Azrail Aleyhisselâm Adamına Göre mi Görünür?
Azrail Aleyhisselâm Adamına Göre mi Görünür?
Azrail diye bilinen meleğin adı Kur’an
ve sahih sünnette: ‘Meleku’l-Mevt’ yani ölüm meleğidir. İnsanın ölüm
anında kötü bir şekilde gelen melek ölüm meleği değildir, başka meleklerdir
hadiste geldiği gibi.
Bera bin Azib (Radiyallahu Anh) şöyle
dedi:
“…Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
‘Mü’min kulun dünya ile alakası kesilip,
ahirete yönelmeye başladı mı semadan yüzleri güneşi andıran beyaz yüzlü
melekler iner. Beraberlerinde cennet kefenlerinden bir kefen ve cennet
kokularından bir koku bulunur. Nihayet ondan gözün görebildiği kadar uzak bir
mesafede otururlar. Sonra ölüm meleği gelir ve başının yanında oturup, şöyle
der:
−‘Ey hoş ve mutmain olan nefis!
Allah’tan bir mağfirete ve bir hoşnutluğa gitmek üzere çık.’ Onun canı su
kabından damlanın akması gibi akarak çıkar. Ölüm meleği de o canı alır. Nihayet
canı çıktı mı sema ile yer arasındaki bütün melekler ona duâ eder. Semanın
kapıları ona açılır. Bütün kapılarda bulunanlar, yüce Allah’a ruhuyla
yükselmesi için dua ederler. Ölüm meleği onun canını aldı mı bir göz açıp
kapatacak bir süre kadar dahi onu bırakmazlar. Hemen onu alır ve canını o
kefene koyarlar. İşte yüce Allah’ın:
−“Nihayet birinize ölüm gelse
elçilerimiz onun ruhunu alırlar. Onlar eksik de yapmazlar.” En’am: 61. Ayeti bunu anlatmaktadır ve
yeryüzünde bulunan en güzel misk kokusundan daha hoş olarak çıkar. Onun ruhunu
alıp yükselirler. Meleklerden bir topluluğun yanından geçtiler mi mutlaka
melekler:
−‘Bu hoş ve temiz ruh kimin derler?’ Onlara:
−‘Bu filan oğlu filandır’ diyerek dünyada iken ona verilen
isimlerin en güzelini söylerler. Nihayet bu ruh ile dünya semasına ulaşırlar.
Onun için kapının açılmasını isterler. Ve kapı açılır. Her bir semadan o
semanın mukarreb olan melekleri bir sonraki semaya uğurlarlar. Nihayet onu
yedinci semaya ulaştırırlar. Allah Azze ve Celle şöyle buyurur:
−‘Kulumun kitabını illiyyinde yazınız.
İlliyyinin ne olduğunu sana ne bildirdi? O yazılmış bir kitabtır. Mukarreb
olanlar onu müşahede ederler.’ Onun kitabı illiyyin arasında yazılır, sonra Allah Azze ve
Celle şöyle buyurur:
−‘Kulumu tekrar yeryüzüne götürünüz.
Çünkü ben onlara şunu vadettim. Ben onları ordan yarattım, onları oraya iade
ederim. İkinci bir defa daha onları oradan çıkartacağım.’ Bunun üzerine yere geri döndürülür ve
tekrar ruhu onun cesedine geri verilir. O arkadaşlarının onu bırakıp gittikleri
vakit ayak seslerini duyar. Onlar geri dönmekte iken Bu sefer ona şiddetle
bağırıp çağıran iki melek gelir ve ona şiddetle bağırırlar ve onu oturtarak ona
şöyle derler:
−‘Rabbin kim?’ O:
−‘Rabbim Allah’tır!’ der. Melekler ona:
−‘Dinin ne?’ diye sorarlar? O:
−‘Dinim İslamdır!’ der. Melekler ona:
−‘Size gönderilen bu adam kim?’ diye sorarlar? O:
−‘O, Allah’ın Rasulüdür!’ der. Melekler ona:
−‘Amelin ne’ diye sorarlar? O:
−‘Allah’ın kitabını okudum, ona iman
ettim ve onu tasdik ettim!’
der. Melek ona şiddetlice:
−‘Rabbin kim, dinin ne, Rasulullah kim?’ diye sorar. İşte bu mü’minin karşı
karşıya kalacağı son fitne olacaktır. Allah Azze ve Celle’nin:
−“Allah, müminleri dünya hayatında da
ahiret hayatında da sabit bir sözde sebat ettirir...” İbrahim: 27. ayetinde anlatılan budur.
