeytehu hâşia’n mutesaddi’an min haşyet’illâh.” (Haşr/21)
وَاكْفِني يَا كَافِيَ الاَنْكَادِ، يَا شَافِي الاَدْوَاءِ، وَشَرِّ الاَسْوَاءَ، وَالاَعْدَاءَ بِعَوَائِدِ فَوَائِدِ! "لَوْ أَنْزَلْنَا هَذَا القُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُتَصَدِّعًا مِنْ خَشْيَةِ اللهِ"،
26
27) Ey karşılıksız olarak ihsanda bulunan Vahhab olan bağışlayıcı, Ey sonsuz manalarıyla sürekli rızık verici Rezzak olan Allah’ım! “Kulû veşrebü min rizkillâhi” ayetinin sırrıyla rızıklarda sağladığı kolaylığı, musahhar kılmasını kabul edilmesini bana indinden lütfet! Ya Rabbi!
27) Vemnun a’leyye Yâ Vehhâbu, Yâ Rezzâku, bi husûli vusûli kabûli tedbîri teysîri teshîr. “Kulû veşrebû min rizkillâh.” (Bakara/60)
وَامْنُنْ عَلَيَّ يَا وَهَّابُ، يَا رَزَّاقُ! بِحُصُولِ وُصُولِ قُبُولِ تَدْبِيرِ تَيْسِيرِ تَسْخِيرِ"كُلُوا وَاشْرَبُوا مِنْ رِزْقِ اللهِ"،
27
28) Ey Tek, yardımcı, hami, dost, dilediğine arka çıkıp onları kemale ulaştıran Veli olan, Ey yüce fevkalade yüksek A’liy olan Allah’ım! “Zalike min fadlillâh” ayetinin sırrıyla inayetiyle, medediyle, mutluluğuyla ve fazla fazla devamıyla, selametle korumakla, sahip çıkmakla bana Velilik yap (sahip çık), imdad eyle lütfen Ya Rabbi!
28) Ve tevellenî yâ veliyyü yâ aliyyü bil vilâyeti ver riâyeti vel ınâyeti ves selâmeti bi mezîdi îrâdi is’âdi imdâdi “zâlike min fadlillâhi” Yusuf 38(7/26-4/70)
وَتَوَلَّنِي يَا وَلِيُّ يَا عَلِيُّ! بِالوِلَايَةِ وَالرِعَايَةِ وَالعِنَايَةِ وَالسَّلَامَةِ بِمَزِيدِ إِيرَادِ إِسْعَادِ إِمْدَادِ "ذَلِكَ مِن فَضْلِ اللّهِ"،
28
29) Ey sınırsız cömertlik Kerim sahibi, Ey yegâne zenginlik sahibi Ganiy olan Allah’ım! “yeğuddûne asvâtehum î’nde Rasûlûllâh.” ayetinde zikrolan Rasulünün yanında seslerini alçaltmış olan kimseleri, affederek ikram ettiğin gibi lütfen bu vesileyle bana da affınla, saadetle ikram eyle!
29) Ve ekrimnî Yâ Ğâniyyu, Yâ Kerîmu, bis seâ’deti ves’siyâdeti vel kerâmeti vel mağfireti kemâ ekremte ellezîne “yeğuddûne asvâtehum î’nde Rasûlûllâh.” (Hucurat 3)
وَأَكْرِمْنِي يَا غَنِيُّ، يَا كَرِيمُ! بِالسَّعَادَةِ وَالسِّيادَةِ وَالكَرَامَةِ وَالمَغْفِرَةِ كَمَا أَكْرَمْتَ الَّذِينَ "يَغُضُّونَ أَصْوَاتَهُمْ عِنْدَ رَسُولِ اللهِ"،
29
30) Ey Tek, hüküm sahibi, hükmü kayıtsız şartsız yerine gelen Hâkim olan! Ey Tek, tövbeleri kabul edici Tevvab olan ve Ey Tek, va’dinde sadık, sözünde duran, nimetleri herkese ihsan eden Allah’ım! “ellezîne izâ fealû fâhışeten ev zalemû enfüsehüm zekerullâhe festa’ferû li zünûbihim ve men yağfiruz zünûbe illellâhü” “Onlar, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir!” Ayetinin sırrıyla; Onların bilinçlerine nasuh tevbeleri oluşmasını sağladığın, ikram ettiğin gibi bana da lütfen nasuh tövbesi ikram eyle Ya Rabbi!
