Kayıtlar

İsmi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Cenab-ı Hakk'ın Hangi İsmine Aynasınız?

                                            Cenab-ı Hakk'ın Hangi İsmine Aynasınız?   Cenab-ı Hak, insanı güzel isimlerine ayna yapmıştır. Bize düşen görev o aynayı Hakk'ın yolunda silmek, pak etmektir. Çünkü ayna kirli ise karşısındaki en güzel sureti bile puslu gösterir. Acaba hiç düşündük mü evlilik hayatımızda O Celle Celâlüh'ün hangi ismine ayna oluyoruz? Evet, eşinizi sevin, hem de çok sevin ki, "VEDUD Celle Celâlüh" ismi, tecelli etsin üzerinizde. Onun acılarını yüreğinizde hissedin, dertlerini dert bilin. Ne kadar şefkatli ve merhametli olursanız Cenab-ı Hakk'ın "RAHMAN" ve "RAHİM Celle Celâlüh" isimlerine o kadar çok ayna olursunuz. Eşiniz, hoşunuza gitmeyen bir davranışta bulunduğunda günlerce ona karşı kin tutmayıp, her fırsatta yüzüne vurmayarak affedin ki, "GAFFAR Celle Celâlüh" ve "GAFUR Celle Celâlüh" ismi, İşlediği kusu...

Tarhana Çorbası İsmi Nereden Geliyor?

Tarhana Çorbası İsmi Nereden Geliyor? Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı'na giderken ordunun kamp kurup istirahat ettiği bir bölgede tebdil-i kıyafet ederek derviş kılığına girer. Kimseye haber vermeden geç saatte ordugâhtan ayrılır. Köylülerin yaşam şartlarını merak etmektedir. Bir köye girer ve gözüne kestirdiği bir evin kapısını çalar. Hane sahibi kapıyı açınca karşısında pejmürde bir derviş ile karşılaşır. Gerçi kendi halleri de pürmelaldir ama tanrı misafirine buyur etmemek olur mu? Hane halkı yaslağaç etrafında akşam yemeği yemektedirler. Sofrada sadece kara ekmek ve bir çorba kâsesi vardır. Tanrı misafiri hemen sofraya oturtulur. Ancak hane halkı Yavuz'un davranış ve azametinden şüphelenir. Ordugâh da yakındadır. Padişah olduğunu anlarlar sofralarının fakirliğinden utanıp "Af buyurun padişahım somun ve DARHANE çorbamızdan başka yiyeceğimiz yoktur" derler. Çorbanın lezzeti padişahın çok hoşuna gitmiştir. Hane halkına iltifatta ve ihsanda bulunur. İ...

Tevratta Peygamberimizin İsmini Gördü

Tevratta Peygamberimizin İsmini Gördü Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem zamanında Şam'da bir Yahudi hahamı vardı. Bu haham zamanın ileri gelen Yahudi ilerindendi. Bir gün bin sûre ve her sûresi bin âyetten ibaret olan Allah Celle Celâlüh'nın kelâmını Tevrat'ı okurken dört yerinde Hazret-i Peygamberimizin ismi şerifine rastladı. Peygamberimizin îslâmiyeti anlatmakla vazifeli olduğunu ve Medine'de İslâm dinini yaydığını daha evvel çok duyuyor ve yayılan Islâmiyete ve Peygamberimize karşı büyük bir kin besliyordu. Bundan dolayı Tevrat kitabında O'nun isminin bulunmasına tahammül edemiyerek hasedinden o dört sahifeyi yırtıp attı. Fakat Cenab-ı Allah ona İslâmiyeti nasip edecekti, ikinci gün gene Tevrat okumaya başladığında bu sefer sekiz yerde Peygamberimizin ismi şerifine rastladı. Sekiz sahifenin sekizini de yırtması lâzımdı. Bir hayli düşündükten sonra onları da yırtmaya karar verdi, yırtarak onları da ateşe atıp yaktı. Ne var ki Cenab-ı Allah ikaz e...