Yükünü At!
Yükünü At! Geçmiş düşüncelere aittir, gelecek düşüncelere aittir. Geçmiş ve gelecek zihninin parçalarıdır. Şimdi varoluştur. Senin zihninin bir parçası değildir. Bu an zihnine ait değildir. Geçmiş olan an ona aittir; henüz gelmemiş olan an ona aittir. Bu an asla sana ait değildir. Tersine, sen bu ana aitsin. Sen burada varsın, şu anda, burada. Zihnin başka bir yerde vardır, daima başka bir yerde. Yükünü at. Bir sûfi gizemciyi okuyordum. Issız bir yolda yolculuk ediyormuş, yol terk edilmişmiş ve öküz arabası ile bir çiftçi görmüş. Araba çamura saplanmışmış. Çiftçi öküz arabasında elma taşıyormuş, ama kaba yolda bir yerde arabanın arka tahtası çözülmüş ve elmalar saçılmış. Ama o bunun farkında değilmiş; çiftçi farkında değilmiş. Arabası çamura saplanınca ilk önce bir şekilde çıkarmaya çalışmış, ama tüm çabalar boşunaymış, bu yüzden; “Şimdi arabamın yükünü boşaltmalıyım, o zaman çekip çıkartabilirim” diye düşünmüş. Arkasına bakmış. Geriye bir düzine elma bile kalmamış...