İhtiyar Dut Ağacı Selim Amca ve Emine Teyze, iki mütevazı ihtiyardı. Anadolu’nun küçük bir kasabasında oturuyorlardı. Bir de üniversitede okuyan oğulları Oktay vardı. Her yılın nisan ayında bağlarına göçer, kasımda merkezdeki evlerine dönerlerdi. Bağları şehir merkezine yakın, büyük bir meyvelik ile ahşap bir bağ evinden ibaretti. Her yıl baharın gelmesini iple çekerlerdi. Yine bir nisan başında, lüzumlu eşyalarını toplayarak bağa taşındılar. Taşıt gürültüsü ve hava kirliliğinden kurtulan yaşlı çift sevinçten uçuyordu. Bütün güçleriyle toprağa sarıldılar. Emine Teyze, bağ evini temizledi, eşyaları yerleştirdi. Selim Amca da; gülleri, asmaları, diğer meyve ağaçlarını budadı; ahırı düzenledi, bir de buzağılı inek aldı. Gün geçtikçe her taraf yeşile bürünüyordu. Bir başka oluyordu, bağ akşamları... Havalar iyice ısınmamıştı ama bol oksijen, bülbül sesleri, yaprak hışırtıları, bin bir nağme sunuyordu gönüllere... Hele sabahları vızıldayan arılar, böcekler;