Kayıtlar

olmuştur etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Medine Yahudîlerinin İleri Gelen Âlimlerinden Biri Olan Abdullah Bin Selâm Nasıl Müslüman Olmuştur?

Medine Yahudîlerinin İleri Gelen Âlimlerinden Biri Olan Abdullah Bin Selâm Nasıl Müslüman Olmuştur? Yahudilerin buna tepkisi ne olmuştur? Hz. Yusuf Aleyhisselâm'ın sülâlesinden olan Abdullah b. Selâm Radiyallahü Anh, Medine Yahudilerinin ileri gelen âlimlerinden biri idi. Büyük bir âlim olan babası Selâm'dan birçok şeyle birlikte, Tevrat'ı ve tefsirini de öğrenmişti. Ayrıca, babası, âhir zamanda gelecek peygamberin sıfat ve alâmetleri ile yapacağı işleri de kendisine anlatmış ve, "Eğer o, Harun neslinden gelirse, ona tâbi olurum, yoksa tâbi olmam." demişti. Selâm, Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem henüz Medine'ye gelmeden önce de vefat etmişti. Resûl-i Kibriya Efendimizin Sallallahü Aleyhi Vesellem Medine'ye gelişini Müslümanlara müjdeleyen Yahudînin sesini Abdullah b. Selâm da işitmiş ve kendisini tutamayarak, "Allahü Ekber!" deyip tekbir getirmişti. Bunu duyan halası, "Allah, seni umduğuna erdirmesin! Vallahi, Musa Peyga

Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh'ın Halife Seçilmesi Nasıl Olmuştur

Hz. Ebu Bekir Radiyallahü Anh'ın Halife Seçilmesi Nasıl Olmuştur Hicrî on birinci yılda hastalanan Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem 13 Rebiyülevvel Pazartesi günü (8 Haziran 632) vefât etti. Onun vefâtını duyan Müslümanlar büyük bir üzüntüye kapıldılar ve ilk anda ne yapmaları gerektiğine karar veremediler. Ama o da bir ölümlüydü. Hz. Ömer Radiyallahü Anh: “- Onun Hz. Musa Aleyhisselâm gibi Rabbi ile buluşmaya gittiğini, O'nun için öldü diyen olursa ellerini keseceğini” söylüyordu. Ebû Bekir Radiyallahü Anh, Rasûlullah'ın iyi olduğu bir sırada ondan izin alarak kızının yanına gitmişti. Vefât haberini duyar duymaz hemen geldi, Rasûlullah'ı alnından öptü ve: “- Babam ve anam sana fedâ olsun ya Rasûlullah. Ölümünde de yaşamındaki kadar güzelsin. Senin ölümünle peygamberlik son bulmuştur. Şânın ve şerefin o kadar büyük ki, üzerinde ağlamaktan münezzehsin. Yâ Muhammed, Rabbinin katında bizi unutma; hatırında olalım...” Dedi. Sonra dışarı çıkıp Ömer'i

Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın Şehid Edilmesi Nasıl Olmuştur?

Hz. Ali Radiyallahü Anh’ ın Şehid Edilmesi Nasıl Olmuştur?     Soru Detayı - Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın şehid edileceği günün sabahında, namaza biraz daha ağır ve zor bir şekilde mi kalktı? - Tarihi kaynaklardan bakabilir misiniz? Cevap Değerli kardeşimiz, Çeşitli rivayetlerde, Hz. Ali Radiyallahü Anh’in kendisini öldürecek katilini çok iyi bildiğini, hatta kendisine: “Neden onu öldür müyorsun?” diyenlere; “Ben nasıl beni öldürecek olan birini öldürebilirim?” diyerek cevap verdiğini kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu hususu “Eğer gaip perdesi açılsa, benim imanım daha fazla artmaz.” (Aliyyü’l-Kârî, el-Esrârü’l-Merfûa, s. 193) diyen Hz. Ali Radiyallahü Anh’ın imanını baz alarak değerlendirmek gerekir. Böyle bir imanın şuur mertebesi, her şeyi Allah’tan bilir, zalimlerin zulmü içerisinde kaderin de güzel hükmünü görür ve teslimiyetle, rıza ile karşılar. Bir terhis tezkeresi olarak telakki edenler için ölüm, bir korku ve endişe kaynağı olamaz. Cennetle müjdelenmiş H