Kişi: “Rabbim Allah’tır, dinim
İslamdır, Rasulüm Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’dir!” der. Bunun
üzerine semadan bir münadi şöyle seslenir:
−‘Kulum doğru söyledi, ona cennetten
yaygılar yayınız, cennetten elbiseler giydiriniz, ona cennete açılan bir kapı
açınız.’ Ona cennetin
esintisi ve hoş kokusu gelir. Kabri göz görebildiği kadar onun için
genişletilir. Yüzü güzel, elbiseleri güzel, kokusu hoş bir adam ona gelir ve
der ki:
−‘Seni sevindirecek şeyleri sana
müjdeliyorum. Allah’tan bir rıza ve içinde ebedi nimetlerin bulunduğu
cennetlerin müjdesini getirdim. İşte bu sana vaadolunan günündür.’ Mü’min ona şöyle der:
−‘Allah sana da hayırlı müjdeler versin
sen kimsin? Senin yüzün hayırlı şeylerle gelen kimsenin yüzüne benziyor.’ O kişi ona:
−‘Ben senin salih amelinim der. Allah’a
yemin ederim ki ben seni şöyle bildim. Allah’a itaat hususunda çabuk bir kimse
idin. Allah’a masiyet hususunda ağırdan alırdın. Bundan ötürü Allah seni
hayırla mükâfatlandırdı.’
Sonra ona cennette bir kapı ve cehenneme açılan bir kapı açılır ve denir ki:
−‘Eğer Allah’a isyan etmiş olsaydın,
gideceğin yer bura olacaktı. Allah onun yerine sana bunu verdi.’ O cennette olanları görünce şöyle der:
−‘Rabbim kıyametin kopmasını çabuklaştır
ki ben aileme, malıma kavuşayım.’ Ona:
−‘Sen burada kal’ denilir.
Kâfir veya facir dünya ile alakası
kesilip, ahirete yöneldi mi ona semadan kaba ve güçlü kuvvetli yüzleri siyah
melekler semadan iner. Beraberlerinde cehennem ateşinden kaba elbiseler, gözün
görebildiği kadar uzak bir yerde otururlar. Sonra ölüm meleği gelerek başının
ucunda oturur ve:
−‘Ey murdar nefis der. Allah’tan bir gazap
ve öfkeye doğru çık.’
Ruhu cesedinde dağılır. Dalları budakları çok, demir çubuğun ıslak yünden
çekilmesi gibi onu çekip alır. Bu hal ile birlikte damarları ve sinirleri
paramparça olur. Gök ile yer arasındaki her bir melek ve semadaki bütün
melekler ona lanet eder. Semanın kapıları kapanır. Allah’a ruhu çıkmaması için dua
etmeyen hiçbir melek kalmaz. Ölüm meleği o ruhu, bu bedeni ezmek maksadıyla
nimetlerden yararlanmamak amacıyla, bedenin üzerine giyilen kıldan dokunmuş
elbiselere gir der.
Melekler göz açıp kapatacak kadar bir
zaman kadar dahi olsa onun elinden bırakmazlar ve hemen o getirdikleri kaba
elbiselere sararlar. Ondan yeryüzünde görülmüş en kötü kokan leşin kokusu gibi
bir koku çıkar. Onu alıp yükselirler. Meleklerden bir topluluğun yanından
geçtiklerinde mutlaka melekler:
−‘Bu murdar ruh kim?” derler. Onu götürenler bu filan oğlu
filandır’ diyerek dünya hayatında ona verilen en kötü ismiyle onu anarlar.
