Kayıtlar

Azrail etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Azrail Aleyhisselâm’ın Habercileri

Azrail Aleyhisselâm’ın Habercileri               Yakup Aleyhisselâm, Azrail Aleyhisselâm ile birbirlerini kardeş edinmişlerdi. Yakup Aleyhisselâm O’na: “- Senden bir isteğim var.” Dedi. Azrail Aleyhisselâm: “- Nedir o?” Yakup Aleyhisselâm: “- Ecelim gelmeden bana haber vermeni istiyorum”. Azrail Aleyhisselâm: “- Tamam! Bir veya iki haberci gönderirim.” Dedi. Yakup Aleyhisselâm’ ın eceli geldiğinde Azrail Aleyhisselâm geldi. Yakup Aleyhisselâm: “- Ziyarete mi geldin, yoksa ruhumu almaya mı?” Diye sordu. O: “- Ruhunu almaya geldim.” Deyince: “- Hani bana bir veya iki haberci gönderecektin?” Dedi. O: “- Evet, gönderdim. Birincisi; Siyah olan saçlarının ağarması, ikincisi ise dik olan vücudunun kamburlaşması benim gönderdiğim habercilerdi.” diye cevap verdi.

Azrail’e Hoş Geldin Diye Bilmek

  Azrail’e Hoş Geldin Diye Bilmek   “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?   O dem ki perdeler kalkar, perdeler iner, Azrail’e hoş geldin diyebilmekte hüner...”   Eşref de bu husustaki duygu ve düşüncelerini söyle dile getirir:   “Düşünsek biz, ölümden korkmamak lazım gelir… Zira yerin altında üstünden ziyade akrabamız var!”   Büyük randevu, bilsem nerede saat kaçta? Tabutumun tahtası bilsem hangi ağaçta?   Dünyada renk, lezzet, nakış... Ne varsa hepsine küsüm... Gözümde son marifet Azrail’e tebessüm   Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku!   Necip Fazıl Kısakürek

Ölüm Meleği Canımızı Nasıl Alır?

  Ölüm Meleği Canımızı Nasıl Alır?   Bir gün İbrahim Aleyhisselâm, ölüm meleğine;   “–   Ey ölüm meleği, ölüm vakti gelen insanların bir kısmı doğuda, bir kısmı batıda olsa yahut kuzeyde ve güneyde aynı anda zelzele olup ölseler yahut da dünyanın çeşitli yerlerinde savaş olsa, aynı anda binlerce, milyonlarca insan ölse, aynı anda bunların hepsinin ruhlarını nasıl alıyorsun?”   Ölüm meleği ise İbrahim Aleyhisselâmın sorusuna şu cevabı verdi:   “–   Allah’ın izniyle onların ruhlarını çağırırım, derhal avucumun içinde oluverirler.”   Süleyman Aleyhisselâm, ölüm meleğine tekrar bir soru sordu;   “–   İnsanların ruhlarını kimini genç yaşta, kimini bebekken, kimini ihtiyarlayınca alıyorsun. Ruhları almada ölçün nedir?”   Ölüm meleği;   “–   Bana eceli gelenlerin listesi verilir. Ben verilen listeyi tatbik ederim. Başka işe karışmam!”. Diye cevap verdi.   Ölüm meleği gelip, Süleyman Aleyhisselâmın yanında oturan bir kimseye dikkatli bakmaya başladı. Sonra ç

Vakti Geldi

  Vakti Geldi   İçin yanar, gözün dolar, Gül benzin bir anda solar, Evlat ardın sıra ağlar, Vakit geldi hazır mısın?   Toprak evin barkın olur, Ölüm gelir seni bulur, Ömrünün baharı kurur, Vakit geldi hazır mısın?   Azrail alır canını, Kurutur akan kanını, Acı sarar her yanını, Vakit geldi hazır mısın?   Toprak evin barkın olur, Ölüm gelir seni bulur, Ömrünün baharı kurur, Vakit geldi hazır mısın?   Ölüm vardır demedim mi? Ben sana söylemedim mi? Bu dünyadan bezmedin mi? Vakit geldi hazır mısın?   Toprak evin barkın olur, Ölüm gelir seni bulur, Ömrünün baharı kurur, Vakit geldi hazır mısın?   (Alıntı)

Azrail Başına Geldiği Zaman

Azrail, Başına Geldiği Zaman!   Azrail, başına geldiği zaman, Kırılır ayakla kol, yavaş yavaş... Mevlâ’m nasip etsin din ile iman Akar gözlerinden sel, yavaş yavaş...   Yüksek uçan gönül, yorulur bir gün, Ölçü terazisi, kurulur bir gün. Herkesin yaptığı, sorulur bir gün, Döner mi, ya Rabbi, dil yavaş yavaş...   Hep nefsine uydun, tevbe etmedin, Her bulduğun yedin, şükür etmedin. Nihayet, bu kara toprağa geldin Çekilir dünyadan el, yavaş yavaş...   Kabrin üzerine dikerler taşı, Bir avuç toprağa koyarsın başı. Baba, oğlun görmez, kardaş kardaşı Gider, geri dönmez yol, yavaş yavaş...   Kâfurlu, ılık suyu koyarlar O nazlı bedeni, tekmil soyarlar. Öldüğünü konu komşu duyarlar Gelir geri ahbaplar, ol yavaş yavaş...   (Alıntı)

Bir adam ölürken Azrail Aleyhisselâm’a sormuş...