Mi‘râc Hem Ruh Hem Bedenle Olmuştur

Mi‘râc Hem Ruh Hem Bedenle Olmuştur “Kulunu geceleyin, delillerini göstermek için, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, her şeyi çok iyi işiten, çok iyi görendir.” (İsra s. 1) Bu âyet-i kerîme, Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem’in, Mekke’den, Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ’ya, ilâhî bir güçle götürüldüğünü beyan etmektedir. Bu hadiseye “İsra ve Miraç” denilmektedir. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem uyanık bir haldeyken, geceleyin, Mekke’den Mescid-i Aksâ ’ya “Burak” denilen bir bineğe bindirilerek götürülmüş, Mescid-i Aksâ’ya varınca bineğini Mescid’in kapısında bırakmış, içeri girip iki rekât mescid namazı kılmış sonra, merdivene benzeyen ve “Mi‘rac” denen bir aracın yanına varmış, o araç vasıtasıyla önce dünya semasına çıkmış sonra göğün diğer katlarına gitmiştir. Her kata vardığında, ora­nın ileri gelen sâkinleri tarafından karşılanmıştır. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem göklerin

Mi‘râc Hem Ruh Hem Bedenle Olmuştur

Mi‘râc Hem Ruh Hem Bedenle Olmuştur “Kulunu geceleyin, delillerini göstermek için, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksâ’ya götüren Allâh, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, her şeyi çok iyi işiten, çok iyi görendir.” (İsra s. 1) Bu âyet-i kerîme, Resûlullâh (s.a.v.)’in, Mekke’den, Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ’ya, ilâhî bir güçle götürüldüğünü beyan etmektedir. Bu hadiseye “İsra ve Miraç” denilmektedir. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellemuyanık bir haldeyken, geceleyin, Mekke’den Mescid-i Aksâ’ya “Burak” denilen bir bineğe bindirilerek götürülmüş, Mescid-i Aksâ’ya varınca bineğini Mescid’in kapısında bırakmış, içeri girip iki rekât mescid namazı kılmış sonra, merdivene benzeyen ve “Mi‘rac” denen bir aracın yanına varmış, o araç vasıtasıyla önce dünya semasına çıkmış sonra göğün diğer katlarına gitmiştir. Her kata vardığında, oranın ileri gelen sakinleri tarafından karşılanmıştır. Resûlullâh Sallallahü Aleyhi Vesellem göklerin her katına vardığın

“O'nun” (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Gibi Dua Etmek

“O'nun” (Sallallahü Aleyhi Vesellem) Gibi Dua Etmek Hz. Muhammed Sallallahü Aleyhi Vesellem en güzel dualarla insanlara örnek olmuştur. Beden ve ruh sağlığından, dini yaşantıya, güvenliğe, refaha, kötülüklerden emin olmaya kadar hemen hemen her alanda dilekte bulunmuştur. İnşallah bizlerde Rasulullah gibi dua edelim O'nun istediklerini bizlerde Rabbimizden isteyelim. Bakın, Yaratıcısına ihtiyacını nasıl yansıtıyor: ''Allah'ım, sözlerimi işitiyorsun, yerimi görüyorsun, gizlimi de, açığımı da biliyorsun. Durumumdan hiçbir şey Sana gizli değildir. Ben çaresiz ve muhtacım. Yardımın istiyor ve korunmamı diliyorum. Azabından korkuyorum ve korkundan dolayı kalbim titriyor. Günahımı kabul ve itiraf ediyorum. Yoksul bir insanın isteyişi gibi Senden istiyorum. Günahkâr ve zelil bir kimsenin yakarışıyla yalvarıyorum. Zor durumda kalmış, Senden korkan, Sana boynunu bükmüş, Senin için gözyaşı akıtmış, bütün bedeniyle emrine girmiş birisinin duası gibi sana dua ediyor

Tevbeye Mani Olan Şeyler

Tevbeye Mani Olan Şeyler Tevbeye mani olan sebepler beştir: 1- Ahirete inanmaz yahut şüphe eder. 2-Ona arzu ve istek o kadar galeb olmuştur ki, onlara muhalefet etmeye dayanamaz. Arzuların lezzeti ona ahiret hallerini unutturmuştur. İnsanların çoğunun hicabı, Allah (CC) Hz. leri’nden ayıran şehvetlerin sevgisidir. Nefse şehvetle uymak cehennem yoludur. Eza ve cefalara sıkıntılara dayanmak da cennet yoludur. 3-Ahiret vadedir (veresiyedir) dünya ise peşin ve nakittir. İnsanın tabiatı peşine meyyaldir. 4-Mümin olan herkes her zaman tevbe etmek azminde olur. Fakat geciktirir. Önüne gelen her arzuya bunu da yapayım ondan sonra tevbe edeyim bir daha yapmayayım der. 5-Günahların insanı mutlaka cehenneme götüreceği lazım değildir. Belki Allah (CC) Hz. leri’nin affı mümkündür. İnsan kendisi hakkında hüsni zanda bulunur. Ona bir şehvet galib olursa Allah (CC) Hz. leri affeder diye rahmet umar, yarın öbür gün tevbe ederim diye tevbeyi geciktirene yarınki günün gelmesi senin elinde de