30) Ve tüb aleyye yâ tevvâbü yâ hakîmü tevbeten nasûhan li ekûne min “ellezîne izâ fealû fâhışeten ev zalemû enfüsehüm zekerullâhe festa’ferû li zünûbihim ve men yağfiruz zünûbe illellâhü” (Âli imrân/135)
وَتُبْ عَلَيَّ يَا تَوَّابُ، يَا حَكِيمُ! تَوْبَةً نَصُوحًا لِاكُونَ مِنَ "الَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللهَ فَاسْـتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرَ الذُّنُوبَ إِلَّا الله"،
30
31) Cüzlerden, parçalardan meydana gelmemiş “TEK” Vahid, Ahad, olan Allah’ım! ! “Fea’lem ennehü lâilâheilallah” Senin sözün ve takva olan bu ayetinle sevgilin Rasulün Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizi bağladığın gibi lütfen bizleri de bu ayetin sırrıyla, manasıyla bağla Ya Rabbi!
31) Ve elzimnî Yâ Vâhidu, Yâ Ahadu kelimatet takvâ kema elzemte habîbike muhammedin Sallallahü Aleyhi Vesellem haysu külte: “fa’lem ennehû lailahe illallah.” (Muhammed/19)
وَأَلْزِمْنِي يَا وَاحِدُ، يَا أَحَدُ! كَلِمَةَ التَّقْوَى كَمَا أَلْزَمْتَ حَبِيبِكَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَيْثُ قُلْتَ: "فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا اِلَهَ إِلَّا اللهُ"،
31
32) Ey Rahman ve Rahiym olan Allah’ım! “Kul Ya i’badiyellezine esrefü a’la enfusihim la taknetü min rahmet’illâh” ayetinin verdiği ni’metle ümit edenler ve kurtulmuş olan ve sonları güzel olan kimselere bağışladığın gibi lütfen benim de sonumu iyi hoş eyle Ya Rabbi!
32) Vahtim lî Yâ Rahmanu, Yâ Râhîymu, bi husn’î hâtımetin necihîne verrâcîne “kul yâ i’bâdiyellezîne esrefû a’lâ enfusihim taknetû min rahmet’îllâh” (Zümer/53)
وَاخْتُمْ لِي يَا رَحْمَنُ، يَا رَحِيمُ! بِحُسْنِ خَاتِمَةِ النَّاجِينَ وَالرَّاجِينَ "قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللهِ"،
32
33) Ey yaratıklarının hitaplarını her haliyle algılayan Semi olan, Ey yarattıklarına mekânca yakin Karib olan, Allah’ım! “Da’vahum fiha subhaneke Allah’ım! umme ve tahiyyatehum fiha selam ve ahiru da’vahum enil’hamdu lillâhi rabbilalemiyn” yüce ayetinin hürmetiyle, takva sahibi, selamlanan, barış ve şükür sahibi olan mü’minlere hazırlanmış olan A’dn Cennetlerine onları yerleştirdiğin gibi beni de oralarda yerleştir ve barındır Ya Rabbel’alemîn!
33) ve eskinnî yâ semiû yâ karîbü cenneten üîddet lil müttekîyn “da’vâhüm fîhâ sübhâneke allâhümme ve tehıyyetühüm fîhâ selâmün ve âhıru da’vâhüm enil hamdülîllah” (Yunus/10)
وَأَسْكِنِّي يَا سَمِيعُ، يَا قَرِيبُ! جَنَّةً أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ "دَعْوَاهُمْ فِيهَا سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ، وَتَحِيَّتُهُمْ فِيهَا سَلَامٌ، وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الحَمْدُ لِلَّهِ"...