  Bir adam ölürken Azrail Aleyhisselâm’a sormuş: “- Ölüm anında melek olarak sen geliyorsun da doğum anında neden melek yok?” Azrail Aleyhisselâm: “- Annen var ya…” Demiş. Annesi ve babası sağ olan kardeşlerimiz kıymetini bilsin! Dualarını alsın! Anne ve babaları ahirete göçenler de onlar için dua etsin, hayır hasenat yapsın! Rabbimiz ölen anne ve babalarımıza gani gani rahmet eylesin, mekânları Cennet, makamları âlî olsun!

Azrail Geldi Çöktü Yanıma

  Azrail Geldi Çöktü Yanıma   Azrail geldi çöktü yanıma, Sert pençesini vurdu canıma, Dönemedim Allah’ım hiç bir yanıma… Gel Kur’an’ım gel, kardeş ol bana… Gel imanım gel, yoldaş ol bana!   İki kişi gelmiş mezarımı kazar, Annem deli olmuş ağlayıp gezer, Babam dülger olmuş mezarım düzer, Gel Kur’an’ım gel, kardeş ol bana… Gel imanım gel, yoldaş ol bana!   Kazanım koymuşlar suyu dolunca, Kefenimi biçmişler boylu boyunca, Ağladın mı anne beni duyunca, Gel Kur’an’ım gel, kardeş ol bana! Gel imanım gel, yoldaş ol bana!   (Alıntı)

Azrail Aleyhisselâm Neden Ölüm Meleği Oldu?

  Hepimiz biliyoruz ki, ilk insan olan Adem Aleyhisselâm topraktan yaratılmıştır. Adem Aleyhisselâm babamız yaratılmadan önce, Hz. Allah Celle Celâlüh Cebrail Aleyhisselâm’ı göndererek dünyadan toprak getirmesini istedi. Hz. Cebrail, Adem Aleyhisselâm’ınyaratılacağı toprağı alacağı zaman toprak ona yalvardı: – Ne olur benden alma! Çünkü benden yaratılacak olan insandan çoğalacak olanlardan bir kısmı, Allah’ü Teâlâ’ya isyan edip cehenneme gidecekler. Bir parçamın Cehennem’e gitmesini istemem. Ne olur benden bir şey alma! Bunun üzerine Cebrail Aleyhisselâm toprak almadan geri döndü. Hz. Allah bu sefer Hz. Mikail Aleyhisselâm’ı gönderdi. Toprak Mikail Aleyhisselâm’a da yalvardı, o da almadan geri döndü. Üçüncü olarak Allah’ü Teâlâ İsrafil Aleyhisselâm’ı gönderdi. Toprak ona da yalvardı. O da almadan geri dönmek mecburiyetinde kaldı. Allah Teâlâ Hazretleri son olarak Azrail Aleyhisselâm’ı gönderdi. Toprak ona da yalvardıysa da, Azrail Aleyhisselâm dinlemedi ve toprağı aldı ve

Ölmeden Önce Ölünüz

  Ölmeden Önce Ölünüz   "Ölmeden önce ölünüz!" hadis-i şerifi nasıl anlaşılmalıdır?   Cevap: Değerli kardeşimiz,   "Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvanî ve nefsanî hislerinizi terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz." (el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 2:29; İbn-i Hâcer el-Askalânî: "Senedli, vesikalı bir hadis değil derim" demiş, Ali el-Karî ise: "Mânâsı doğrudur" demiştir.)   İnsan, kendisinin âciz ve zelil, dünyanın aldatıcı ve fâni; âhiretin ise çok yakın olduğunu, tam olarak, ancak ölünce anlar. Bu söz ile ölmeden önce uyanmamız, hayatımıza çeki düzen vermemiz ihtar ediliyor.   Ölmeden önce ölmeyi başarmak, seçkin insanlara mahsus... Bizlere düşen, elden geldiğince onlara benzemeye gayret etmek... Bu emri dinleyen insan, dünyayı misafirhane, vücudunu ise emanet bilir. Ruhunu ve kalbini onlarda boğmaz. Bu hâl ile hallenen insan, ölmeden evvel ölmüş demektir.   İnsan ölümle birlikte hayatının hesabını da vermeye başlar. Öyle is