Nihayet dünya semasına getirilir. Ona kapının açılması istenir. Ona kapı
açılmaz.
Daha sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) şu ayeti okudu:
−“Ayetlerimizi yalanlayıp da onlara
karşı büyüklenenlere hiç şüphesiz gök kapıları açılmayacaktır. Onlar deve iğne
deliğinden geçmedikçe cennete giremezler.” Araf: 40
Bunun üzerine Allah Azze ve Celle şöyle
der:
−‘Onun kitabını siccinde yerin en alt
tabakasında yazınız. Kulumu tekrar yeryüzüne götürünüz. Çünkü ben onlara şunu
vadetmiştim:
−Ben onları oradan yarattım, oraya iade
edeceğim ve ikinci bir defa daha onları oradan çıkartacağım.’ Bu sefer ruhu semadan atılıverir
nihayet gelip cesedine düşer. Sonra şu ayetler okudu:
−“Kim Allah’a ortak koşarsa o sanki
gökyüzünden düşüp, kuşların kaptığı yahut rüzgârın kendisini uzak bir yere
attığı kimseye benzer.”
Hac: 31
Nihayet ruhu cesedine iade edilir. O
arkadaşlarının kendisini bırakıp gittikleri vakit ayak seslerini duyar. Bu
halde iken şiddetle azarlayan iki melek gelir ve onu oturtur. Ona şöyle derler:
−‘Rabbin kim?’ O:
−‘Hı, hı bilmiyorum!’ der. Melekler ona:
−‘Dinin ne’ diye sorarlar?
O:
−‘Hı, hı bilmiyorum!’ der. Melekler:
−‘Bu size gönderilen adam hakkında ne
dersin?’ diye sorarlar?
Onun ismini hatırlayamaz.
O:
−‘Hı, hı bilemiyorum!’ der. İnsanların o sözü söylediklerini
duydum.
Bu sefer ona:
−‘Hay bilmez olasın ve hiçbir şey
söyleyemez olasın!’
Semadan bir münadi:
−‘O yalan söylemiştir!’ diye nida eder. Ona cehennem ateşinden
yaygılar yayınız, ona cehennem ateşine giden bir kapı açınız. Cehennemin
sıcağından ve deri gözeneklerinden işleyen sıcak havası da ona ulaşır. Kabri o
kadar daraltılır ki kaburgaları birbirine geçer ve ona yüzü ve elbiseleri
çirkin, kötü kokan bir adam gelir ona şöyle der:
−‘Ben sana hoşuna gitmeyecek şeyleri
bildiriyorum. İşte bu sana daha önce vaad olunan günündür.’ Oda şöyle der:
−‘Sana da Allah hayır sözü işittirmesin.
Sen kimsin yüzün kötü şeylerle gelen kimsenin yüzüne benziyor.’ O şu cevabı verir:
−‘Ben senin kötü amelinim. Allah’a yemin
ederim ki: Ben seni Allah’a itaatte işi ağırdan alan, Allah’a isyana hızlıca
koşan bir kişi olarak biliyorum, Allah sana kötülüğünün karşılığını versin.’
Sonra ona gözleri görmeyen, kulakları
duymayan ve konuşmayan, elinde bir balyoz bulunan bir kişi görünür. Bu balyozu
bir dağın üzerine indirecek olsa o dağ toprak olur. Ona bu balyozla öyle bir
darbe indirir ki bu darbe ile kişi toprağa döner. Daha sonra Allah Azze ve
Celle onu tekrar eski haline getirir, ona bir darbe daha indirir. Öyle bir
feryad eder ki insanlar ve cinler dışında her şey onun feryadını duyar. Sonra
ona cehennem ateşine giden bir kapı açılır, cehennemden ona yaygılar yayılır.
‘Rabbim kıyamet kopmasın der!’ buyurdu.”
Ebu Davud, Hâkim, Tayalisi, Ahmed,
Acurri Eş-Şeria, Nesei, İbni Mace
Yorumlar
Yorum Gönder