33
Ey Fayda verici, Ey kötülükleri geri çevirici, Ey Rahman ve Rahim olan Allah’ım! Bu ayetlerin sözlerin ve esmalarının yüzü suyu hürmetine katından bana kazandırıcı bir güç ikrâm eyle! Bizlere bereketli, bol rızıklar, huzurlu yürekler, yağmur gibi ilim, aydınlanmış kabir, kolay verilen hesap ve büyük ecirler ikrâm eylemeni ve Firdevs cennetinden büyük bir mülk takdir etmeni istiyorum! Allah’ım! ’ım Efendimiz Muhammed Sallallahû Aleyhi ve Sellem’ Â’lîsine, Sahabesine din gününe kadar çok selâm ver! Öyle selâmlar ve dualar ver ki, Senin halkının sayısı kadar, Senin kelimelerin ve sözlerin tükettiği mürekkepler kadar ve rahmetin en son zirvesine kadar... Allah’ım! Sana sığındım ki, bu sığınmam aynen güçlü ve çetin köşelere sığınanların hâli gibidir. Allah’ım! ’ım Rasûllerine selâmlar olsun! Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım! ’a hamdolsun!
Yâ Allâhû, Yâ Allâhû, Yâ Allâhû,
Yâ Rabb, Yâ Nâfi, Yâ Mânî,
Yâ Rahmân, Yâ Rahîm.
Es’eluke bi hürmetî hâzihîl Esmâi vel Âyâti vel kelimatî sultanen nasîran ve rızkan kesîren ve kalben karîren ve kabren munîren ve hisaben yesîren ve ecren kebîren ve Sallallâhu Â’lâ Seyyidinâ Muhammedin ve Â’lâ Âlîhî ve Sahbihî ve selleme tesliman kesîran
يَا اَلله، يَا اَلله، يَا اَلله، يَا اَلله، يَا رَبِّ! يَا نَافِعُ، يَا رَحْمَنُ، يَا رَحِيمُ! أَسْأَلُكَ بِحِرْمَةِ هَذِهِ الاَسْمَاءِ وَالآيَاتِ وَالكَلِمَاتِ سُلْطَانًا نَصِيرًا، وَرِزْقًا كَثِيرًا، وَقَلْبًا قَرِيرًا، وَقَبْرًا مُنِيرًا، وَحِسَابًا يَسِيرًا، وَأَجْرًا كَبِيرًا وَصَلَّى اللهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلَّم! تَسْلِيمًا كَثِيرًا.
34
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
1- Senin için bağrını açmadık mı?
2- İndirmedik mi senden o yükünü?
3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?
4- Senin şanını yüceltmedik mi?
5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
6- Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!
7- O halde boş kaldığında yine kalk yorul!
8- Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O'na doğrul!
Bismillahirrahmânirrahîm.
1- Elem neşrah leke sadrek
2- Ve vada'na 'anke vizreke
3- Elleziy enkada zahreke
4- Ve refa'na leke zikreke
5- Feinne me'al'usri yüsren
6- İnne me'al'usri yüsren
7- Feiza ferağte fensab
8- Ve ila rabbike ferğab
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
 أَلمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ﴿1﴾ وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَ﴿2﴾ الَّذِي أَنْقَضَ ظَهْرَكَ﴿3﴾ وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ﴿4﴾ فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا﴿5﴾ إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا﴿6﴾ فَإِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْ﴿7﴾ وَإِلَى رَبِّكَ فَارْغَبْ﴿8﴾،(ثلَاثا).
3 defa İnşirah Sûresi
Allah’ım salâtın ve duaların Efendimiz olan Muhammed
Sallâllahû Aleyhi ve Sellem’e öyle selâmlar olsun ki bu selâmlarla ve duâlarla ukdelerimiz beşeri zafiyetlerimiz, zulmetlerimiz çözülsün, dertlerimiz yok olsun, gönüllerimiz ferah olsun, ayrıca dünya da ve ahirette olan meselelerimiz kolaylıkla çözülsün Ya Rabbi!
Allahümme salli a’lâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedin salâten tuhillu bîhâl u’kede ve tuferricu bihal kerbe ve tüşrahu bihâs sudûre ve tuyessiru bîhâl umûrü fiddunya vel âhireti ve a’lâ âlîhî ve sahbîhî ve sellim. Teslimen kesîrâ.