Ecel

Ecel   Hazret-i Azrail gelip yanıma, Habersiz karşıma duracak bir gün! Nazlı beslediğim tatlı canıma, Ummadığım anda kıyacak bir gün!   Bir Yâsîn okuyun, gelmesin şeytan! O mel’undur benim belimi büken, Hak yolu dururken bâtıla çeken, Ana sûretine girecek bir gün!   Ruh çıkınca kalır bir kuru beden, Olmaz beni bir gün misâfir eden, Şu fâni dünyadan eli boş giden Ahrette cezâsını çekecek bir gün!   Çenemi bağlarlar, evlâdım, yârim, Kimseler işitmez, ah ile zârım, Bütün amelimden yok ise kârım, Topuzu başıma vuracak bir gün!   Hanım figân eder, çocuklar ağlar, Kimi peştamalı belime bağlar, Sıcak su koymayın, tenimi dağlar, Dostlarım kefene saracak bir gün!   Götürürken birkaç suâl sorulur, Günâh sevap, büyük defter dürülür, Sonra başucumda telkin verilir, Münker-Nekir suâl soracak bir gün!   Kimisi iyi der, kimisi kötü, Kimi der ki; ağır geldi tabutu, Göğsümün üstünde zambağın otu, Açılıp çiçeği solacak bir gün!  

Sanki Sur Üflenmiş, Herkes Kabire Girmiş Gibi

Sanki Sur Üflenmiş, Herkes Kabire Girmiş Gibi Yollar boş, caddeler boş, sokaklar bomboş… Meydanlar boş, parklar boş, sahiller bomboş… Fabrikalar boş, işyerleri boş, okullar boş, camiler bomboş… Kâbe-i Şerif boş, Mescid-i Aksa boş, Mescid-i Nebevi bomboş… Üretim durmuş, eğitim durmuş, toplu ibadetler durmuş… Bulaşıcı bir hastalık dünyayı esir almış; insanları evlerine hapsetmiş… Sanki 1. Sur üflenmiş, koskoca dünya bomboş… Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i; bütün tehlikelerden koru! Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in; bütün sıkıntılarını gider! Allah’ım Ümmet-i Muhammed’in tevbelerini kabul eyle… Allah’ım Ümmet-i Muhammed’i; arınmış olarak tekrar dirilt! Allah’ım inançsızlara da hidayet nasip eyle! Ve en kısa zamanda gidiversin üzerimizden bu hastalık… Ve bir sabah uyanalım; gürül gürül müjdelerle minarelerden… “Tehlike geçmiştir, haydi herkes işine, okuluna, camisine…” Peşinden okunan ezanlar; eskisinden çok daha güçlü ve coşkulu… Sanki 2. Sur üflenmiş, gi

Azrail Aleyhisselâm’ın Güzelliği (Yaşanmış Gerçek Bir Hatıra)

Azrail Aleyhisselâm’ın Güzelliği (Yaşanmış Gerçek Bir Hatıra) Onkoloji Doktoru Haluk Nurbaki “Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum. Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek istemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkânı bulamamıştı. Serap'ı özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da ALLAH Celle Celâlüh'ün izniyle iyileştiğini gördüm. Ancak Serap'ın da bütün diğer kanserliler gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu. Bir iş kadını olan Serap, 4 yıl kadar sonra 1 ihale için İzmir'e gitmek istedi. Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindi

Azrail Aleyhisselâm Adamına Göre mi Görünür?

Azrail Aleyhisselâm Adamına Göre mi Görünür? Azrail diye bilinen meleğin adı Kur’an ve sahih sünnette: ‘Meleku’l-Mevt’ yani ölüm meleğidir. İnsanın ölüm anında kötü bir şekilde gelen melek ölüm meleği değildir, başka meleklerdir hadiste geldiği gibi. Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “…Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Mü’min kulun dünya ile alakası kesilip, ahirete yönelmeye başladı mı semadan yüzleri güneşi andıran beyaz yüzlü melekler iner. Beraberlerinde cennet kefenlerinden bir kefen ve cennet kokularından bir koku bulunur. Nihayet ondan gözün görebildiği kadar uzak bir mesafede otururlar. Sonra ölüm meleği gelir ve başının yanında oturup, şöyle der: −‘Ey hoş ve mutmain olan nefis! Allah’tan bir mağfirete ve bir hoşnutluğa gitmek üzere çık.’ Onun canı su kabından damlanın akması gibi akarak çıkar. Ölüm meleği de o canı alır. Nihayet canı çıktı mı sema ile yer arasındaki bütün melekler ona duâ eder. Semanın kapıları ona açılır. Bütün kapılard