Kayıtlar

Adem etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ne Gelir Elden

  Ne Gelir Elden   Öldüğünü duydum garip bir kulun, Selâlar verildi, minarelerden. Gelmişti sonuna gittiği yolun, Vedalar edildi, ne gelir elden…   Soyuldu elbise, yıkandı beden, Vücuda sarıldı, beyaz bir kefen, Kokular serpildi, miski amberden, Helallik alınır, ne gelir elden…   Sonra omuzlarda gezipte durdu, Yavaşça musalla taşına kondu, Sureyi şerifler bir bir okundu, Kabre konuldun ne gelir elden…   Ellerde kürek savrulur toprağın, Her bir atışta sönüyor ışığın, Bırakır seni sevdiğin aşığın, Kapandı mezarın, ne gelir elden…   Münker Nekir sualler okuyacak, Ağzın mühürlü amel konuşacak, Ruh, ya arşa ya da siccine ulaşacak, İnşallah! Koca bir ‘KEŞKE’ çıkmaz dilden…   Adem Akarsu

Âdem Aleyhisselâm’ın Duaları

Âdem Aleyhisselâm’ın Duaları Hz. Âdem aleyhisselam cennetten çıkarılınca Allah’a şöyle dua etmişti. رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ Ounuşu:  “Rabbenâ  zalemnâ enfüsenâ ve il lem teğfir lenâ ve terhamnâ   lenekünene mine’l hâsirîn.” Anlamı: “Ey Rabbimiz! Biz nefsimize zulmettik. Eğer sen bizi bağışlamazsan ve bize acımazsan, biz muhakkak zarara uğrayanlardan oluruz.” Bunun üzerine Hazret-i Allah’ü Teâlâ Âdem aleyhisselâmın duasını kabul buyurdu. Bu dua ile Allah’ü Teâlâ’ya samimiyetle dua edilince Allah’ü Teâlâ kabul eder. Kaynak: Araf Sûresi 23. ayet Allah Teâlâ  Âdem aleyhisselâm’ın tevbesini kabul buyuracağı zaman; Âdem aleyhisselâm, o zaman bir tepecik şeklinde olan Kâ’be’yi yedi defa tavaf etti ve iki rek’at namaz kıldı. Sonra şu duayı okudu: اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ تَعْلَمُ سِرِّى وَعَلاَنِيَّتِي فَاقْبَلْ مَعْذِرَتِي، وَتَعْلَمُ حَاجَتِي فَاعْطِنِي سُؤْلِي، وَتَعْلَمُ ...

Şüphesiz Kadın, Erkeğin Şakayığıdır

Resim
Şüphesiz Kadın, Erkeğin Şakayığıdır Buyuruyor ki efendiler Efendisi: “ İnnema’n-nisâ’ şakâyıku’r-ricâl”; “Şüphesiz kadın, erkeğin şakayığıdır.” Buradaki şakayık kelimesi Efendiler Efendisi’nin ağzından bir veciz ifade olarak söze dökülmüş olup tevriye, iham-ı tenasüp, cinas gibi edebiyat sanatlarına örnek olabilecek bir ziynet konumunda durur. Kelimenin Arapça anlamlandırılmasına göre öncelikle kadının, erkeğin “kürek kemiği”nden bir parçası olduğu, ardından erkeğin “öteki yarısı (elmanın iki yarımı gibi birbirini tamamlayan değerler bütünü; şakk’ı)” olarak düşünüldüğü ve nihayet “şakayık (yaban lalesi, gelincik) çiçeği” olarak mana ifade ettiği görülür. İlk anlam dinî terminoloji içinde Hz. Adem’in kürek kemiğinden yaratıldığı ifadelendirilen Havva içindir. İkinci anlama göre kadın erkeğin öteki yarısıdır ki modern bilim de zaten bunu ifade etmektedir. Kadın olmadan erkeğin, erkek olmadan kadının eksik kalacağı, anatomik, fizyolojik ve psikolojik olarak erkek ile kadını...