اَللّهُمَّ صَلِّ عَلى سَيِّدِنَا وَمَوْلَانَا مُحَمَّدٍ صَلَاةً تَحُلُّ بِهَا عُقَدَ، وَتُفَرِّجُ بِهَا الْكُرَبَ، و تُشْرَحُ بِهَا الصُّدورُ، وَتُيَسِّيرُ بِهَا الأُمُورُ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ وَعَلى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ تَسْلِيمَاً كَثِيرَا.
3 defa Salâvat’ı Şerife
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir. Peygamberlere selâm olsun. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
Subhâne rabbike rabbil izzeti ammâ yasifûn. Ve selâmun alâl murselîn. Vel hamdu lillâhi rabbil âlemîn!
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. . .

Hazreti Fahri Kâinat Efendimizin, Âl’i’nin, Ashabının, Ehli Beytinin, Annelerimizin Cümle Resullerin, Enbiyaların, Hz. Şeyh-i Ekber’in, onun muhibbi olanların, cümle evliyaların, Rical Ehlinin ve bu duâ’nın şâmil olduğu bütün Ümmeti Muhammedin ruhları ve Allah’ü Teâlâ’nın rızası için El Fatihâ-ı Şerif.

Devri Alâ Duası’nın Faziletleri

Bu hizb-i şerif, yani devri ala duası Kutbür Rabbâni Seyyidinâ Muhyiddin-i Arabî Kuddise Sirrûh Hazretlerinin tertip buyurdukları son derece kıymetli, tesirli, bir dua hâzinesidir. Bu hizb-i şerife: “Duâül İnâye ve Sehmil Vikâye” de denir. Hassaları pek çoktur.
Aç okursa doyar. Fakir okursa servet ve zenginliğe erişir. Hapis okursa selamete erer. Çok kimseleri ipten almıştır. Bu kıymetli duayı vird edinen kimseyi herkes sever. Hürmet eder. Mertebesini Cenabı Hakk her an yükseltir. Kendisini her türlü kötülüklerden korur. Düşman şerrinden ağrı ve ıstıraplardan uzak tutar. Dualarını kabul buyurur. Hacetlerini isaf eder. Çocuklara musallat olan ümmü sübyan, romatizma, kanser, delilik gibi dert ve belalardan korunur. Sihir tutmaz, evvelce yapılmışsa bozulur. Kendisine ilim ve zihin açıklığı yerilir. Hafızası kuvvet bulur. Rızkı bol ve malının bereketi çok artar.
Belâ, kıtlık, yoksulluk görmez. Devlet erkânı yanına gittiğinde hacetleri giderilir. İnsanların muhabbet için, dil bağı için, hamilenin çocuğunu muhafaza ve düşük yapmaması için, nazar için, insanlar ve cinlerin zararlarından korunmak için, gece ve gündüz gelen evhamlar için, zehirli ve zararlı olan hayvanların zararlarından korunmak için, rızkın ziyade olması için, şer ve zararları asan etmek için, deniz ve kara seferlerinde selamet için, bedene arız olan cümle illetlerin defi için, düşmana galebe ve zafer için okunur.
Kim bu duayı evine asarsa yangın olmaması ve hırsız girmemesi için gayet koruyucu ve denenmiş bir duadır.
Not: Bu dua çalışmasında yerli ve yabancı pek çok siteden yararlandım. Emeği geçelerden Allah’ü Teâlâ razı olsun! Ben de çok çaba sarf ettim. Mümkün olduğu kadar hata yapmamaya çalıştım. Pek çok karşılaştırma yaptım. Eserin aslı ellimizde olmadığı için yine de eksiklikler olabilir. Rabbim eksikliklerimizi gidersin. Her gün okumaya çalışalım!

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Esmaül Hüsna (Arapça- Türkçe) دُعٰٓاءُ اَسْمٰٓاءُ الْحُسْنٰى

Şifa Salavâtı (Salavâtı Tıbbil Kulubi/Salâvatı Tıbbiye)

Güzel Ahlakla ilgili 40 Hadis