Yükünü At!
Yükünü At!
Geçmiş
düşüncelere aittir, gelecek düşüncelere aittir. Geçmiş ve gelecek zihninin
parçalarıdır. Şimdi varoluştur. Senin zihninin bir parçası değildir. Bu an
zihnine ait değildir. Geçmiş olan an ona aittir; henüz gelmemiş olan an ona
aittir. Bu an asla sana ait değildir. Tersine, sen bu ana aitsin. Sen burada
varsın, şu anda, burada. Zihnin başka bir yerde vardır, daima başka bir yerde.
Yükünü
at.
Bir sûfi
gizemciyi okuyordum. Issız bir yolda yolculuk ediyormuş, yol terk edilmişmiş ve
öküz arabası ile bir çiftçi görmüş. Araba çamura saplanmışmış. Çiftçi öküz
arabasında elma taşıyormuş, ama kaba yolda bir yerde arabanın arka tahtası
çözülmüş ve elmalar saçılmış. Ama o bunun farkında değilmiş; çiftçi farkında
değilmiş.
Arabası
çamura saplanınca ilk önce bir şekilde çıkarmaya çalışmış, ama tüm çabalar
boşunaymış, bu yüzden;
“Şimdi
arabamın yükünü boşaltmalıyım, o zaman çekip çıkartabilirim” diye düşünmüş.
Arkasına
bakmış. Geriye bir düzine elma bile kalmamışmış. Yük tamamen gitmiş. Acısını
hissedebilirsin. Sûfi çileden çıkan çiftçinin yorumunu anlatıyor anılarında.
Adam demiş
ki:
“Saplandı,
kahrolası! Saplandı!.. Ve indirecek tek bir lanet elma bile yok!”
Tek
olasılık, arabayı çekebilmek için yükü indirmekmiş; ama şimdi… İndirecek yük
yokmuş!
Neyse ki sen
bu şekilde saplanmış değilsin. Yükünü atabilirsin… Araban çok yüklü. Zihin
yükünü atabilirsin ve zihnin orada olmadığı an uçabilirsin; uçma yeteneğine
kavuşursun
Yorumlar
Yorum Gönder